TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu, 1 Haziran Dünya Süt Günü özelinde yazılı bir açıklama yaptı.
Kamuoyuyla paylaşılan açıklamada, “Süt, memeli canlıların doğumdan hemen sonra tüketmeye başladıkları, kendine özgü tat, koku ve kıvamı olan, temel besin öğelerini yeterli ve dengeli biçimde sağlayan en önemli gıdalardandır. Bunun yanında süt ve süt ürünleri sektöründe çalışan milyonlarca insan geçimini sağlamaktadır. Dengeli ve sağlıklı beslenmede sütün önemine vurgu yapmak, süt sektör paydaşlarının sorunlarına ve süt tüketiminin hayatımızın her döneminde gerekli olduğuna dikkat çekmek amacı ile 1 Haziran, ‘Dünya Süt Günü’ olarak kutlanmaktadır” denildi.
SAĞILAN HAYVAN SAYISI ARTMAK YERİNE AZALDI!
Süt sektörüne ilişkin bazı detayları da paylaşan yönetim kurulu, “Ülkemizdeki çiğ süt üretimine baktığımızda, TÜIK verilerine göre, 2019’ yılında Türkiye’nin nüfusu 83 milyon, sağılan hayvan sayısı 31,9 milyon ve toplanan süt miktarı 22,9 milyon ton iken, 2023 yılına geldiğimizde Türkiye’nin nüfusu 85 milyona ulaşmış, sağılan hayvan sayısı 25,8 milyona gerilemiş ve toplanan süt miktarı da 21,4 milyona düşmüştür. Görüldüğü gibi ülke nüfusu artarken, ki bu rakamlara turist sayısı ve kayıt dışı kişiler dahil değildir, sağılan hayvan sayısı artmak yerine azalmıştır. Ulusal Süt Konseyi tarafından yapılan hesaplamalara göre, ülkemizde kişi başına yıllık 39 kg içme sütü, 19.6 kg peynir, 29 kg yoğurt, 10 kg ayran ve 2.2 kg tereyağı tüketiliyor. Bu veriler, toplam üretimin resmi nüfusa bölünmesi ile elde edilmektedir. Ancak, ülkemizde kayıt dışı ve kaçak yaşayan, tam sayısı bilinmeyen büyük bir nüfusun varlığı yanında, milyonlarca turistin de tüketici olduğu düşünülürse, gerçek tüketim verileri çok düşük kalacaktır” bilgisini paylaştı.
GELİR DÜZEYİ DÜŞÜK AİLELER SATIN ALMAKTA ZORLANIYOR
Bugün pek çok Avrupa ülkesinde sadece içme sütü tüketiminin 100 litrenin üzerinde olduğu düşünülürse, Türkiye’de süt tüketiminin yetersiz olduğunu kaydeden yönetim kurulu, “Ülkemizde son yıllarda yaşanan yüksek enflasyonist ortam süt fiyatlarının artmasına sebep olmuş, özellikle çocukların mutlaka tüketmesi gereken süt ve süt ürünleri, gelir düzeyi düşük ailelerin satın almakta zorlandığı gıda ürünleri arasında yer almıştır. Sağlık açısından günde iki bardak süt tüketimi, çocuklarımızın fiziksel ve zihinsel gelişiminde ihtiyaç duydukları birçok vitamin ve minerali sağlayabilir. Süt ve süt ürünü tüketmek her çocuğun hakkıdır ve bu sorumluluk devlete aittir. 2012 -2019 yılları arasında uygulanmış ‘Okul Sütü Projesi’ yeniden hayata geçirilmeli, süt ve süt ürünlerinin fiyatları toplumun her kesiminin kolaylıkla ulaşabileceği seviyelerde tutulmalıdır. Süt ve süt ürünleri fiyatlarındaki önlenemez artışın esas sebebi üretiminin azalması, üretimin azalmasının temel nedenlerden biri sektördeki yüksek üretim maliyetleridir. Yem başta olmak üzere girdi maliyetlerinin yüksek olması sadece küçük işletmeleri değil, büyük üreticileri de olumsuz etkilemektedir. Türkiye’de yerel süt üreticisi yem, enerji ve kredi maliyetleri altında ezilmekte, çiğ süt alım fiyatı üretim maliyetlerini karşılamamaktadır. Yüksek enflasyon sebebiyle artan piyasa belirsizlikleri ve alıcıların uzayan ödeme vadeleri, yerel ve küçük üreticinin hayvanlarını besleyememesine, kesimhaneye göndermek zorunda kalmasına, hatta iflas etmesine neden olmaktadır” cümlelerine dikkat çekti.
GIDA MÜHENDİSLERİNİN TALEPLERİ NELER?
Yapılması gerekenlere dair görüşlerini de sunan Gıda Mühendisleri Odası, şunları sıraladı:
“Kaliteli süt üretimi için süt hayvancılığı ile uğraşan çiftçi ve köylüye verilen destekler artırılmalı, kırsal kalkınmaya önem verilmelidir. ‘Okul Sütü Projesi’ uygulaması tekrar başlatılmalı, projede kullanılacak sütler yerel işletmelerden/kooperatiflerden temin edilmelidir. Süt üreticilerinin bir araya gelmesini sağlayacak teşvikler oluşturulmalı, kooperatifler desteklenmelidir. Pastörize ve UHT (uzun ömürlü) süt üretiminin yaygınlaşması teşvik edilmelidir. Yerel yönetimler süt ile ilgili süreçlere dahil olmalı, sütün tüketiciye ulaştırılmasında etkili ve sonuca odaklı organizasyonlar planlamalıdır. Sütün ‘Çiftlikten Sofraya’ olan sürecinin her aşamasının izlenebilirliği sağlanmalı, üreticilerin bu konudaki çalışmaları desteklenmelidir. Süt ve süt ürünlerindeki denetim artırılmalı, sokak sütü ve kayıt dışı üretim, sonlandırılmalıdır. Gıda mühendisleri, üretim, satış, depolama ve denetim gibi her aşamada görev almalıdır. Bu anlamda Gıda Mühendisleri Odası tarafından Tarım ve Orman Bakanlığı’na önerilen ‘Yetkilendirilmiş Gıda Danışmanı’ sistemi uygulamaya konulmalıdır. Tüketiciler nezdinde oluşan “Bilgi Kirliliği”nin önlenmesi konusunda, süt ve süt ürünleri alanında uzman meslek grupları ile iş birliğine gidilmeli, toplumun doğru bilgilendirilmesi konusunda çaba sarf edilmelidir.”
BİLİMSELLİKTEN UZAK AÇIKLAMALARA KARŞI DURACAĞIZ
“Bizler, süt ve süt ürünleri tüketiminin önemini vurgulamaya, sürdürülebilir ve güvenli üretimde görev almaya, halkımızın sağlıklı beslenmesi konusunda öneri ve görüşlerimizi her platformda iletmeye devam edeceğiz” denilen açıklamada, son olarak ise “Amacımız sektördeki sorunların çözümüne katkıda bulunmak, tüketici ve üreticinin refah seviyesinin artmasını sağlamaktır. Her vatandaşımızın sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenme hakkını talep etmeye devam ederken, süt ve süt ürünleri ile ilgili yanıltıcı ve bilimsellikten uzak açıklamalara karşı duracağız. Okullarda çocuklarımıza her gün bir kutu süt ücretsiz verilmelidir! Dünya Süt Günümüz kutlu olsun” mesajı verildi.