KEMAL ÖZKURT Ege Bölgesi Sanayi Odası'nın Ekim ayı Meclis toplantısı, Meclis Başkanı H. İbrahim Gökçüoğlu’nun idaresinde, Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar ve meclis üyesi sanayicilerin katılımıyla gerçekleşti. Meclis konuşmasında Türk tarımının geleceğinin tehlikede olduğunu belirten Gökçüoğlu, çiftçilerin son zamanlarda devlet bankalardan aldığı kredi oranlarının düşmesi nedeniyle kredi almak için yabancı menşeli bankalara yöneldiğini belirterek yaklaşık 3 milyon çiftçiden 2 milyonunun kredi borçlarını sebebi ile tapuları üzerinde ipotek bulunduğunu ifade etti.
FİLİSTİN OLMAYALIMPlansızlık neticesinde çiftçi ürününü satamadığı, fakat o ürünler market raflarında çok yüksek fiyatlar ile enflasyonun yükselmesine sebep olduğunu söyleyen Gökçüoğlu, “Ziraat Bankasında tarım kredi oranlarının düşmesi neticesinde gerekli desteği alamayan çiftçi, yabancı menşeli bankalardan tarla ipoteği ile kredi alıyor, ödeyemediği zaman tarla yabancı mülkiyetine geçiyor, son yıllarda bu şekilde sessizce topraklarımız yabancılara geçiyor. ÇKS 2024-EKİM verilerine göre 2 milyon 900 bin çiftçi var. Bu çiftçiler den 2 milyon 230 bin çiftçinin tapusu üzerine ipotek konuldu. Filistin devletinin toprakları zamanında bu şekilde el değiştirip belirli oranı geçince İsrail devletinin kurulduğunu hatırlatmak isterim. Vatanın bekası açısından çok önem arz eden yabancıya toprak ve mülk satışının yasaklanması yasasının acilen tekrar çıkarılmasının zamanı gelip geçmiştir” diye konuştu.
Türkiye’nin tarım alanlarının son 10 yılda yüzde 5, son 19 yılda yüzde 12 azaldığında dikkat çeken Gökçüoğlu, “Ülkemizdeki çiftçi sayısının son 5 yılda yüzde 29 azaldı. Çiftçi yaş ortalaması 58,1 e dayandı. Ülkemizde tarımda işgücü istihdamı 2011' de yüzde 26,2, 2012 de yüzde 17 ye gerilediği, sektörün GSYİ hasıla içindeki payı 20 yıl önce yüzde 9,5’ten 2023 de ilk kez yüzde 6’nın altına inerek yüzde 5,9’a geriledi. 2023’de ise büyümeyi bırakın yüzde 0.2 oranında azaldı” dedi.
POLİTİKALAR ISRARLA UYGULANMIYORTarımın bugünlere gelmesinin ana sebeplerini sıralayan Gökçüoğlu, “2006 yılında Resmi Gazete'de yayımlanan Tarım Kanunu’nun 21.maddesinde ‘Tarımsal Desteklerin milli gelirin yüzde 1’inden az olamayacağı’ belirtilmesine rağmen, yıllar itibariyle tarımsal destekler milli gelirin yüzde 0,5’ininde altında kalıyor. Kanunen belirlenen desteklerin ısrarla uygulanmaması, kısa, orta ve uzun vadeli planlı tarım politikası oluşturulmaması, toprak dağılımı ve kullanımında tarım alanlarının artırılamaması, tarım girdilerinde özellikle ‘ata tohumu’ kullanımının yasaklanması ile ithal edilen, tohum dahil ilaç, teknoloji, lojistik ve tüm öğelerde kur ve enflasyon nedeniyle artan maliyetlerin karlılık oranları neredeyse sıfırın altına düşürmesidir. Bu tedarik politikası nedeniyle yurt içinde üretilen pek çok ürün ithal ürünler ile rekabet edememektedir” açıklamasında bulundu.