KEMAL ÖZKURT – ÖZEL HABER
Kamu çalışanları ve kamu emeklilerinin 2024-2025 yıllarındaki mali ve sosyal haklarının belirleneceği 7. Dönem Kamu Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmeleri 1 Ağustos’ta başladı. Ağustos ayının sonunda tamamlanması beklenen zam pazarlığından çıkacak kararı yaklaşık 5,5 milyon memur ve memur emeklisi merakla bekliyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve konfederasyonlardan gelen talepleri değerlendirerek ilk teklifini 14 Ağustos’ta sunacak.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) tarafından da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na Toplu İş Sözleşmesi (TİS) ayağıyla ilgili bir ön bilgilendirme yapıldı. KESK bu kapsamda 10 Ağustos’ta kitlesel olarak alana çıkacak, 16 Ağustos’ta ise ülke genelinde iş bırakma çağrısı yapacak. Yaptıkları bilgilendirmede bulunan en önemli taleplerden bahsederek 4688 sayılı Sendika Yasası’nın değişmesi gerektiğini ancak o zaman TİS’in daha sağlıklı yürütülebileceğini dile getiren KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Mustafa Güven, “4688 Sayılı Sendika Yasası ile kurulan bu masa 12 yıldır kamu emekçilerine her dönem maalesef daha fazla sefalete mahkûm ediyor. İnsanca ücret, insanca yaşam, vergi diliminin yüzde 15’te sabitlenmesi gibi taleplerimiz ancak 4688 sayılı yasa değişirse gerçekten görüşülebilecek taleplerdir” dedi.
4686 SAYILI SENDİKA YASASI DEĞİŞMELİÇalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na KESK tarafından yapılan bilgilendirmede en önemli maddelerinin ‘grevli, toplu sözleşmeli sendika’ hakkının memurlara tanınması gerektiğini ve sendika yasasında değişikliğe gidilmesi gerektiğini söyleyen Güven, “4688 Sayılı Sendika Yasası ile kurulan bu masa 12 yıldır 3,5 milyon kamu emekçisi ve 2 milyon kamu emeklisi her dönem maalesef daha fazla sefalete mahkûm ediyor. Bu yasa hem uluslararası normlara hem de Anayasa’nın 90. maddesine aykırı durumdadır. İnsanca ücret, insanca yaşam, vergi diliminin yüzde 15’te sabitlenmesi gibi taleplerimiz ancak 4688 sayılı yasa değişirse gerçekten görüşülebilecek taleplerdir. Bu yasada ısrarcı olunursa bu masadan 5,5 milyon memuru memnun edecek bir karar çıkmaz. Ayrıca bir belediye işçisinin görüşmesi bile uzlaşı olmadığında 5- 6 ay sürebiliyorken, içinde doktorundan öğretmenine çok farklı statülerde 5,5 milyon kamu işçisini bulunduran sektörlerin mali ve özlük haklarının 1 ay içinde görüşülmesi gerçekçi değil. Bunların dışında da toplantının ağustos ayında yapılması da başka bir sorun. Çünkü hem bütçe dönemi değil hem de birçok memur izinde. Bu yüzden TİS toplantıları 12 yıldır oldu bittiye getiriliyor. Sendika yasası değişmedikçe senaryo hep aynı kalır” diye konuştu.
LİYAKATE DAYALI KAMU HİZMETİ ŞARTTİS metninde en önemli taleplerinin sendika yasasının değişmesinin yanı sıra kamunun demokratikleşmesi, mülakatın kaldırılıp liyakatin getirilmesi ve kadrolu güvenceli istihdamın sağlanması maddeleri olduğunu belirten Güven, “Kamu hizmetlerinin yürümesinin aksaması ve içini boşaltan en büyük sebeplerin başında liyakate değil mülakata dayalı sistemin olmasıdır. Çünkü memurlar emeklerinin karşılığını alamıyor. Ekonomik nedenlerin haricinde memurlar mutlu, huzurlu, eşit ve adil bir kamu yönetme hizmeti görmüyor. Bunun dışında son zamanlarda bir de sözleşmeli alım çıktı. Sınavsız sözleşmeli personel alabilen kurumlar var. Cumhurbaşkanı seçimlerden önce mülakatın kaldırılmasıyla ilgili açıklamalarda bulundu fakat bununla ilgili bir karar alınmadığı gibi eğitimde ÇEDES projesiyle okullara sözleşmeli olarak müezzin atamaları yapıldı. Mülakatı kaldırmayı bırakın sınavı kaldırdılar ve hiç alakasız iş kollarına atamalar gerçekleşti. Bu durumdan başta öğretmenler olmak üzere kamu emekçileri mağdur oldu” dedi.
TAHMİNİ ENFLASYON TUTMUYORToplantıdan çıkan kararların güncellenmediği sürece memur ve memur emeklisinin sürekli olarak enflasyonun altında ezileceğini ve alınan kararların yoksulluk sınırı üstünde olması gerektiğini ifade eden Güven, “Biz hesaplama yaparken yoksulluk sınırını baz alıyoruz. TÜİK verileri tabii ki de önemli ama TÜİK’in de hangi verisini alacağınıza bağlı. TÜİK’de sahte enflasyon rakamları üzerinden hareket edip karar almak yanlış olur. Üstelik hükümette bu tür görüşmelerde tahmini enflasyon rakamları üzerinden bir dayatma yapacak. Türkiye’de tahmini enflasyon hiçbir zaman tutmuyor. Bir de zaten yanlış hesaplanıyor. Biz rakamdan önce çerçeve metinde yoksulluk sınırını aşan bir temel ücret talep ediyoruz. Bununda 3 ayda bir enflasyon oranında güncellenmesini bekliyoruz. KESK olarak yoksulluk sınırının altında kalacak şekilde bir ücret talep edemeyiz. Edersek eğer kendimizle çelişiriz ve kamu işçilerine haksızlık etmiş oluruz. Yoksulluk sınırını içindeki kalemleri belirtecek olursak 33 bin 700 TL bir temel ücretle birlikte yoksulluk sınırını aşması için de geri kalan desteklerde konut kirası, yol, yemek yardımı gibi kalemlerle yoksulluk sınırını aşan bir ücret modelini öneriyoruz” diye belirtti.