Aşı karşıtlığı halk sağlığı sorunudur

Aşı karşıtlığının doğurabileceği sorunlara ilişkin açıklamalarda bulunan uzmanlar, “Bu durum ölümcül salgınlara yol açabilir. O nedenle devletler bu konuda politikalar üretip bilimden yana olmalıdır” dedi

Haber Giriş Tarihi: 29.08.2024 08:55
Haber Güncellenme Tarihi: 29.08.2024 08:55

AYSELİN UZUN-ÖZEL HABER  Dünya’nın birçok yerinde aşı karşıtı gruplar bulunuyor. Ancak araştırmalara göre bu kesimimin özellikle koronavirüs pandemisiyle birlikte artış gösterdiği bilinirken, ülkemizde yapılan nitel araştırma örneklerine bakıldığında birçok ebeveynin çocuklarını aşıların zararlı olduğunu öne sürerek aşılatmak istemediği görülüyor. Uzmanlar ise bu durumun ölümcül sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekerek, aşı karşıtlarına karşı hükümetlerin bilimden yana olması gerektiğini ve bu yönde çalışmalar yürütmesinin şart olduğunu vurguluyor. Aşının halk sağlığı açısından önemine değinen ABD’nin Washington eyaletinde bir biyoteknoloji şirketi yöneticisi olan İzmirli Virolog Semih Tareen, “Şu bir gerçek ki aşı bir halk sağlığı önlemidir ve halk sağlığını iyiye götürdüğü bilimsel olarak defalarca ispatlanmıştır” şeklinde konuştu.

HİÇBİR AŞI İHMAL EDİLMEMELİ

Aşı karşıtı grupların her dönemde ve dünyanın en gelişmiş ülkelerinde dahi bulunduğunu belirten Virolog Tareen, halk sağlığını tehlikeye atan bu durumun önüne geçilmesinin şart olduğunu dile getirdi. Tareen, “Aşı karşıtlığı yeni bir şey değil, ilk aşıdan bu yana var. Bundan 300 sene önce ölümcül bir virüs olan çiçek virüsü, aşı çıktıktan sonra yok edildi. Böylece binlerce insan ölümden kurtarıldı. Fakat bu aşı ineklerden gelen, inek çiçek virüsüyle yapıldı ve aşı karşıtları bu aşıyı vurulursak ineğe dönüşeceğiz diye kampanyalar başlattılar. Şimdi baktığımızda bu bize çok saçma geliyor ama hala benzer düşüncelere sahip insanlar var. Öte yandan aşı karşıtlığının ilerleyen süreçte oluşturabileceği zararları anlamak için aşı karşıtı ülkelere bakmamız yeterlidir. Orada yaşanan sağlık sorunları bize ne gibi sorunlar yaşanabileceğine en basit örnektir. Asıl üzücü olan gelişmiş dediğimiz ülkelerde de bu görüşle karşılaşıyoruz. Örneğin bazı senelerde, Londra’nın göbeğinde kızamık salgını başladı ve bunun sebebi de çocuklarını aşılatmayan ebeveynler ve Londra’da başlayan aşı karşıtlığıydı. Kızamık salgını kontrol halindeyken maalesef kızamık olmaması gereken çocuklar, kızamık oluyor ve kızamığı yayıyorlar. Bu şekilde de bazı çocuklar aşılanmış olsa da eğer başka bir hastalıktan dolayı bağışıklıkları bastırılmış ise onlar yine kızamık virüsüne maruz kalıyorlar. Dolayısıyla bu risk sadece o çocuğun hayatını değil, orada yaşayan bütün çocukların hayatını tehdit ediyor. Benzer bir durumu Newyork’ta gördük. Oradaki aşılatmama nedeni de dini sebeplerdi. Yani farklı ülkelerde aslında benzer sebeplerle aşıya karşı çıkılıyor ve sonuçları çok ciddi olabiliyor. Öte yandan bizler aşılardan önce bu kadar uzun yaşamıyorduk. O zamanlarda bebekler; ishalden ölüyordu, kızamıktan ölüyordu. O yüzden özetle bebeklik döneminden itibaren hiçbir aşı ihmal edilmemeli” dedi.

DEFALARCA İSPATLANDI

“Hükümetlerin bu konuda izlediği politikaya değinecek olursak, aşı ya da herhangi bir konuda insanları bir şeylere zorlarlarsa bu otokrasiye kaçıyor. Ancak şu bir gerçek ki aşı bir halk sağlığı önlemidir” diyerek sözlerine devam eden Tareen, “Aşının halk sağlığını iyiye götürdüğü bilimsel olarak defalarca ispatlanmıştır. Ayrıca iş yerleri ve okullar aşıyı tabi ki zorunlu kılabilir. Bunun nedeni ise, bu tür kuruluşlar bir sürü insanı bir araya getirdikleri için, o insanların sağlığını göz önünde bulundurmaları gerekir” açıklamasında bulundu.

MADDİ ÇIKARI İÇİN…

Aşı karşı olunmasının sebeplerine değinen Tareen, “Aşı karşıtlığının sebeplerinden birincisi bilimi anlamamak, anlayamamaktır. Ancak istisnalar da vardır. Türkiye’de de görüldüğü gibi bazı doktor ünvanlı kişiler de aşı karşıtlığı yapabiliyor. Mesela İngiltere’de Andrew Jeremy Wakefield adlı bir hekim, aşıların otizme sebep olduğunu savundu ve bir aşı karşıtlığı yaydı. Şu anda ne yazık ki onun sebep olduğu ölümlerin hepsi ortada. Sonrasında bu hekimin tamamen kedi maddi çıkarı için bunu yaptığı öğrenildi. Dolayısıyla bu gibi durumlarda çıkar gözetenler de olabiliyor. Bunun en büyük örneklerinden biri doğallık savsatası dediğimiz şeydir. Doğaldır diye insanların bir şeyi daha iyi ve sağlıklı sanması yanlıştır. Çünkü bunu ticarete dökmek isteyen birçok insan, aşıların tehlikeli olduğunu savunuyorlar. Halbuki doğadaki her şey belli bir dozdan sonra kimyasaldır. O sebeple aşı karşıtlığının önüne geçebilmek için hükümetlerin, bilim insanlarının ve Sağlık Bakanlığı’nın rolü çok büyük” diye konuştu.

ÇOCUKLAR TEHLİKE ALTINDA

Son dönemlerde Türkiye’de aşılama oranının yüzde 87’lere düşmüş durumda olduğunu ve bu oranın bazı aşılarlar çok kritik bir seviyede olduğunu söyleyen Halk Sağlığı Uzmanı Tuğrul Şahbaz, “Aşılanmayan yüzde 10-13’lük kısım önemli değil gibi düşünülemez. Örneğin kızamığın bir oranı vardır ve aşısız sayısı o oranın üzerine çıktığı zaman problem olmaya başlar. Çünkü bulaşabilir ve hastalanabilir olanların oranı kritik bir yüzdeyi aştığı andan itibaren bir anda yayılır. Bu da risk grubundaki çocuk nüfusu olumsuz etkiler. Özellikle çocuklar ve bebekler aşılanmadıkları taktirde, bağışıklıkları oldukça düşük olduğu için tehlike altındadır. Dolayısıyla yüzde 87 aşılanma oranı kızamık için problemdir” değerlendirmesinde bulundu.

AŞI KARŞITI TARİKATLAR VAR

Aşı karşıtlarının bilimsel bir dayanağı olmadığına vurgu yapan Şahbaz, “Öte yandan aşı karşıtlarının savunduğu düşünceler bilimsel temellere dayanmıyor. Genellikle kızamık, suçiçeği ve benzeri aşıların, içerisindeki bir maddenin alerjiye sebep olduğu üzerinde duruluyor. Bunlar bazı insanlarda tabi ki alerjik reaksiyonlar gösterebilir yüzde yüz hiç yan etkisi yoktur diyemeyiz ancak bir aşını faydası şöyle anlaşılır; diyelim ki bir milyon kişiye bu aşı yapılıyor ve kaç kişiyi bu enfeksiyondan koruyor diye bakılmalı. Dolayısıyla alerjiler üzerinden yapılan yorumlar tam anlamıyla karalama özelliği taşıyor. Ayrıca dini gerekçeleri de olduğu biliniyor. Bazı tarikatların, mensuplarına aşı yaptırmayı yasaklaması sebebiyle de insanlar aşıya karşı çıkıyor. Bu sadece İslami düşünülmemeli, Hristiyanlıkta da aşı karşıtı tarikatlar var. Ancak unutulmamalı ki çocuğun aşılanmaması sadece ailesinin sorumluluğu değildir. Çünkü aşılanmamış ve enfeksiyona açık bir çocuk, arkadaşlarıyla oynarken ya da okula giderken diğer çocuklar için de bir tehlikedir. Yani çocuklar hiçbir zaman sadece ailelerin çocukları değildirler, toplumun çocuklarıdırlar. Bu bakış açkısına sahip olunmadığı sürece toplum böyle görüşlerin arkasına takılacaktır. Bunun sonucunda ise daha çok bulaşıcı hastalık göreceğiz” ifadelerini kullandı.

KONTROL DIŞI GÖÇ BUNU TETİKLER

“Türkiye’nin kontrol dışı göç gibi bir sorunu da varken ve bu göçün geldiği ülkelerde sağlık sistemi de çöktüğü için, insanlar çocuklarını aşılatamadan ülkemize geldiler. Ayrıca biz de bunların kayıtlarından haberdar değiliz. Böylece okula başladıklarında diğer çocuklara da bulaştıracaklar” diyerek düzensiz göç tehlikesine dikkat çeken Şahbaz, “Ne yazık ki ülkemizde bazı aydın sayılan insanlar var ve aşı karşıtlığına en çok desteği de onlar veriyor. Bunu bir de hak olarak ortaya koyuyorlar. Aslında bir kişinin çocuğunu aşılatmaması, başka çocukların aşılanmasına rağmen onların bağışıklığına zarar vermesi demektir. Burada bir sorumluluk da var. Aşılanmayan çocuk yüzünden diğer çocuklar zarar gördüğünde bunun bir yaptırımı olmalı diye düşünüyorum. Bu tarz olaylar çoğaldığında Sağlık Bakanlığı da bu konuda çalışma yürütür diye düşünüyorum. Ancak şimdilik bu konuda canla başla çalışıyorlar diyemem. Aşı karşıtları miting yapıyor devlet buna izin veriyor. Bu devlet tarafından fikir özgürlüğü olarak değerlendirilemez. Aşı yapmaması sebebiyle ölümler gerçekleştiğinde bunun hesabını kim verecek. Dolayısıyla aşılanmamak bir hak değildir. Aşılanmak bir haktır. Bu durum ölümcül salgınlara yol açabilir. O nedenle devletler bu konuda politikalar üretip bilimden yana olmalıdır. Kısaca kamu bilimi gözetmelidir. Aksi halde insanların sağlıklı yaşam hakkını, aşılanmayarak müdahale etmiş olursunuz” şeklinde konuştu.