KEMAL ÖZKURT – ÖZEL HABER Türkiye’nin şeftali cenneti Selçuk’ta üreticinin derdi bitmiyor. Şeftali üreticisi, yaklaşık 6 aylık üretim sürecinde 3 kez şeftali hasadı yaptıklarını fakat bu zaman zarfında ilçe tarım ekipleriyle koordineli çalışamadıklarından şikayetçi. Hasat süresi boyunca üretici tek başına şeftalisini ekiyor, dikiyor ve bakımını yapıyor. İlçe tarım ekipleri ise sadece son hasat yapılırken numune alıp gidiyor. Bunun yanı sıra işçi taşıma konusunda da uygunsuz olduğu gerekçesiyle güvenlik güçleri tarafından araçları bağlanıyor ve para cezası uygulanıyor. Yaşana bu sorunların çiftçiyi yalnızlaştırdığını ve yorduğunu belirten şeftali üreticisi Orhan Demircan, “Bu sorunlarımızı biz dile getiriyoruz fakat geri dönüş alamıyoruz. Onlarında haklı sebepleri vardır elbette ama üretim sürecinin daha sağlıklı ilerlemesi için çiftçinin bu sorunlarına kulak vermelerini istiyoruz” dedi.
ÇİFTÇİ TEK BAŞINA Şeftali üretiminin başında çiftçiyi bilgilendirmek, denetimini yapmak ve sorunlarını dinlemek için ilçe tarım ekiplerinin kimsenin gelmediğini, sadece son anda numune alıp gittiklerini belirten Demircan, “Biz ürünü üç seferde hasat ediyoruz. İlçe tarım ekipleri sadece üçüncü hasatta geliyorlar. Halbuki birinci ve ikinci hasatlar çoktan pazarlara ulaşmış oluyor. İlçe tarım ekipleri şeftali üretimi aşamasında hiç yoklar. Herhangi bir katkıları bulunmuyorlar üreticiye. Sadece hasat döneminde gelip numunelerini alıp gidiyorlar. Üretim aşamasında, üreticiyi hasadın daha verimli olması konusunda üreticiyi bilgilendirmiyorlar ve sorunlarını dinlemiyorlar. Yasal olarak buradaki üreticiyi bilgilendirme ve kontrol etmeleri gerekir. Tabii ki onlar da kendilerince haklı olabilirler ama biz üretici olarak onlardan aldığımız desteklerle daha sağlıklı bir hasat dönemi geçirebiliriz. En azından sadece numune almaya değil ara sıra tarlalara gelip keşif yapsalar bizim görmediğimi sorunları görüp bizi uyarırlardı. Daha önceki süreçte ilçe tarım ekipleri gelebilecek hastalara ve olumsuzluklara karşı oturumlar yapıyorlardı. Fakat şimdi üretici hasat dönemi boyunca tek başına. Üreticiyi 5- 6 ay boyunca yalnız bırakıp son dakikada gelip numune alıp gitmeleri samimiyetsiz geliyor” diye konuştu.
ARAÇLARIMIZI BAĞLAYIP CEZA KESİYORLAR Üreticinin sorununun sadece ilçe tarımla bitmediğini belirten Demircan, “Şeftali hasadı sabah saat 5’te başlar. Bizim tuttuğumuz işçileri de servis bahçelerin ortasına kadar getiriyor. Bildiğiniz gibi bizim ürünlerimizi de taşıdığımız araçlar açık kasa kamyonetlerdir. İşçileri getiren servisler belli bir noktaya kadar bu işçileri bırakıyor. Bizde o noktadan gidip araçlarımızla işçileri alıyoruz. Servisin hem bahçelere kadar girme şansı yok hem de her bahçeye işçi bırakmaya çalışsa son bahçedeki işçilerin işe başlaması çok gecikecek. Bu yüzden her üretici kendi işçisini kendisini alıyor. Bu bahsettiğim mesafe çok uzun değil. Fakat bunun için güvenlik güçleri bize ceza yazıyor, araçlarımızı bağlıyor. Bu cezalar da katlanarak devam ediyor. En son bir arkadaşımızın 15 gün aracı bağandı ve 4 bin TL ceza yedi. Biz bu durumu güvenlik güçleriyle, ilgili kurumlarla görüşsek de herhangi bir dönüş alamadık” diye belirtti.
SORUNLARIMIZI ÇÖZEMİYORUZ Konuşmasının sonunda yaşanan denetimsizlik sonucu şahit olduğu bir olayı anlatan Demircan, bu soruna da bir çeşitli kurum ve kuruluşları aramasına rağmen kimsenin ilgilenmediğini belirterek şu ifadeleri kullandı; “Geçtiğimiz günlerde tarlamda dolaşırken başka boş bir tarlada bir tankerin bahçeye bir sıvı döktüğünü gördüm. Biraz şüpheli gelince vatandaşlık görevimi yaparak jandarmayı aradım. Onlarda bana bu bizim alanımıza girmiyor deyip İl Sağlık Müdürlüğü’nü aramamı söylediler. Ardından İl Sağlık Müdürlüğü’nü aradım ama onlarda bu bizim görev kapsamımıza girmiyor dediler ve belediyeyi aramamı söylediler. Belediyeyi aradım onlar da tekrardan İl Sağlık Müdürlüğü’nü aramamı söylediler. Ben bir vatandaş olarak görevimi yapmaya çalıştım ama benim sorunumla ilgilenecek bir kişi bile çıkmadı. Bu araçtan dökülen sıvı insan sağlığına zararlı bir kimyasal atık olsa kimsenin haberi olmayacak. Aslında yapmaları gereken şey çok basit. Biz bir sorunla ilgili herhangi bir kurumu aradığımızda bizi diğer kurumlara yönlendirmek yerine kendileri konuyu değerlendirip ilgili yerlere ileteceklerdi. Fakat ben aradığımız zaman böyle olmadı. Biz böyle konularda hassas davranırken onlarız bizi bu kadar uğraştırması yüzünden ben böyle bir olaya şahit olduğum zaman bir daha aramam.”