2018 yılında ayak sesleri duyulan ve son 1-2 yıldır buhran haline gelen ekonomik krizin hayatın her alanındaki artçıları devam ediyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ekonomide reel ve akılcı politikalara dönüleceğini duyurmasının ardından günaşırı art arda gelen zamların faturası yine vatandaşın sırtına yüklendi.
Zamların en önemli yansıması pazar tezgahlarına olurken art arda gelen akaryakıt zamları pazarın ateşini daha da yükseltti.
Konuya ilişkin İLKSES’e konuşan İzmir Pazarcılar Odası Başkanı Hamdi Erişen, yaz aylarında hissedilmeyen artışın havaların soğumasıyla birlikte kendini hissettirmeye başladığını ve tarla ürünlerinin bitmesiyle artışın katlanacağını söyledi. Erişen, artan fiyatlar nedeniyle hali hazırda yeterli beslenemeyen öğrencilerin beslenme çantalarının yine boş kalacağını belirtti.
ÇARESİ YOK, FİYATLAR YÜKSELECEK
Kış aylarıyla birlikte sera ürünlerine geçileceğini belirten Erişen, özellikle marul ve portakal gibi ürünlerde artış olacağını ifade ederek “Pazarda şu an sıkıntı var ve daha da sıkıntı olacak gibi görünüyor. 10 günde bir mazota zam geliyor zaten ve mazot her şeyin başı. Şimdi biraz iyi durumdayız. Çünkü İzmir bölgesinde yetiştirilen ürünler daha bitmedi. Havalar henüz soğumadı. Ama sonbahar ve kışa doğru çok sıkıntı çekeceğiz. Çünkü uzaktan gelecek ürünler. Biz halen tarla malı yiyoruz. Ama havaların soğumasıyla birlikte sera ürünleri yiyeceğiz Çevremizdeki tarla ürünleri bitecek ve Antalya, Mersin ve Adana gibi üretim yerlerinden gelmeye başlayacak ürünler. Orada da fiyatlar değişecek çünkü bütün ülke oraya yönelecek. Mesela marulun fiyatı yükselecek Antalya seradan geleceği için. Elmalar artacak. Yarın öbür gün gelmeye başlar ilk part, buzhaneye konulur. Diğerleri yılbaşından sonra çıkarılmaya başlanır onun da fiyatları yükselir. Portakal da yine aynı şekilde artacak. Şimdiden fiyatlar için bir şey söyleyemeyiz ama kesinlikle yükselecek fiyatlar. Çaresi yok. Yılbaşından sonra insanlar taneyle almaya başlayacak gibi geliyor” dedi.
ÇOLUK ÇOCUK AÇ KALIYOR
Akaryakıt fiyatlarındaki artışın da pazardaki fiyatları katlayacağına dikkat çeken Erişen, öğrencilerin beslenme çantalarını hatırlatarak “Mazotun fiyatı 15 liralardan 40 liralara yükseldiğinde şoförün aylığı, sigortası artar. Vergiler, parça ve motor masrafları artar. Bunların üstüne daha da ekleniyor. Mal hale geliyor orada da komisyonu, vergisi var. Pazarcı ürününü pazara getirmek için kamyonet tutuyor, bir de yanında çalışanı varsa… Çok zor oluyor. Durum böyle olunca pazar fiyatlarına da yansır. Millet isyanda çoluk çocuğuna bir şey alamıyor. Beslenme çantaları yine boş kalacak. Öyle olur mu! İki çocuğun varsa en azından 100 lira harçlık gidiyor günde. Sıkıntı var! Daha da artacak! Faiz açıklanınca yine zam gelecek. Zengin daha zengin, fakir daha fakir… Pazarcı kardeşlerimizin satışları da etkilendi bu artışlardan. Satışlar düştü. Önceden 15-20 kasa domates alıyorsa şimdi en fazla 10 kasa alıyor. Soruyorum, ‘Satılmıyor ki’ diyor. Bu sene yaz meyveleri de sıkıntılı oldu. Meyveler yandılar. Kış da sıkıntılı olacak” diye konuştu.
GECE PAZARA GELİP KIRIK SALATALIK TOPLUYORLAR
Erişen, Gübre ve ilaç fiyatlarındaki artış ile seracılık faaliyetlerinin de gözle görülür derecede azaldığının altını çizerken yoksulluğun geldiği noktayı tanık olduğu anlarla açıklayarak şunları söyledi; “Seracılık da bitmeye başladı. Ürünler az olacak. Benim tanıdıklarım var Antalya’da serada. Adamlar ağlıyorlar artık ‘Gübre alamıyoruz, ilaç alamıyoruz’ diye. Gübrenin torbası bin 500 lira olmuş, nasıl alacak! Sera dediğimizde ısıtması da var. Sobası, odunu… Serada yatıp kalkıyor. Hepsi masraf. Artık insanlar kışlık konserve bile yapamıyor. Pazara gelenler zaten alt tabaka. Parası olan markete gidiyor zaten. Fakir olan ne yapsın! İnsanlar artık gece pazara gelip kırık salatalık, yumuşak sebze meyve toplayıp yıkayıp çocuk çocuğuna yemek yapıyor. Gözlerimle gördüm bunları. Bu insanlar dilenci değil, hanımefendi beyefendi diyeceğimiz insanlar.”