Bir mülteci işçinin hayatını kaybettiği Basmane’deki bıçaklı saldırıda ölümden dönen Suriyeli Deheymiş, dehşet dolu anları anlattı. Saldırganın mültecilerle aynı maaşı almak istemediğini ve ‘Suriyeliler bize iş bırakmadı’ dediğini söyleyen Deheymiş, adalet istedi
Haber Giriş Tarihi: 07.06.55579 11:40
Haber Güncellenme Tarihi: 07.06.55579 11:40
ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER Mültecilere yönelik nefret söylemlerinin zaman zaman saldırılara dönüştüğü Türkiye’de, bir acı olay da İzmir’de yaşanmıştı. 1 Ağustos’ta Konak ilçesi Basmane mevkiinde faaliyet gösteren bir tavukçu dükkanında çalışan Suriyeli mülteci Yasir Muhammed Elati ile Hüseyin Deheymiş (20), aynı işyerinde çalışan Mehmet Şerif Çelik tarafından bıçaklı saldırıya uğramıştı. İşyeri sahibi ve çalışanların anlattığına göre, saldırgan Çelik, güvenlik kameralarının kayıtlarını sildikten sonra olay yerinden kaçmış fakat kısa süre içerisinde yakalanarak tutuklanmıştı. 27 yaşındaki Elati tüm müdahalelere rağmen olay yerinde hayatını kaybederken, 20 yaşındaki Deheymiş ise biri boğazından olmak üzere aldığı dört bıçak darbesiyle ölümden dönmüştü. Hastanedeki tedavisinin tamamlanmasının ardından taburcu edilen Deheymiş, dehşet dolu o anları anlattı ve saldırganın en ağır cezayı alması için adalet istedi.
‘SURİYELİLER BİZE İŞ BIRAKMADI’ DİYORDU Saldırıda vefat eden arkadaşı Elati’nin vasıtasıyla 2 yıl önce Basmane’deki tavukçu dükkanında çalışmaya başladığını belirten Deheymiş, Çelik’e hep saygılı davrandıklarını ve neden böyle bir şey yaptığına anlam veremediğini anlattı. Çelik’in mülteci işçilerle aynı maaşı almak istemediğini ve ‘Suriyeliler bize iş bırakmadı’ diyerek zaman zaman isyan ettiğini söyleyen Deheymiş, “2 senedir orada çalışıyordum. Vefat eden arkadaşım Yasir vasıtasıyla işe girmiştim. Bizi bıçaklayan Mehmet Şerif ile daha önce aramızda bir tartışma yaşanmamıştı. Yasir ile ikimiz bize verilen her işi yapıyorduk. Çünkü tek başımıza ev geçindiriyorduk. Ekmek paramızı kazanma derdindeydik. Patron adaletliydi, hepimize aynı parayı veriyordu. Ama Mehmet Şerif, bizimle aynı maaşı aldığı için çok kızıyordu. ‘Suriyeliler bize iş bırakmadı’ diyordu. Ama biz ona hep saygılıydık, abi diyorduk, çay kahve götürüyorduk” dedi.
KANLAR İÇİNDE KAÇIP YOLA ÇIKTIM Dehşet verici olayın yaşandığı gün işyerinde hep birlikte yemek yediklerini, ardından Çelik’in ‘Gelin bir dakika’ diyerek kendilerini yanına çağırdığını dile getiren Deheymiş, “Yanına gittiğimizde elindeki bıçağı Yasir’e saplamaya başladı. Sonra bana yöneldi, boğazımdan, sırtımdan ve göbeğimden bıçakladı. Benim öldüğümü düşünerek yeniden Yasir’i bıçaklamaya devam etti. En son gördüğümde kalbine bıçak sokuyordu. Yasir’in öldüğünü anlamıştım. Boğazımdaki kesiğe bastırarak kanlar içinde kaçtım ve yola çıktım. O an ‘Allah’ım ne olur benim canımı alma çünkü anneme, babama ve kardeşlerime bakacak kimse yok’ diye dua ettim. Beni gören bir polis yoldan taksi çevirdi ve hemen hastaneye yetiştirdiler. 1 hafta hastanede kaldım, iki gün önce taburcu oldum. Yavaş yavaş toparlamaya başladım, ilaç kullanıyorum” ifadelerini kullandı. HEPİMİZ İNSANIZ… NEDEN? Polis ekipleri tarafından kısa süre içerisinde yakalanan ve tutuklanarak cezaevine gönderilen saldırgan Çelik’in en ağır cezayı almasını isteyen Deheymiş, “Hepimiz insanız, hepimiz ekmeğimizin peşindeyiz. Hepimiz bir kuluz. Çalışmazsak ne yapacağız? Ben kötü bir insan değilim, arkadaşım da değildi. İkimiz de ailelerimize bakıyorduk. Yaşananlar için çok üzgünüm. Bize neden böyle bir şey yaptığını anlayamıyorum. Hak ettiği cezayı almasını istiyorum. Arkadaşımı öldürdü, kaçmasam beni de öldürecekti. Cezaevinden çıkmasını istemiyorum. 27 yaşındaki gencecik arkadaşım mezara gitti, ailesi çok zor günler yaşıyor. Evlatlarını kanlı kefenle toprağa verdiler. İnsanlık nerede? Bu insafsızlık neden?” diye sordu.