Su israfının önüne geçilmezse, gıdada dışa tam bağımlı oluruz

Türkiye’nin su kaynakları açısından fakir bir ülke olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Dalfes, yetkililer tarafından gerekli önlemler alınmaması halinde, Türkiye’nin gıdada kendine yeterli bir ülke olmaktan çıkacağını belirtti

Haber Giriş Tarihi: 21.10.2024 08:42
Haber Güncellenme Tarihi: 21.10.2024 08:42

AYSELİN UZUN-ÖZEL HABER/ Son yıllarda İzmir’de küresel ısınmanın da etkisiyle birlikte su sıkıntısı daha da hissedilir bir hal almış vaziyette. Bu kapsamda geçtiğimiz günlerde Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) tarafından açıklanan verilere baktığımızda; İzmir’in ana içme suyu kaynaklarından biri olan Tahtalı Barajı’nda geçen yıl bu dönem yüzde 31,07 olan doluluk oranı, bu yıl yüzde 16,83’e kadar düşerek, 2008 yılından bu yana en düşük seviyeyi gördü. Ancak tüm bunlara rağmen su kaynaklarının ülke genelinde hala bilinçsizce kullanıldığına vurgu yapan ve tarım arazilerinde gereğinden fazla su harcandığına dikkat çeken, 41 yıldır iklim, paleoiklim ve iklim değişimi alanında çalışan Prof. Dr. Nüzhet Dalfes ise “Önümüzdeki 10 yılın iklimi geçmişteki 10 yılın ikliminden çok daha farklı olacak. Biz zaten doğal Türkiye eski günlerde olduğu gibi kendine gıda açısında yeterli bir ülke olmaktan daha da çıkacak. Zaten şu an da gıda ithal eder durumdayız. Bu daha da artacaktır. O nedenle su kaynaklarını korumak adına geçerli projeler üretilmeli ve bu projeler eksiksiz uygulanmalıdır” açıklamasında bulundu.

DOĞRU KULLANMAK ŞARTIYLA…

Türkiye’de her ne kadar kar ve yağmur suyu toplayan ırmaklar ve kar tutan dağlar olsa da aslında ülkemizin  su kıtlığına müsait bir coğrafyada olduğunu belirten Dalfes, “En başta söylemem gereken şey Türkiye’nin sanılanın aksine su fakiri bir ülke olduğudur. Onun için ülkenin her yerinde suyumuzu dikkatli kullanmamız gerekir. Çünkü iklim değişimi ülkenin her bölgesinde hissedilecek. Ancak bu durum ülkenim batısında daha gözle görülür biçimde olacak diyebiliriz. Fakat şunu söylemek lazım; tabii ki iklim değişiyor ve değişen iklimle birlikte, iklimin bize sunduğu kaynaklar da değişiyor. O zaman ise bizim su kaynakları üzerinde kurduğumuz baskı da artıyor. Dolayısıyla siz iklim değişmese bile, su kaynaklarını yanlış kullanırsanız, bunun sonucunu kıtlıkla yaşamaya başlarsınız. Bu kapsamda tarım arazilerini sulama konusunu ele alırsak; tarımın yoğun olduğu bölgelerde kesinlikle vahşi sulamadan kaçınılmalı ve damla sulamaya geçilmelidir. Çünkü salma ve vahşi sulamada suyun önemli bir kısmı israf oluyor. Bu nedenle su, tarım, toprak ilişkisi yetkililer tarafından çok dikkatli yönetilmesi gerekir. Biz geçtiğimiz dönemlerde Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) diye bir proje yaptık ve bunun sonucunda suyu bol bulduk, salma şeklinde sulama yaptık. Bu nedenle GAP’tan elde ettiğimiz suyu çarçur ederek kullandık. Öte yandan toprak yüzeyinde bekleyen fazla su toprakta tuzlamaya yol açtı. Tarım arazilerinin tuzlanması çok berbat bir şey çünkü tuzlanmış toprağın verimi hızlı bir şekilde düşer. Su nimettir ama doğru kullanmak şartıyla” şeklinde konuştu.

SU KAYNAKLARINI KORUMAK İÇİN PROJELER ÜRETİLMELİ

“Bu kapsamda değerlendirdiğimizde Ege bölgesinde de su kaynaklarının azalacağı kesindir” diyerek sözlerine devam eden Dalfes, “Günümüzde zaten kaynaklar tükenmeye başlamıştır. Aynı zamanda sıcaklıkların artması da söz konusudur. Suyun çok dikkatli kullanılması lazım. Bunun için birtakım gayretler var ama maalesef geç kalındı. O nedenle olumsuzlukların önüne bir nebze olsun geçmek için su kaynağını, toprağı ve ürünü birbirine uyumlu hale getirmek gerekir. Önümüzde bir Konya Ovası örneği var. Konya Ovası yer altı suyunun kaçak bir şekilde çekilmesi sebebiyle adeta cehenneme dönüştürüldü. Önümüzdeki 10 yılın iklimi geçmişteki 10 yılın ikliminden çok daha farklı olacak. Biz doğal kaynakları irrasyonel olarak kullanıyoruz. İrrasyonelden kendimizi kurtarıp, iklimin değişeceğini göz önünde bulundurarak bir planlama yapmazsak, Türkiye gıda açısından kendine yeterli bir ülke olmaktan çıkacak. Zaten şu an da gıda ithal eder durumdayız. Bu daha da artacaktır. O nedenle su kaynaklarını korumak adına geçerli projeler üretilmeli ve bu projeler eksiksiz uygulanmalıdır” ifadelerini kullandı.