KEMAL ÖZKURT- ÖZEL HABER Türkiye'de doktorlara ve sağlık çalışanlarına yönelik fiziki ve sözlü saldırılar gün geçtikçe artıyor. Bu saldırıları engellemek adına Sağlık Bakanlığı tarafından alınan önlemler ise yetersiz kalıyor. İzmir'de geçtiğimiz günlerde diş hekimine karşı yapılan saldırı sonucunda sağlık çalışanları sokaklara çıkarak sağlıkta şiddete tepki gösterdiler. Şiddet olaylarının özellikle son 20 yıldır 'sağlıkta dönüşüm' programıyla daha çok arttığını söyleyen İzmir Tabipler Odası Başkanı Süleyman Kaynak, "Kamu yönetimi, yanlış politikalarla tıkanan sağlık sistemini devletin zor kullanma gücünü vatandaşa devrederek ve şiddeti meşrulaştırarak çözüm bulmaya çalışıyor" diye konuştu.
ŞİDDETİN SEBEBİ SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROGRAMI Durum tespiti yaptıklarında ve raporlara bakıldığında sağlıkta dönüşüm programının uygulanmaya başladığı son 20 yıl içinde sağlıkta şiddetin tavan yaptığını dile getiren Kaynak, "Türkiye şu anda günde ortalama 80 civarında beyaz kod verilen bir ülke haline geldi. Bu da gösteriyor ki vatandaş sağlık sisteminde zor kullanma eğilimine alıştırılmış durumda. Aslında bunun temelinde sağlık sisteminin çöküşü yatıyor. Sağlık sistemi son 20 yıl içinde hastaların müşteri, kurumların da işletme haline geldiği, sağlıkta dönüşüm projesinin sonuçlarını yaşamaktadır. Dolayısıyla kışkırtılmış hasta portföyü dediğimiz insanları üçüncü basamaktaki kurumlara yönlendiren bir sistemle karşı karşıyayız. Sağlık sistemi özellikle 2. ve 3. basamağa yönlendirilmiş hasta kitlesi nedeniyle tıkanmış durumda. Bunu da en iyi şekilde MHRS dediğimiz sistemin tıkanması, randevuların çok uzamasından anlamaktayız" ifadelerini kullandı.
"SAĞLIK SİSTEMİ YANLIŞ POLİTİKALAR YÜZÜNDEN TIKANMIŞ DURUMDA" Kamu yönetiminin yaptığı yanlış politikalarla artan şiddet olaylarında çaresiz olduğunu ifade eden Kaynak, "Kamu yönetimi sağlıkta şiddet olayını, vatandaşa devletin zor kullanma yetkisini devretme şeklinde bir gizli destek vermektedir. Vatandaşlara adeta muayene mi olacaksın, ilaç mı yazdıracaksın, ne istersen git talep et, karşılanmazsa zor kullanabilirsin ve bende devlet olarak bunu görmezden geleceğim diyerek vatandaşın sırtını sıvazlıyor. Bu durumun sonucunda da şiddet olaylarını yaşıyoruz. Kamu kurumu şu anda tıkanmış olan sağlık sistemini bu şekilde bir çözüm bulmaya çalışarak ve gündeme getirmeyerek aşmaya çalışıyor" dedi.
"BEYAZ KOD HEKİMLERE ZULÜM HALİNE GELMİŞTİR" Konuşmasının sonunda hekimlerin güvenliğini sağlamak için kullanılan beyaz kod uygulamasının faydalı olmadığını söyleyen Kaynak, "Bir hekim beyaz kod alarmı verdiği zaman, saldırganın uğradığı işlemlere, adli süreçlere katlanmak zorunda kalıyor. Üstelik burada hekim saldırgana karşı çalıştığı kurum dışında da savunmasız bir şekilde kalmaktadır. Bu nedenle hekimler beyaz kod vermekten kaçınıyor. Her türlü saldırıyı, sözlü tacizi sineye çekmek zorunda kalıyorlar. Çünkü beyaz kod aslında saldırgandan ziyade hekime, saldırı mağduruna bir zulüm haline gelmiştir. Bu sürecin böyle devam etmesi konusunda hekimler, odalar, kuruluşlar bir şekilde tepki koymaktadırlar. Fakat burada tedbiri alacak olan asıl makam kamu yönetimidir. Onların böyle bir niyeti yoksa bizim de bu mücadelemiz sonuna kadar devam edecektir" dedi.