Moto kurye ölümleri artıyor: İzmir’de 4 kayıp

Kurye Hakları Derneği tarafından yayımlanan Moto Kurye Ölümleri Raporu’na göre 2024 yılında en az 63 kurye hayatını kaybederken, bunlardan 6’sının çocuk işçi, 6’sının ise 51-64 yaş arası olduğu belirtildi. İzmir’de ise son bir yıl içinde 4 kurye hayatını kaybetti

Haber Giriş Tarihi: 20.01.2025 13:25
Haber Güncellenme Tarihi: 20.01.2025 13:25

Kurye Hakları Derneği 2024 Yılı Moto Kurye Ölüm Raporu yayımladı. 2024 yılında 6’sı çocuk, 6’sı ise 51-64 yaş arası olmak üzere en az 63 moto kurye iş cinayetinde hayatını kaybetti. Raporda, moto kuryelerin iş yükü ve çalışma koşullarının insan hayatını hiçe sayan bir düzenin parçası olduğu ifade edilirken, sektörde düşük ücret politikalarının, uzun mesai saatlerinin, hız odaklı prim sistemlerinin ve eksik güvenlik ekipmanlarının kuryelerin can güvenliğini tehdit ettiğini vurguluyor. Özellikle hava koşullarına rağmen paket yetiştirme zorunluluğunun, kazalara davetiye çıkardığı belirtiliyor. 2024 yılı raporu, iş cinayetlerinde yaşamını yitiren moto kurye ölümlerinin geçmiş yıllara göre hızla yükseldiğini ortaya çıkardı.

İZMİR’DE 4 KURYE HAYATINI KAYBETTİ

2024 Yılı Moto Kurye Ölüm Raporu’na göre İzmir’de bu yıl kayıtlara geçen en az 4 kurye çalışırken hayatını kaybetti. İzmir’in yanı sıra bir yılda İstanbul’da 19, Ankara’da ve Antalya’da 4’er kurye mesai saatinde yaşamını yitirdi.

EN ÇOK ÖLÜMLERİN YAŞANDIĞI 3 AY

2024 yılında kuryelerin en çok Ocak, Ağustos ve Eylül aylarında hayatını kaybettiği belirtilen raporda; “Ağustos ayında hayatını kaybeden kuryelerde 2022 yılına göre azalma, 2023 yılına göre ise bir artış söz konusudur. 2022 yılında önemli bir farkla kuryeler en çok Ağustos ayında hayatını kaybederken 2023 yılında ise ciddi bir düşüş yaşanmıştır. Ağustos ayı, hava sıcaklıklarının en çok arttığı aydır. Ağustos ayında sıcaklıklar nedeniyle kuryelerin ekipman kullanımını azalttığı gözlemlenmektedir. Bununla birlikte yaz ve sonbahar aylarında asıl mesleği veya tek mesleği kuryelik olmayan kişilerin dönemsel kuryelik yaptığı bilinmektedir. Ağustos ayının yüksekliğine ilişkin ayrıca bir araştırma yapılması gerekmektedir. 2024 yılının Ocak ayı, 8 kurye ölümü ile Ağustos ayı ile beraber en çok ölüm yaşanan aydır. Ocak 2023’te de 8 moto kurye hayatını kaybetmiştir. Ancak 2022 yılı ile kıyaslandığında önemli bir artış söz konusudur” ifadelerine yer verildi.

ÇOCUK MOTO KURYELER

Çocuk moto kuryelerin ölümlerine de dikkat çekine raporda; “Hayatını kaybeden kuryelerin 6’sının çocuk olması hiç de düşük olmayan bir oranı ifade etmektedir. Deneyimi ve sürüş eğitimi olmaksızın çalışırken hayatını kaybeden çocukların varlığı, devletin çocuk hakları yükümlülükleri açısından ciddiyetle tartışılması gereken bir hak ihlalidir. Ayrıca Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın çocukların çalışabileceği iş kollarına ilişkin tanımlamalarına bakıldığında, çocukların taşımacılık sektöründe çalışabileceğine ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak 16 yaşını dolduran kişiler, A1 sınıfı motosiklet ehliyeti alabilmektedirler. A1 ehliyet alarak ya da mahalle arası işletmelerde (dürümcü, çiğ köfteci, pideci, sucu, market, manav, tekel bayii vb.) çalışan çocukların kayıtsız bir şekilde çalıştığı da gözlemlenmektedir. Dolayısıyla yapılacak düzenlemelerde, sayıları hiç de az olmadığı tahmin edilen çocuk kuryelerle ilgili olarak da çocuk haklarını temel alan bir düzenleme yapılması gerekmektedir” denildi.

İŞ GÜVENLİĞİ TEMEL BİR HAKTIR

Kurye Hakları Derneği, ölümler ve kazaların önlenmesi için sektörde köklü değişikliklerin kaçınılmaz olduğunu vurguluyor. Platform şirketlerinin kuryelere koruyucu ekipman sağlaması, düzenli eğitimler vermesi ve iş güvenliği politikalarını iyileştirmesi gerektiği ifade ediliyor. Ayrıca, devletin iş güvenliği denetimlerini artırarak bu alandaki yasal boşlukları doldurması talep ediliyor. Raporda, kurye ölümlerine ilişkin verilerin düzenli olarak kamuoyu ile paylaşılmasının, bu ölümlerin “iş cinayeti” olarak adlandırılması gerektiğinin altı çiziliyor. Dernek, kurye ölümlerinin yalnızca iş güvenliği meselesi değil, aynı zamanda insan hayatını hiçe sayan iş modellerine karşı bir direniş aracı olarak görülmesi gerektiğini savunuyor.