Karşıyaka Belediyesi küresel gıda krizine karşı kenti daha dirençli hale getirmek amacıyla Haziran 2022’de hazırlık çalışmalarına başlanan ve geçtiğimiz günlerde tamamlanan “Karşıyaka Kentsel Gıda Strateji Belgesi” isimli projesinin tanıtım lansmanını gerçekleştirdi. Türkiye’de ilk kez bir ilçe belediyesi tarafından oluşturulan; arkeolojik, katılımcı, adil ve yerelci olarak tanımlanan 4 temel ilke çerçevesinde 8 strateji ve 75 eylem önerisinin yer aldığı belge, küresel gıda krizine karşı önlem almak adına büyük örnek teşkil ediyor. Düzenlenen lansmana Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, belge koordinatörü Doç. Dr. Emel Karakaya Ayalp, Dr. Fatih Tatari, Orkun Doğan katılım gösterdi. Programda yaptığı konuşmada doğanın insan hayatının öneminden bahsederek gıda krizi başta olmak üzere su ve enerji sorununa karşı Karşıyaka Belediyesi olarak yapacakları diğer çalışmalardan bahseden Tugay, “Sağlıklı şartlarda ve çevreye zarar vermeden bu işi yapmak için yola çıktık. Bu toprakla bizim beslenmemize yetecek tarımsal ürünleri üretmemize müsaitse biz zaten daha rahat yürürüz bu yolu. Devlet bu vatandaşına sağlıklı gıdaya erişim hizmetini sağlamak zorundadır. Karşıyaka Belediyesi de üzerine düşeni yapmak durumundadır” dedi.
KARŞIYAKA ÖRNEK İLÇE
Türkiye’de gıda sistemine dönük bir takım eylemler gerçekleştirme konusunda çalışma yapan yerel yönetimlerin sayısının çok az olduğunu ve bunun en önemli temsilcileri arasında Karşıyaka Belediyesi’nin olduğunu belirten Ayalp, “İklim krizine karşı kurumların strateji beyanları var. Yerel yönetimlerin rolleri üzerine bu konuda tartışmalar var. BM bunu haykırıyor. Burada aslında yerel yönetimlerin sorumluluk alması bir takım eylemler gerçekleştirmesi gerektiği bir noktadayız. Başkanımıza bu irade için teşekkür ederek başlamak isterim. Çok yapılı çok paydaşlı biçimde çalışmayı tasarlamış olduk’’ ifadelerini kullandı.
ÖLEN HER AĞAÇ ÖLEN HER İNSAN GİBİ
Karşıyaka Belediyesi olarak yaptıkları çalışmaların bazı kesimler tarafından gündemden uzak, hayal ürünü olarak değerlendirildiğini söyleyen Tugay, “Bu şekilde düşünenleri asla kınamam. Çünkü buna benzer sadece vitrinde yer almak adına bir şeyler yapan bazı yerel yönetim örnekleri var. Ben bunların bir parçası olarak bu işleri yapmadım. İçinde yaşadığımız dönemin yaşam şartlarını gözden geçirecek olursak yoğun bir belirsizlik içinde yaşadığımızı hepimiz ifade edebilir. Bu hisler ortak. 'Nedenleri neler?' dediğimizde belediyemizi suçlayabiliriz, hükümetimizi suçlayabiliriz ama aslında global düzeyde herkesin katkıda bulunduğu bir durumu yaşıyoruz. Herkes Allah aşkına artık bu durumun farkında olsun. Dünyanın doğal dengesi bozuldu. Bizim çevremize attığımız kimyasal atıkların tahribatı küresel ısınmaya sebep oldu. . Kirazlar bu sene dalında çürüdüler. Bunun yanında Burdur Gölü kaç kilometre çekildi. Göl Marmara’daki Marmara Gölü kurudu. Tahtalı Barajı’ndaki su miktarı yüzde 30’lar düzeyinde. Ağaçlar kuruyor. Ölen her ağaç her ölen insan gibi. Bu kuraklık dayanılamayacak boyutta. Karşıyaka önümüzdeki 5 yıl, 10 yıl içerisinde ağır bir şekilde su krizi yaşayacaksınız, gıda krizi yaşayacaksınız. Canlı yaşam yavaş yavaş yok olacak. Suçluluğun ağırlığına baktığımızda küresel düzeyde bu işleri yönetenlerin daha fazla suçlu olduğunu söyleyebiliriz” diye belirtti.
SÜREKLİ KAYBETMEYE DEVAM EDİYORUZ
Seçim kampanyaları başladığı zaman iklim krizinden bahseden milletvekillerini, belediye başkanlarını kimsenin dinlemediğini ve artık buna bir son verilip hep birlikte önlem alınması gerektiğini belirten Tugay, “Ormanlar yandığı zaman iyimser tutumdan rahatsız oluyorum. 'Yansın canım yine kendi kendine ağaçlar yeniden büyüyor' diyen insanlar var. Soruyorum size emin misiniz? Yanan ormanların yüzde 1’i geri geliyor. Yüzde 99’u kayboluyor. Ormanlar kendi kendini yenilemesi hava sıcaklığı normal şartlarda olduğu zaman ve toprak sağlıklı olabildiği zaman. Bugün elimizde ne sağlıklı bir toprak ve ne yağış var. Sürekli kaybetmeye devam ediyoruz. Avrupa bu hatayı yapıyor diye Karşıyaka olarak biz bu hatayı yapmak zorunda mıyız? Daha mı az zekalı insanlarız. Problemimiz kendi kendimize koyduğumuz duvarlar. Yıllardır bizlere Türkiye’den adam olmaz diye anlata anlata ülkeyi bu hale getirdiler. Ben bu ülkenin evladı olarak burada her türlü mücadeleyi yapmak için siyasetle ilgilendim ve belediye başkanı oldum. Bizi su krizi bekliyorsa önlem almamız gerek, yaşamak için zorundayız’’ dedi.
DERTLERİ TÜKETİCİYE SAĞLIKLI GIDA ULAŞTIRMAK DEĞİL
Kentsel Gıda Strateji Belgesi’ni yapmalarının arkasında yatan sebeplerden bahseden Tugay, “Beslenmek için gerekli güvenli gıda nedir, bunların şu andaki şartlarda insanların erişilebilirliği nedir bunu belirleyelim dedik. Mevcut durumun analizi ve sonra bunu hangi yollarla gidereceğiz diye konuştuk. Yarından başlayıp sonsuza kadar süren dönemden bahsediyorum. Sağlıklı şartlarda ve çevreye zarar vermeden bu işi yapmak için yola çıktık. Bu toprakla bizim beslenmemize yetecek tarımsal ürünleri üretmemize müsaitse biz zaten daha rahat yürürüz bu yolu. Müsait mi? Kimse kusura bakmasın Ege Bölgesi müsait değilse neresi müsait? Domatesimizi Menemen’den değil Antalya’dan alıyoruz. Kim bunu yapıyor? Bir takım ticari mekanizmalar mı? Bir yerde hata var. Antalya’da üretilen meyve-sebzeyi İzmir’e getirene kadar yüzde 30’unu kaybediyoruz. İhtiyacımız olan gıdayı Menemen’de, Ödemiş’te inşalarımız üretmiyor mu? Üretiyorlar ama gidip alan yok. Tüketiciye sağlıklı ürün ulaştırmak gibi bir dertleri yok çünkü” ifadelerini kullandı.
İNSAN OLARAK BU DÜNYADA HAKKIM VAR
Tugay, konuşmasında insan hayatını her şeyin üstünde tuttuğunu ve kapitalizmin insan hayatını hiç umursamadığına dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı;
“Ben doktor olarak hayatı boyunca da sosyal demokrasiye inanmış bir insan olarak insanı her şeyin üstünde görüyorum. Paranın canı cehenneme diyebileceğim kadar kötü buluyorum. Birilerinin servet yapması değil önemli olan. Bunun adına birileri ekonomi diyorlarsa kahrolsunlar. İnsanları köle gibi çalıştır, ondan sonra 3 kuruş para için çalışmaya mahkûm et. Yok öyle şey! Bizi yıllardır 1980’den beri öylesine bir yalanın içine soktular ki, herkes dövizi takip etmekten yanındaki insanın açlıktan öldüğünü, hastanelerde cebindeki paraya göre muamele gördüğünü göremeyecek noktaya geldik. Ekonomi yalanlarıyla insanları artık kandırmasınlar. Ben buna isyan ediyorum. İnsan olarak bu dünyada hakkım var. Yetişen her şeyde herkesin hakkı var. Bu yüzden Kentse Gıda Stratejisi Belgesi hiçbir vatandaşımızın aç kalmamasını amaçlayan bir belge. İhtiyacımızın olanı doğru insanlara ürettireceğiz. Aracıları minimalize edeceğiz. Bu devletin görevidir. Devlet bu vatandaşına sağlıklı gıdaya erişim hizmetini sağlamak zorundadır. Karşıyaka Belediyesi de üzerine düşeni yapmak durumundadır. Sokakta gördüğünüz her yer pazar olabilir. Yeter ki birileri bunları istismar etmeye kalkmasın. Bu mümkün mü? Mümkün. Bilinçli halk ve seçtiği sorumlu yöneticiler ile mümkün. Anlaması zor gibi görünen bu konuyu ve belgeyi lütfen konuşmaya, insanlara anlatmaya devam edin.”
SU VE ENERJİ KRİZİNE KARŞI ÇÖZÜMLER
Konuşmasının sonunda su ve enerji krizine karşı belediye olarak çözümlerinin olduğunu söyleyerek projeleri açıklayan Tugay, "Karşıyaka’nın altında su rezervleri var. Su rezervlerinin haritasını yapmayı sonra takip kuyuları ile seviyelerini belirlemeyi yapabiliyoruz. Proje olarak çalışıyoruz ve yapacağız. Sonra rezervlerin yağmur suyunu emmesi için yer üzerinde nasıl değişiklikler yapılması gerektiğini çalışacağız. 2,5 yıl geçmesine rağmen kent ormanı alanın dokusu ile işlemediğimiz alanı karşılaştırdığınızda çok net görüyorsunuz. İnsan eli ile ilk defa dünyada bir orman yapıyoruz. Su krizini bu yolla önleyebileceğimiz düşünüyorum. Öte yandan enerji sorununu da çözmek için çalışmalarımız olacak. Ülkemizin sonsuz bir enerji kaynağı var. Jeotermal enerji. Jeotermal enerji açısından Türkiye dünyada en zengin 5. ülke. Jeotermal su ile elektrik üretmek çok özel şartlar isteyen bir şey. JES’lere karşı çıkılması normal. İzmir’de Jeotermal A.Ş. diye bir şirket var. Çevreye bir gram zarar vermeden çıkarılan su ile 15 bin tane konut ısıtılıyor. Kışları artık daha soğuk geçecek ve daha çok doğalgaz yakacağız. Dünyayı daha çok karbona boğulacak. Bizde Karşıyaka’da jeotermal enerji için kuyular açarak on binlerce evin ısınmasını sağlayabiliriz” dedi.
4 TEMEL İLKE 8 STRATEJİ
Tugay’ın ardından söz alarak projenin detaylarına ilişkin sunum yapmak için kürsüye çıkan Doç. Dr. Emel Karakaya Ayalp, Dr. Fatih Tatari ile Orkun Doğan’dan oluşan ana proje ekibi, belgenin 4 temel ilke ve 8 strateji başlığı altında topladıklarını belirtti. Bu ilkeleri somutlaştıran 8 strateji de şöyle sıralandı:
Gıda Tedarik Zincirinin Kısaltılması. Karşıyaka’da Gıdanın Kent Bölgesi’nin Kentsel ve Kırsal Koruma Odaklı Tanımlanması. Agroekolojik Tarımsal Üretimin Desteklenmesi. Katılımcı Yönetişim Modelinin ve Yeni Organların Kurulması. Üreticilerin ve Tüketicilerin Örgütlenmesi. Kayıp ve İsrafın Azaltılarak Atık Yönetiminin Sağlanması. Herkes için Adil, Erişilebilir, Güvenilir ve Güvenli Gıda ve Su Sağlanması. Kriz ve Afet Dönemlerinde Gıda Sistemi’nin Yönetilmesi
BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Barodan GGM önünde açıklama: Avukata erişim hakkı engelleniyor!