Türk Tabipleri Birliği Etik Kurulu’ndan sokak hayvanlarının öldürülmesine ilişkin görüş

Yaşama hakkının insanlarla sınırlı olmadığını vurgulayan TTB Etik Kurulu, sokak hayvanlarının hukuk yoluyla öldürülmesini değerlendirdi

Haber Giriş Tarihi: 15.11.2024 13:39
Haber Güncellenme Tarihi: 15.11.2024 13:39

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Etik Kurulu, sokak hayvanlarının hukuk yoluyla öldürülmesine ilişkin görüşlerini aktardı.

Yapılan açıklamada, şu ifadeler yer aldı: “Dünya Sağlık Örgütü sağlığı ‘fiziksel, ruhsal, sosyal iyilik hali’ olarak tanımlamaktadır. Buna politik iyilik halini de eklemek doğru olacaktır. İnsanların sağlıklı olup olmamaları, içinde bulundukları koşullar ve çevre, yani toplumun sağlığını etkileyen sosyal, ekonomik çevresel ve politik koşullar tarafından belirlenir. Üretim ilişkileri, çalışma koşulları, sosyal politikaların belirlediği çerçevede sağlık ve gelecek güvencesinin olup olmaması, eğitim olanaklarından yararlanma, kendini gerçekleştirebilme, insan onuruna yakışacak barınma olanaklarına erişme, ayrımcılığa ve insanlık dışı kötü muameleye maruz kalmama ve nihayet nitelikli, eşitlikçi, kapsayıcı sağlık hizmetlerine erişebilme insanların sağlıklı olabilmelerinin temel bileşenleridir.  Bu bağlamda insanların doğayla barışık, onu koruyarak yaşamlarını sürdürmeleri, farklı türlerle barış içinde yaşamaları da ruhsal ve sosyal iyilik halinin oluşması ve sürdürülmesi bakımından çok önemlidir.”

YAŞAMA HAKKI İNSANLARLA SINIRLI DEĞİL

TTB Etik Kurulu, sözlerine şunları da ekledi: “Yaşama hakkı en temel insan hakkıdır, ancak yaşama hakkı insanlarla sınırlı değildir. Hayvanlar insan çıkarlarından bağımsız olarak kendi iyilikleri için saygıyı hak ederler. Nitekim 15 Ekim 1978'de Paris UNESCO evinde ilan edilen Hayvan Hakları Evrensel Bildirisi de hayvanların yaşama hakkını tanımlamaktadır. Buna göre; ‘Bütün hayvanlar yaşam önünde eşit doğarlar ve aynı var olma hakkına sahiptirler. Bütün hayvanlar saygı görme hakkına sahiptir. Bir hayvan türü olan insan, öbür hayvanları yok edemez. Zorunluluk olmaksızın bir hayvanın öldürülmesi yaşama karşı suçtur.’ Hayvan hakları çerçevesi, sokak hayvanlarının tutsaklığa veya ölüme yol açan insan müdahalesi olmaksızın özgürce yaşama hakkını savunur. Hayvanların doğal yaşam haklarına saygı duymak insanlarla ortak yaşam alanlarının korunmasını ve koruma çabalarının desteklenmesini içerir.”

TOPLUMDA DÜŞÜNSEL TAHRİBAT TEHDİDİ

Öte yandan, “Farklı türlerin, canlıların yaşam haklarının ellerinden alınması, zeytin ağaçlarının kesilmesi, ormanların yok edilmesi, mera alanlarının yakılarak imara açılması, yeni yasal düzenlemeyle önü açılıp olanaklı hale getirilen ve ölümcül örneklerine tanık olmaya başladığımız sokak hayvanlarının tek tek ve kitlesel olarak öldürülmesi, yaşadıkları yerlerden toplanıp kapatılmaları ve yetkililer tarafından bu uygulamaların savunulması, meşrulaştırılmaya, normalleştirilmeye çalışılması doğa hakkı, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı, hayvanların yaşama hakkına ilişkin uluslararası belgelerde de ifade edilen haklara aykırıdır. Öte yandan doğaya, çevreye, hayvanlara yönelik şiddetin, yaşam hakkının ortadan kaldırılmasının meşrulaştırılmasının toplumumuzda yaratacağı düşünsel tahribat çok tehlikelidir. Etik Kurulu insanın hak ve özgürlüklerinin toplum içerisindeki ödevleriyle birlikte anlaşılması gerektiğini ve toplumun sadece insanlardan değil ortak yaşam alanını paylaştığı diğer canlılardan oluştuğunu dikkate alarak, bu ödevlerin en başat olanının şiddete başvurmama yükümlülüğü olduğunu vurgular. Hâl böyleyken yasa koyucuların sokak hayvanlarına yönelik şiddeti hukuksal bir düzenleme ile meşru hale getirmesi, sadece bu kuralları uygulayanların değil tüm insanların ahlaki yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmelerine neden olmaktadır” bilgisi de paylaşıldı.

BARIŞ İÇİNDE BİR YAŞAMI MÜMKÜN KILACAK BİR İKLİM

Türk Tabipleri Birliği Etik Kurulu, son olarak ise, “Hekimleri, kime yönelirse yönelsin, şiddete karşı çıkarak dünyayı paylaştığımız tüm canlıların yaşam hakkını ve doğayla uyum içinde yaşamı savunmaya davet eder. Yasa yapıcı ve uygulayıcıları doğayı ve çevreyi koruyan, farklı türlerin yaşam haklarını savunan ve geliştiren düzenlemeler yapmak için göreve çağırır. Yasa yapıcı ve uygulayıcıları yukarıda söz edilen yaşatma ve zarar vermeme ödevine ilişkin gerekli her türlü mali, kültürel ve toplumsal önlemleri almaya davet eder. Doğayla ve farklı canlı türleriyle onların haklarını gözeten, savunan, geliştiren ve barış içinde bir yaşamı mümkün kılacak bir iklim oluşturmanın önemini vurgular” mesajını iletti.