Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) Merkez Yönetim Kurulu, TPD Gençlik Psikiyatrisi Çalışma Birimi ve TPD Psikiyatride İnsan Hakları ve Etik Çalışma Birimi, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü kapsamında yazılı bir açıklama yaptı.
“Her çocuk eşit haklara sahiptir” başlıklı açıklamada, “20 Kasım, 1989 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilen Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin yıl dönümüdür. Bu sözleşme, çocukların temel haklarını – yaşama, eğitim, sağlık, korunma, ifade özgürlüğü– uluslararası düzeyde güvence altına almayı amaçlar. Türkiye Psikiyatri Derneği olarak bugünde çocukların hak ve özgürlüklerinden ırk, renk, cinsiyet, dil, din, ekonomik, doğuştan veya başka durumdan kaynaklanan ayrımlar dahil, hiçbir ayrım gözetmeksizin yararlanma hakkına sahip olduğunu ve çocukların yaşama koşullarının iyileştirilmesi gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz” denildi.
FİZİKSEL YIKIMLA DEĞİL, DUYGUSAL BİR YÜKLE…“Çocuk haklarının korunması, çocukların yalnızca fiziksel ihtiyaçlarının karşılanmasıyla sınırlı değildir” ifadelerinin yer aldığı açıklamada, “Çocukların sağlıklı bir şekilde gelişebilmeleri duygusal ve zihinsel gereksinimlerinin de karşılanmasına ve en önemlisi şiddetten uzak, yeterli eğitim ve sağlık hizmetinin sunulabilmesine bağlıdır. Ancak günümüzde, çocuk hakları ve çocukların bütüncül sağlığı birçok nedenden dolayı tehdit altındadır. Çocuk istismarı ve ihmali, çocuk işçiliği, çocuk yaşta zorla evlilikler, mülteci ve göçmen çocukların yaşadığı zorluklar, olağandışı olaylardan etkilenen çocuklar psikolojik, fiziksel ve ruhsal açıdan birçok risk taşımaktadır. Özellikle Suriye, Ukrayna ve Filistin’de yaşanan savaş ve çatışmalar, binlerce çocuğun yaşam hakkının elinden alınmasına, milyonlarca çocuğun beslenme, barınma ve korunma haklarını ihlal edilmesine yol açmıştır. Gazze’de 17 binden fazla çocuk ölmüş, 473 okul ve üniversite binası yıkılmıştır. Yine Ukrayna’da 589 çocuk savaş nedeniyle yaşamını yitirmiştir. Savaş bölgelerinde gıda tedarik zincirlerinin bozulması, çocukları açlık ve yetersiz beslenmeyle yüz yüze bırakırken, evlerini kaybeden aileler güvenli bir barınma ortamından mahrum kalmıştır. Bombardımanlar, yerinden edilmeler ve sığınmacı kamplarındaki zorlu koşullar, çocukların fiziksel ve ruhsal sağlığını tehdit ederken, eğitim haklarını da ellerinden almıştır. Bu bölgelerdeki çocuklara özel koruma hakları sağlanması gerekirken, yıkım ve ölüm kaderleri olmaktadır. Bu koşullar içinde büyüyen çocuklar yalnızca fiziksel yıkımla değil, duygusal bir yükle de yaşamlarına devam etmek zorunda kalmaktadır” bilgisi paylaşıldı.
DUYGUSAL İSTİSMARDevamında, “Ülkemizde ve dünyada halen çocuk istismarının ve çocuk işçiliğinin önüne geçilememiştir. Gelir dağılımındaki adaletsizlik ve yoksulluk, çocukların çalıştırılmasına, eğitim haklarının ellerinden alınmasına neden olmaktadır. Yoksulluğun ve eğitim eksikliğinin tetiklediği aile içi şiddet, çocukların fiziksel ve duygusal istismarına yol açmaktadır. Cezaların caydırıcı olmayışı ve adalet sistemindeki boşluklar, cinsel istismarın da önlenememesi ve çocukların korunma haklarının sağlanamaması ile sonuçlanmaktadır. Son dönemde engellenemeyen çocuk ölümleri, Narin Güran cinayeti özelinde, toplumsal ve idari yetersizlikleri gözler önüne sermiştir. Cezaların caydırıcılığının ve tedbirlerin koruyuculuğunun kalmadığı, para kazanma hırsı uğruna yenidoğanların bile yaşam haklarının hoyratça ellerinden alınabildiği bir ortama bizi sürüklemiştir” cümlelerine yer verildi.
SAVAŞIN VE ÇATIŞMANIN OLMADIĞI HUZURLU BİR DÜNYASon olarak ise “Türkiye Psikiyatri Derneği olarak; çocuklar arasında hiçbir ayrım gözetmeksizin ve eşit olarak çocuk haklarını koruyucu politikaların yürütülmesi, çocukların başta yaşam olmak üzere barınma, beslenme, eğitim, sağlık gibi en temel haklarının mutlak olarak sağlanması, çocuk istismarı ve ihmaline karşı sıfır tolerans politikalarının uygulanması, eğitim ortamlarının güvenli, destekleyici ve kapsayıcı hale getirilmesi, travmatik olaylar yaşayan çocukların psikososyal destek hizmetlerine erişiminin artırılması gerektiğini vurguluyoruz. Bugün, her çocuğun eksiksiz yaşadığı bir dünya için mücadelemizi hatırlama ve yeniden güçlendirme günü. Çocuklarımıza savaşın ve çatışmanın olmadığı huzurlu bir dünyayı sağlamak, gelişen teknolojinin çocuklarımız üzerindeki etkilerini doğru yönetmek ve onları her türlü zarardan korumak hepimizin sorumluluğudur” mesajı iletildi.