SULTAN GÜMÜŞ KAYA
2022 yılında Marmara Üniversitesi tarafından yayımlanan bir akademik çalışma, iklim krizinin Türkiye tarımına çeşitli etkileri konusunda bütüncül bir tablo sunuyor; Türkiye için büyük önem taşıyan beş tarla bitkisinin 1968'den 2018'e iklim krizinden farklı şekillerde etkilendiğini ortaya koyuyor. Araştırmaya göre Türkiye'de ekili alanların en az yüzde 80'ini kaplayan buğday, arpa, pamuk, ayçiçeği ve çayın karşı karşıya kaldığı etkiler, bölgeye ve zamana bağlı olarak farklılaşsa da sorunlar genellikle kuraklıktan ve yüksek sıcaklıklardan kaynaklanıyor. Yapılan birçok çalışma, ekstrem sıcaklıkların ve kuraklık riskinin Güneydoğu Anadolu, Akdeniz ve Ege bölgeleri için hayli yüksek, hatta kaçınılmaz olduğunu ortaya koyuyor. GIDA ENFLASYONU ŞİDDETLENEBİLİR Tarımda Türkiye için en büyük tehlike kuraklık ve aşırı sıcaklar. En büyük olumsuz etki, Güneydoğu'da pamuk üretiminde gözlendi. İç Anadolu'nun özellikle alt kesimlerinde ayçiçeği tarımının terk edilmesi gerekiyor. Bu tarım, İç Anadolu-Karadeniz geçiş kuşağına veya Van ve Bitlis gibi Doğu Anadolu illerine kayabilir. Erzurum, Kars ve Ağrı gibi illerdeki ılımanlaşma, bu bölgeleri arpa ve buğday tarımı için daha uygun hale getirebilir. Çayda temel tehlike, düzensiz ve bol yağışlar. İklim krizinden kaynaklanan verim kaybı önemli: Türkiye, uzun süredir ürettiği tarımsal ürünlerde verim artışı sağlayamıyor. Çözüm geliştirilmezse, gıda enflasyonu daha da şiddetlenebilir. TEMEL SORUN KURAKLIK Türkiye'de tarımsal üretimin ‘aslan payı’ buğdayın; kayıtlı çiftçilerin yüzde 40'ı buğday üretiyor. Makarna, bisküvi gibi işlenmiş buğday ürünlerinde yıllık ihracatımız 10 milyar doları geçmek üzere. Ancak tahılların genelinde olduğu gibi buğday üretiminde de temel sorun, kuraklık. Üstelik tahminler, 2050 yılında tarımsal kuraklığın yüzde 37, sıcak hava dalgalarının ise yüzde 40 ile yüzde 100 arasında artacağını söylüyor. Buğdayla birlikte bir diğer önemli tarım bitkisi de arpa: Türkiye'de ekili tarım yapan her 10 çiftçiden dördü, buğday ya da arpa yetiştiriyor. Yaklaşık yüzde 85'i hayvan yemi olarak kullanılan bu ürün, hayvancılık ve yem sanayii için hayati bir girdi. RAKİPLERİNİN OLDUKÇA GERİSİNDE Türkiye'nin ürettiği temel tarımsal ürünlerde verim artışı uzun yıllardır sağlanamıyor; bu anlamda Türkiye, dünyadaki diğer rakiplerinin oldukça gerisinde seyrediyor. Toplam ekili alan son 50 yılda 16 milyon hektardan 14 milyon hektara geriledi. Ekimi en fazla daralan ürünler ise buğday, çavdar, üzüm, yulaf, pamuk ve tütün oldu. Aralık 2022 itibari ile gıda enflasyonunda Zimbabwe, Lübnan, Venezuela ve Arjantin'in ardından dünyada beşinci sırada olan Türkiye'de gıda fiyatlarında yeniden bir sıçrama yaşanabilir. Kuraklık konusunda bahsedilebilecek iyi bir örnek Avustralya. İklim ve toprak yapısı açısından Güneydoğu Anadolu bölgesine oldukça benzer karakteristiğe sahip bu ülkede, 1992 yılından itibaren kuraklık odaklı su yönetimi modeli devreye sokuldu. 2019 yılına gelindiğinde, pamuk üretiminde balya başına su kullanımı yüzde 48 azalmış ve verim yüzde 97 artmıştı. Marmara Üniversitesi tarafından yapılan araştırmaya buradan ulaşabilirsiniz.