Türkiye İşçi Partisi’nden konuyla ilgili yapılan açıklamada otomobil odaklı ulaşım politikalarının giderek kentlerimizi yaşanamaz kıldığı ifade edilerek “Hava kirliliği, trafik kazaları, kamusal alanların işgal edilmesi, bireye ve topluma yüklediği maliyetler gibi pek çok çevresel ve yaşamsal sorunun kaynağını oluşturuyor” denildi.
Açıklamada bisikletin sağladığı tüm faydalara rağmen ülke kentlerinde sürekli ötelenen, dışlanan, ihmal edilen bir ulaşım aracı olmaya devam ettiği dile getirilerek “Tüm düzenlemeler güçlü, motorlu ve büyük olan araçlar için yapılırken, küçük, havayı kirletmeyen ve insan gücüne dayalı ulaşım biçimi ayrımcılığa uğruyor. Bisiklet kullanıcıların hakları görmezden geliniyor. Aslında bu yaklaşımla, bisiklet kullanıcıları ve araba kullanıcıları arasında kamusal mekânın paylaşım adaleti konusunda sınıfsal bir ayrımcılık yaratıldığını söylemek çok da yanlış olmaz” ifadeleri kullanıldı.
“Türkiye İşçi Partisi olarak kent yaşamında bisiklet ulaşımının ve bisiklet kullanıcılarının haklarını savunmanın yaşanabilir kentler için elzem ve öncelikli olması gerektiğini savunuyoruz.” denilen açıklamada tüm ulaşım yatırımlarının motorlu taşıtlara göre yapıldığı bir kent planlama düzenine karşı çıkılması gerektiği vurgulanarak yurttaşlardan toplanan vergilerle oluşan kamu kaynağının sadece otomobil kullananların talep ve ihtiyaçlarına göre harcanmasını, bisiklet ve yaya ulaşımının göz ardı edilmesini adil ve eşitlikçi olmadığı dile getirildi.
Türkiye İşçi Partisinden konuyla ilgili yapılan açıklamanın tamamı şöyle:
Sevgili İzmirliler, sevgili bisiklet dostları…
Otomobil odaklı ulaşım politikaları giderek kentlerimizi yaşanamaz kılıyor. Hava kirliliği, trafik kazaları, kamusal alanların işgal edilmesi, bireye ve topluma yüklediği maliyetler gibi pek çok çevresel ve yaşamsal sorunun kaynağını oluşturuyor.
Ancak tüm bu maliyetlere ve sorunlara rağmen motorlu taşıtlara öncelik veren ulaşım politikaları kabul görüyor ve kamu kaynakları bütünüyle otomobil ulaşımına ayrılmaya devam ediyor.
Bisiklet ise ilk satın alma masrafı dışında bedavadır, sağlığa katkısı vardır, petrol kullanmaz, havayı kirletmez, yer kaplamaz, trafik sıkışıklığı yaratmaz, büyük altyapı yatırımları gerektirmez, vergi ödetmez.
Bisiklet üzerindeki insanı taşır, ancak bazen de sürücüsü bisikleti taşır. Tüm bu özellikleriyle bisiklet devrimci ve demokratik bir ulaşım aracıdır.
Değerli yurttaşlar,
Bisiklet, sağladığı tüm bu faydalara rağmen ülke kentlerinde sürekli ötelenen, dışlanan, ihmal edilen bir ulaşım aracı olmaya devam ediyor. Tüm düzenlemeler güçlü, motorlu ve büyük olan araçlar için yapılırken, küçük, havayı kirletmeyen ve insan gücüne dayalı ulaşım biçimi ayrımcılığa uğruyor. Bisiklet kullanıcıların hakları görmezden geliniyor. Aslında bu yaklaşımla, bisiklet kullanıcıları ve araba kullanıcıları arasında kamusal mekânın paylaşım adaleti konusunda sınıfsal bir ayrımcılık yaratıldığını söylemek çok da yanlış olmaz.
Türkiye İşçi Partisi olarak kent yaşamında bisiklet ulaşımının ve bisiklet kullanıcılarının haklarını savunmanın yaşanabilir kentler için elzem ve öncelikli olması gerektiğini savunuyoruz.
Tüm ulaşım yatırımlarının motorlu taşıtlara göre yapıldığı bir kent planlama düzenine karşı çıkıyoruz. Tüm yurttaşlardan toplanan vergilerle oluşan kamu kaynağının sadece otomobil kullananların talep ve ihtiyaçlarına göre harcanmasını, bisiklet ve yaya ulaşımının göz ardı edilmesini adil ve eşitlikçi bulmuyoruz.
Bisiklet sürücülerinin diğer yol kullanıcıları gibi ulaşım mekânında adil biçimde yer alması gerektiğini söylüyoruz.
Bisikletin trafiğe engel değil, aksine trafiği rahatlatacak bir ulaşım aracı olduğunu biliyoruz.
Kentlerde bisiklet kullanımının yaygınlaştırılması için alınan planlama kararlarının uygulanmasının takipçisi olacağımızı da buradan söylemek istiyoruz.
Türkiye İşçi Partisi olarak başka bir kent, başka bir ulaşım mümkün diyor ve bunun çok da zor olmadığına inanıyoruz. HABER MERKEZİ