Sadece seçim günlerinde ve özel günlerde akıllara gelen romanlar seslerinin daha çok duyulmasını ve haklarının savunulmasını talep ediyor
KEMAL ÖZKURT - ÖZEL HABER Türkiye'de yaklaşık 5 milyon roman kökenli vatandaş bulunmaktadır. Fakat sayıları bu kadar fazlayken romanlar sadece özel günlerde akıllara geliyor. Yıllardır yurtlarından edilerek göçebe hayat yaşamaya zorlanan romanlar her vatandaş gibi söz hakkına sahip olmak istiyor. Bu konuda görüşlerine başvurduğumuz İzmir Romanlar Derneği Başkanı ve aynı zamanda CHP İzmir Milletvekili Aday Adayı Abdullah Cıstır, "Hükümet başta olmak üzere, ana muhalefet ve yerel yönetimlere bu sorunlarla ilgili uzun yıllardır savunuculuğunu yapıyoruz. Bu sorunlar bilindiği halde görmezden gelindiğinin altını çizmek istiyorum. Bizler seçimlik değil, geçimlik ilişkiler istiyoruz" diye konuştu.
"İLERLEME TAVŞAN ADIMLARIYKEN SORUNLAR FİL ADIMLARIYLA BÜYÜYOR" Romanlara bakış açılarının ve iklimin düne göre daha iyi olduğunu belirten Cıstır, "Sosyal politikalar olarak, sosyal devletin eşit vatandaşlık temelinde ve hak temelli bir yaklaşım üzerinde bu işlerin yürümesi lazım. Biz roman halkının sorunlarını biliyoruz. Bizler elimizden geldiğince bu sorunları ileterek savunuculuğunu ve tamamlayıcılığını yapmaya çalışıyoruz. Her ne kadar sorunlar görmezden gelinse de hiçbir şey yapılmadı diyemem bir ilerleme var. Sadece bu ilerleme tavşan adımlarıyla yapılırken roman mahallesindeki sorunlar fil adımlarıyla büyüyor" ifadelerini kullandı.
"İZMİR'İN TUTUMU TÜRKİYE'DE ÖRNEK TEŞKİL EDİYOR" Romanlara uygulanan devlet politikalarının yanı sıra İzmir Büyükşehir Belediye'nin bu konuda daha ileride olduğunu ve Başkan Tunç Soyer'in arka sıradakiler, farklı renkler farklı sesler çağrısının romanlar tarafından karşılık bulduğunu ifade eden Cıstır, " Önümüzdeki günlerde İzmir Büyükşehir Belediye ve Roman Sosyal Toplum Kuruluşları arasında işbirlği protokolünü sayın başkanımızın açıklamasını bekliyoruz. Bu, sizi tanıyorum, sizlerle işbirliği yapmak istiyorum ve mevcut kaynaklarımı sizlere aktarmak istiyorum demektir. Dolayısıyla CHP'nin roman eylem planından sonra Büyükşehir'in önüne bir yaklaşım stratejisi koyduk. Tunç başkanım da bu yaklaşıma ne getirirseniz imzalarım diyerek kucaklayıcı bir tavır sergiledi. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin bu tutumunun Türkiye'de örnek teşkil ettiğini söyleyebilirim. Baş aktör Büyükşehir olsa da aynı tutumu Torbalı başta olmak üzere İzmir'in diğer ilçelerinden de bekliyoruz'' dedi.
"TABAN BİZİ ŞIKIŞTIRIYOR BİZ YUKARIYI" 2013'te hazırlanan 'Roman Derneği Sorun Başlıkları' adlı raporun ardından ilerleme kaydettiklerini söyleyen Cıstır, konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı; "Bu rapordan sonra 2016'da hükümetin roman eylem planı çıktı 2019'da yinelendi. 2020'de CHP'den bir roman eylem planı çıktı. Dolayısıyla üzerine koya koya ilerliyoruz. Düne kadar inkarcı politikalar vardı bu gün ise bu sorunların var sayıldığını ama çözüm ile ilgili yeterli yaklaşımın olmadığının altını çizebiliriz. Aldığımız mesafe yatsınamaz ama sadece daha iyi olabilirdik. Biz bunların yanı sıra içerideki sorunları da çözmeye çalışıyoruz. Malesef eğitime kapalı, kırılgan yapıda bir topluma sahibiz. Roman mahallesindeki talepler artıyor. Dolayısıyla bizler de üzerimize düşen katalizör görevini görüp, kanaat önderleri ve aktivist olarak roman sorunlarını olgunlaştırarak dikey disiplinlere aktarma içerisindeyiz. Taban bizi sıkıştırıyor biz yukarıyı sıkıştırarak üzerimize düşen görevi yapmaya çalışıyoruz."
"ANAYASANIN KAPSAYICI POLİTİKASI BİZİM MAHALLELERE YANSIMIYOR" Romanlara pozitif ayrımcılık yapılması gerektiğini ve bu uygulamanın finansal olarak desteklendiğini ancak uygulanabileceğini dile getiren Cıstır, "Anayasa bu gün yurttaşların eşit olduğundan bahsediyor ama roman sosyolojik coğrafyasına baktığımızda, hala barınma sorunu çeken, yerinden edilen, eğitime ulaşamayan, kültürünü kamuoyuna servis edemeyen ve eşitlik haklarını savunamayan romanları görüyoruz. Bu sebepten dolayı Anayasa'da belirtilen kapsayıcı politikalar bizim mahallelere yansımıyor. Pozitif ayrımcılığı, finansal ve kalkınma temelli destekleyip altını doldurabilirsek o zaman eşit yurttaş haline geliriz" dedi.
ROMAN MAHALLESİNDEKİ OKULLARIN EĞİTİM SEVİYESİ DÜŞÜK Roman mahallelerinde bulunan okulların ve eğitim düzeyinin yetersiz olmasına da değinen Cıstır, " Çocukları daha fazla okulda tutmanın yöntemlerinin geliştirilmesiyle ilgili sosyal yardım alan bütün ailelerin hem teşvik hem de tedbir sistematiğinin getirilmesini istiyoruz. Kültürel ve spor faaliyetlerinin geliştirilmesinin yanı sıra psikososyal destek unsurlarıyla çocuğun ve ebeveyinlerin devamsızlık yapmasıyla ilgili alan temelli araştırma yapılmalıdır. Aile çocuğu okula göndermiyorsa ikna edilmeye çalışılmalı aksi takdirde yardım yapılmamalıdır. Bunların haricinde roman mahallesindeki eğitim kalitesi dikey yapıların okullarına göre çok aşağıda. Bu sebepten buraya gelen öğretmenler, stratejik ve sosyolojik bir bakış açısı geliştirmek için eğitilmeli ve şark görevi gibi 5 yıl boyunca çocuklara kademe atlatana kadar kalmalı. Bu şekilde roman çocukların eğitim kalitesi yükselir, dışa çıkış daha çok artar ve haklarını talep etmeye başlar" diye belirtti.
"GÖREV VERİLİRSE ÇALIŞMALARIMIN DAHA FAZLASINI YAPACAĞIM" CHP İzmir Milletvekilliği Aday Adaylığını açıklayan Abdullah Cıstır, " Şimdiye kadar yaptığımız çalışmaların bana görev verildiği takdirde daha fazlasını yapacağımın altını çizmek istiyorum. Ben romanların sadece değil her yerin adayıyım. CHP Genel Merkezi'nin önünden romanlara yönelik bir söz bekliyoruz. Mecliste daha fazla görev almak isityoruz. Bu konuda sadece ben değil farklı coğrafyadan da talep eden arkadaşlarımız var. Hiç olmazsa Trakya'dan, Ege'den, Marmara'dan en az temsilci görmek istiyoruz. Temsilde adaleti konuşuyorsak eğer 5-6 milyon romanı temsil edenleri mecliste daha çok görmek istiyor ve daha fazla söz sahibi olmak istiyoruz.'' dedi.