‘Atatürk’ün Cumhuriyet Anlayışı’ Ege Üniversitesi Nükleer Bilimler Enstitüsü’nde sempozyum konusu oldu

Ege Üniversitesi Nükleer Bilimler Enstitüsü, "Cumhuriyet ve Atatürk Günleri" etkinlikleri adı altında "Atatürk’ün Cumhuriyet Anlayışı" konulu seminer gerçekleşti.

Haber Giriş Tarihi: 05.11.2024 14:05
Haber Güncellenme Tarihi: 05.11.2024 14:05

Ege Üniversitesi, "Cumhuriyet ve Atatürk Günleri" etkinlikleri çerçevesinde EÜ Nükleer Bilimler Enstitüsü tarafından "Atatürk’ün Cumhuriyet Anlayışı" başlıklı bir seminer düzenlendi. Seminere konuşmacı olarak Mithatpaşa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Edebiyat Öğretmeni Züleyha Durak Özen katılırken, Nükleer Bilimler Enstitü Müdürü Prof. Dr. Sabiye Yuşan ile akademisyenler ve öğrenciler yer aldı.

Konuşmasına Mustafa Kemal’de Cumhuriyet düşüncesinin bir anda ortaya çıkan bir düşünce olmadığını belirterek başlayan Züleyha Durak Özen, “Selanik’te doğmasının bunda payı vardır. Selanik’in demokratik, özgürlükçü yapısı onun cumhuriyete olan bakış açısını oluşturan yıllardır. Mustafa Kemal, lise çağında iyi bir siyaset bilimcisi ve tarih okuyucusuydu. Fransız aydınlanmasının önde gelen isimlerinden Jean-Jacques Rousseau ve Montesquieu’dan etkilendiğini biliyoruz. Kendisi çok iyi Fransızca bilmektedir. Cumhuriyetin ilanından önce bu tarz yazarların kitaplarını okuyarak cumhuriyet fikrinin nasıl oluşacağına karar vermiştir. Atatürk’ün fikir dünyasında halk egemenliği gelişmesini görüyoruz” dedi.

“Hâkimiyeti Millîyeyi hâkim kılacağız”

Atatürk’ün cumhuriyet düşüncesinin değerlendirildiğinde 1923 öncesine gidilmesi gerektiğini belirten Özen, “Mustafa Kemal’in Kurtuluş Savaşı yıllarında hakimiyeti milli anlayışını benimsendiğini biliyoruz. Millî Mücadelenin yol haritası olan Amasya Genelgesinde yer alan ‘milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır’ ilkesi. İşte bu ilke Mustafa Kemal’in rehber aldığı ilkedir. 1919’da Erzurum Kongresi’nde Mazhar Müfit’e ‘Hakimiyeti millîyeyi hâkim kılacağız ve cumhuriyeti ilan edeceğiz’ diyor.  Bu cümleyi bir deftere not almasını istiyor. Atatürk’ün cumhuriyetten beklediği anlayış budur” şeklinde konuştu.

Özen, “Atatürk’ün cumhuriyet düşüncesi toplumsal ve tarihsel gerekçelere dayanıyor. Anadolu halkını yapısını ırksal sınıfsal farklarını göz ardı etmeden ayrıcalıklı bir şekilde gerçekleştiriyor. Çünkü Atatürk’e göre cumhuriyet yönetim egemenliğinin millete ait olduğu bir rejimdir. Cumhuriyetin ilanı batıya yöneliştir. Türkiye devleti cumhuriyeti seçmekle tanzimattan gelen batı düşüncesini yenilemiştir” dedi.

“Cumhuriyet neden 29 Ekim’de ilan edildi?”

29 Ekim tarihinin özellikle seçildiğini Mustafa Kemal’in sözleriyle aktaran Züleyha Durak Özen, “Mondros mütarekesi 30 Ekim 1918’de imzalanmıştı. Bundan tam 4 yıl 364 gün sonra Cumhuriyeti ilan ettik. Bir gün daha olsaydı 5 yıl olacaktı. 5 yıl süren bir esaretin altında olmayı kabul edemezdik. Mondros, 30 Ekim’dir. Cumhuriyet, 29 Ekim. İşte bu mazlum bir milletin ahıdır. Tarihten silinmek istenen bir milletin çabalarıdır. Mustafa Kemal Atatürk şunu söylemek istiyor aslında. Ben 30 Ekim’i tanımıyorum. Siz 29 Ekim Cumhuriyeti kabul edeceksiniz. Bu ifade gerçekten Atatürk’ün Cumhuriyete olan inancının sarsılmaz bir örneğidir” dedi.

“İhtiyaç duyduğun güç damarlarındaki asil kandadır”

Atatürk’ün Türk ulusuna ve gençliğine olan inancından bahseden Özen, “Atatürk’ün cumhuriyeti emanet ettiği gençler ve bizler her zaman bu sorumluluğun bilincinde olmalıyız. Onun bu cümleleri aslında her şeyi en güzel şekilde ifade ediyor. ‘Ey yükselen yeni nesil istikbal sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak olan sizlersiniz.’ Burada Ulu Önderin gençlere armağan ettiği Cumhuriyetin aslında özgürlüğün, barışın ve birlikteliğin sorumluluğunu unutmamak gerekiyor. Türk milleti yarınlara umutla bakarken aslında ihtiyaç duyduğu güç ve kudreti her zaman kendinden almalıdır” diye konuştu.

Seminer sonunda Edebiyat Öğretmeni Züleyha Durak Özen’e “Teşekkür Plaketi” takdim edildi.