Siyaset bilimci Tosun, yeni kabineyi yorumladı

Yeni dönem Cumhurbaşkanlığı kabinesi hakkında açıklamalarda bulunan siyaset bilimci Tosun, "Yeni kabine, kutuplaşma öznesi olmayacak isimlerden oluşuyor" dedi

Haber Giriş Tarihi: 22.01.55399 18:30
Haber Güncellenme Tarihi: 22.01.55399 18:30
ilksesgazetesi.com

"Şimşek'in, emek ve sermaye aleyhine kararlar alması muhtemel"

"Hakan Fidan, dış politikada deneyime sahip"

KEMAL ÖZKURT - ÖZEL HABER

Getiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve milletvekillerinin yemin etmesinin ardından merakla beklenen yeni kabine belli olmuştu. 'Türkiye'nin 100 yılı' sloganıyla yola çıkan Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’la birlikte 18 kişilik kabineyi neredeyse sıfırdan kurarak yeni isimlere yer verdi. Mevcut bakanlardan sadece Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy'la yola devam etme kararı alan Erdoğan'ın listesinde ise Hazine ve Maliye Bakanı, Mehmet Şimşek ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan gibi dikkaç çeken isimler var.

Yeni kabineyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun, "Bu atamalar kabineye bürokratik ve teknokratik bir görünüm kazandırıyor. Yeni bakanlar doğrudan doğruya kendi bakanlık alanlarındaki işlere odaklanacak isimler" dedi.

"YENİ İSİMLER KABİNEYE BÜROKRATİK VE TEKNOKRATİK BİR GÖRÜNÜM KAZANDIRDI"

Yeni kabinede ilk dikkat çeken unsurun kabine bileşenlerinin, bürokrasi, siyaset ve iş dünyasından oluştuğuna söyleyen Tosun, "Bu atamalar kabineye bürokratik ve teknokratik bir görünüm kazandırıyor. Yeni bakanlar doğrudan doğruya kendi bakanlık alanlarındaki işlere odaklanacak isimler. Dış İşleri Bakanı ve İç İşleri Bakanı sivil bürokrasiden, Milli Savunma Bakanı ise askeri bürokrasiden gelen isimler. Askeri bürokrasiden Milli Savunma Bakanlığı'na geçiş Türkiye'de yeni sayılan bir uygulama. Bu olumlu bir uygulamadır fakat; bakan olan aktörlerin, bürokratlık dönemlerinde kamuoyuna yansıyan görüntüleriyle birlikte değerlendirmek lazım. Bu açıdan bakıldığunda yeni kabine, toplumla bağ oluşturabilecek ve ciddi anlamda bir kutuplaşma öznesi olmayacak isimlerden oluşuyor. Parlamanenter sistemlerde kabine ile meclis arasında sıkı bir organik bağ varken, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde bu bağ biraz zayıflyor. Sayın Erdoğan'da bu bağı güçlendirmek için, siyasetin içinden bazı aktörleri bakanlığa taşıyarak, hem temsiliyet hem de meşruiyet anlamında meclisle bağın kopmaması açısından tercih ettiğini söyleyebilriz. Bence bu kabine olumlu bir yapılanma olarak değerlendirilebilir" ifadelerini kullandı. 

"ŞİMŞEK'İN  EMEK VE SERMAYE ALYEHİNE KARARLAR ALMASI MUHTEMEL"

Yeni kabinede Hazine ve Maliye Bakanılığı görevini yürütecek olan Mehmet Şimşek'in, ekonomi politikalarına bakıldığında bazı yerlerde uluslararası finansla iç içe olan, dünyadaki ekonomik gelişmeleri okuyan bir aktör olduğunu vurgulayan Tosun, " Şimşek'in ekonomi politikalarına  emek ve sermaye yönünden bakıldığında, emek aleyhine bir takım politikaları hayata geçirmesi daha muhtemel. Şimşek, önceki döneminde, dünyada da olduğu gibi 2000'lerdeki ekonomi politikalarından ziyade yine sermayenin lehine çıktılar üretiyordu. Şimdi bu dönemde de ne olur diye baktığımızda; özellikle ekonomik kriz ortamında 2000'lerde uygulanan politikaların devamının uygulanacğı ve gelirin toplum kesimler arasında paylaşımı konusunda bir takım riskler üretmesi mümkün. Bu riskler siyasi risk olarak dönebilir. Bu konuda gerekli önlemler almaları gerekiyor çünkü; önümüzde yerel seçimler var" dedi. 

ŞİMŞEK'İN İŞİ ZOR

Şimşek'in,  görevi devraldıkan sonra ifade ettiği 'şeffaflık, rasyonellik ve uluslararası kuralların hakimiyeti' sözlerini hatırlatarak burada asıl önemli olan meselenin bu unsurlar arasında bir denge kurulması gerektiğini söyleyen Tosun, " Bu dengeyi kurarken bir tarafta uluslararası ekonominin kurallarıyla hareket edip, diğer tarafta gelirin toplum kesimleri arasında paylaşımında daha adil ve dengeli bir politika üretmesi gerekir. Ayrıca, siyasetin baskısıda var. Siyasette o baskıyı toplumdan gelen taleplerle alıyor. Burada bir altın denge kuralı uygulanması gerekir. Öte yandan, bir de Türikye ekonomisin sorunları sadece finansla ve açıkların kapatılmasıyla çözülecek sorunlar değil. Yapısal sorunlarını çözmesi gerekiyor. Bu yapısal sorunlar dediğimizde de hukuk, adalet, demokrasidir. Ekonomik büyümeyle demokrasi arasında bilmsel olarak çok yakın  bir ilşki vardır. Demokratik standartları yükseltmeden, ekonomi büyümeyi sağlayamazsınız. Özellikle, kendi iç yapınızın yapısal özellikleri buna müsait değilse, dışarıya bağımlı bir ekonomi varsa ve  üretilen bir ürünün ham maddesinin yüzde 70'ni yurt dışından dövizle alındığı bir ülkede ekonomiyi yönetmek kolay bir süreç değil. O yüzden Şimşek'in işinin zor olduğunu söyleyebiliriz" diye belirtti. 

"HAKAN FİDAN, DIŞ POLİTİKADA DENEYİMLİ BİR İSİM"

Konuşmasının sonunda Türkiye Cumhuriyeti Dış İşleri yeni Bakanı Hakan Fidan'ın getirilmesi hakkında da yorumda bulunan Tosun şu ifadeleri kullandı;

"Hakan Fidan, astsubay kökenli askeri disiplinle yetişen bir isim. Bürokrasinin içinden gelmiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Fidan'ı tercih etmesi de Türkiye 100 Yılı'nın' dış politika vizyonunu devam ettirme misyonunu tanımlıyor. Dış politika daha teknik bir konu. Dolayısıyla siyasetle çok organik bir ilişki içerisinde olmasında önce, Türkiye Cumhuriyeti'nin  dış politika vizyonuyla uyum içerisinde olması gerekiyor. Hakan Fidan bundan önce, Suriye, Irak ve Rusya başta olmak üzere oradaki ilişkilerde yetkilendirilmiş ve merkezinde olan bir isimdi. Bu anlamda bir deneyime sahip."