Kılıçdaroğlu’nun liderliği  mühürlenmiş oldu

Siyaset Bilimci Özgün Emre Koç, 6’lı masanın cumhurbaşkanı adayını ve son gelişmeleri yorumladı. Koç, yaşananların ardından muhalefetin güçlendiğini ifade ederken “Kılıçdaroğlu’nun liderliği de bu şekilde mühürlenmiş oldu” dedi

Haber Giriş Tarihi: 01.10.55147 17:56
Haber Güncellenme Tarihi: 01.10.55147 17:56
ilksesgazetesi.com

TENZİLE AŞÇI

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in cumhurbaşkanlığı adaylığına ilişkin açıklamalarının ardından 6’lı masayla iplerini koparmasının ardından Millet İttifakı, Saadet Partisi’nin ev sahipliğinde cumhurbaşkanı adayını açıklamak üzere buluştu. Toplantıya sürpriz bir gelişmeyle Akşener’de katıldı. Akşener’in masaya yeniden oturmak için Yavaş ve İmamoğlu’nun icracı ve yetkili cumhurbaşkanı yardımcısı olma koşulu sunduğu ifade edilmişti. 6’lı masa toplantısında Akşener’in formülünü masaya yatırırken toplantı sonunda cumhurbaşkanı adayının Kemal Kılıçdaroğlu olduğu açıklandı. Öte yandan; Siyaset Bilimci Özgün Emre Koç, Akşener’in masaya dönmesi ve yaşanan gelişmeleri İLKSES’e yorumladı.

KOLAY KOLAY TARTIŞILAMAYACAK

Akşener’in masaya dönmesinin ve masanın dağılmamasını muhalefeti daha da güçlendirdiğini ifade eden Koç, “Masa eskisinden daha sağlam oldu. Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderliği de bu şekilde mühürlenmiş oldu. Adaylık tartışması kesin bir şekilde kapanmış oldu. Bundan sonra öngöremediğimiz bir tuhaflık ve krizler karşılaşmadığımız, işler rasyonel bir şekilde işlediği sürece artık muhalefetin bu süreçten daha da güçlenerek çıkması kaçınılmaz. Kemal Kılıçdaroğlu için hep ‘liderlik vasfı yok’ yakıştırması var. Bence depremden sonra başladığı doğal liderlik konumunu bu krizle iyice pekiştirmiş oldu. Bu süreci çok iyi, sabırlı, sakin ve soğukkanlı bir şekilde yönetti. Partililer de parti disiplinini koruyarak liderleriyle beraber olduklarını gösterdiler ve iyi bir siyasi iletişim süreci yönettiler. Neticede masadaki diğer partilerin de katkıları ve arabuluculuğuyla süreç tatlıya bağlanmış oldu. Ben bu sürecin, Kılıçdaroğlu’nun siyasi tarihi açısından yeni bir sayfa olduğunu düşünüyorum. Artık onun liderlik becerilerinin de Türkiye’de kolay kolay tartışılamayacağı kanaatindeyim. Muhalefetin de buradan güçlenerek çıkacağını düşünüyorum” dedi.

YARALAR SARILIRSA

Mevcut konjonktürde seçimin ilk turda bitmesi ihtimalinin yüksek olduğunu belirten Koç, “Artık Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanında İmamoğlu ve Yavaş da olduğu için seçimin ilk turda muhalefetin lehine sonuçlanma ihtimali hiç yabana atılacak bir ihtimal değil. Eğer İYİ Parti ayrı bir adayla sahaya çıksaydı ikinci tur kesin derdik. Eğer dağınıklık toparlanır, yaralar sarılır ve sahada birliktelik sağlanırsa ilk turda bitme ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu düşünüyorum. Ama eğer başka 3. bir aday çıkarsa düşük bir ihtimal de olsa 2. tura kalabilir. 2. tura kaldığı takdirde de muhalefetin kazanma ihtimalini yüksek görüyorum. Yaşanan kriz nedeniyle CHP’nin hem sağında hem de solunda kalan kesimleri birleştirebilecek bir tablo oluştu. Dolayısıyla CHP’nin ihtiyacı olan masa dışından gelecek olayları da alması kolaylaştı” diye konuştu.

YETKİLERİN PAYLAŞIMI OLABİLİR

İmamoğlu ve Yavaş için istenen “icracı ve yetkili” cumhurbaşkanı yardımcılığı görevini de yorumlayan Koç, şunları söyledi: “Orada kast edilen belli bir mevzuat düzenlemesi olacağı. Cumhurbaşkanının yetkilerinin bir kısmının paylaşılması ya da görevin yukarıdan aşağıya delege edilmesi şeklinde. Toplumun farklı kesimlerinin iktidarda temsil edilme görünümünü kuvvetlendirecek bir tablo olacak. Seçim kazanıldığı takdirde oradan daha güçlü bir CHP iktidarıyla çıkabileceğini düşünebiliriz. Ne yapılabilir? Şu anda cumhurbaşkanlığına bağlı olan belli başlı kurumlar cumhurbaşkanlığı yardımcılarına bağlanabilir. Bu şekilde delege edilebilir. Ben İmamoğlu ve Yavaş’ın görevlerinden istifa etmeleri gerekeceğini düşünmüyorum. Çünkü biz şu an olağanüstü bir süreçten geçiyoruz. Yeni seçilecek iktidar da olağan koşullar altında işleyen değil kurucu iktidar olarak davranması gerekecek. Dolayısıyla Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme dönüş sürecine bağlı kaldığı sürece bu süreci bir şekilde geniş toplumsal mutabakata bağlı kalmak kaydıyla sürdürebileceklerini düşünüyorum.”