Travmaların, ailenin yaşam senaryoları ile birlikte aktarıldığını ifade eden Dr. Özgür, kalıtsal aile travmalarının geçmişte yaşanmış olaylardan iz bıraktığını dile getirdi
Haber Giriş Tarihi: 06.08.55376 04:30
Haber Güncellenme Tarihi: 06.08.55376 04:30
YAREN ELMAS GÜZELKAN-ÖZEL HABER Fiziksel özelliklerimizi atalarımızdan aldığımız gibi yaşadığımız travmalarında atalardan geldiğini iddia eden bilim insanları, kuşaklar arası travma olarak da bilinen kalıtsal travma; travmanın epigenetik izlerinin bir nesilden diğerine aktarılabileceğini iddia ediyor. Dr. Pınar Yazır Özgür, kalıtsal aile travmalarının anne ve baba soylarımızda geçmişte yaşanmış olup iz bırakmış olaylardan kaynaklandığını söyledi.
TRAVMA NASIL AKTARILIR? Kalıtsal aile travmasının ne olduğunu ve kuşaklar arası travmanın nasıl aktarıldığından bahseden Özgür, “Kalıtsal aile travmaları anne ve baba soylarımızda geçmişte yaşanmış olup iz bırakan olayların sonraki nesillere aktarılmasıdır. Kuşaklar arası travmanın aktarımı nasıl olduğu bugün hala tartışmalı olmakla birlikte birçok terapistin gözlemlediği ve üzerinde çalıştı bir konudur. Bu aktarım epigenetik yoluyla olabildiği gibi aile tarafından oluşturulmuş olan ailenin yaşam senaryoları ile birlikte aktarım gerçekleşir” dedi.
EN ÖNEMLİSİ AİLE DİZİMİ Kuşaklar arası travmanın kişide kendini nasıl gösterdiğini ve travma sonucu tedavi yöntemi olup olmadığı sorularına cevap veren Özgür, “Kuşaklar arası travma kendisini birçok boyutta gösterebilir. Bu kişinin fiziksel boyutunda olabilir. Vücudundaki hastalıklarda ortaya çıkabilir. Geçmeyen ağrılar da, önemli sağlık sorunlarında kuşaklar arası bir aktarımın olup olmadığının kontrol edilmesi gerekir. Bir başka boyut kişinin kendi günlük yaşamında tekrar eden döngülerin oluşmasıdır. Örneğin sürekli iflas etmesi, psikolojik sıkıntıya girmesi, evlenememesi ya da çok fazla evlilik yapması gibi günlük yaşam olaylarında istenildiği gibi sonuçlanmayan birtakım döngülerin tekrar etmesi şeklinde ortaya çıkabilir. Bunun ötesinde yaşla birlikte ortaya çıkan bazı şeyler olabilir. Mesela ailenin bir kuşağında belli bir yaşta yaşamına son vermeyi tercih etmiş olan bir birey olduğunda bir sonraki kuşakta o yaş riskli hale gelebilir. Aile travmalarında birçok kuşaklar arası travmalar da örnek verilebilir. Kalıtsal aile travmalarının iyileştirilmesi elbette ki mümkün. Birkaç yöntemle yapılabiliyor. Bunun en önemlisi de aile dizimidir. Alman psikoterapist Bert Hellinger bu terapi sistemini oluşturmuştur. Sistemde ailenin jenogramı çıkartılır ve geçmişe doğru tekrarlayan olaylar, yaşamdaki ailenin başına gelen önemli olaylar jenogram üzerine işlenerek o anda yaşadığı sorunu bu aile geçmişinden oluşabilecek kaynaklara ulaşılır. O alanda birtakım teknikler kullanılarak uygun düzeltmeler yapıldığında kişi hem şu anki sorununa farkındalıkla farklı bir bakış açısı kazanır hem de bu alandaki iyileşme yaşamına bilinçaltı düzeyde sirayet eder” şeklinde konuştu.