Başkan Dikmen: Engellilerin ve ailelerinin hayatlarından çalınıyor

KEDİ Otizm Derneği tarafından engelli haklarına dikkat çekmek adına başlatılan nöbette konuşan Başkan Dikmen, devletin engelli bireylerin kaldığı bakım merkezlerinde ve eğitim kurumlarında gerekli denetimi yapmaması halinde yaşanabilecekler konusunda uyarılarda bulundu.

Haber Giriş Tarihi: 01.12.2024 14:23
Haber Güncellenme Tarihi: 01.12.2024 14:23

AYSELİN UZUN - KEDİ Otizm Derneği tarafından, Engelli çocuk ve yetişkinlerin kaldığı bakım merkezlerinde eğitim kurumlarındaki ölüme varan kötü muamele, ihmal ve şiddete dur demek adına 3 gün sürecek nöbetin ilki Konak Tramvay durağı önünde gerçekleştirildi. Bu kapsamda açıklamalarda bulunan KEDİ -Kabul, Eşitlik, Dahil olma, İstihdam- Otizm Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Serap Dikmen, devletin bu tür olayların yaşanmaması adına tedbir niteliğinde çalışmalar yapması gerektiğini belirtti.

ETKİN DENETİMLER YAPILMALI

Türkiye’de engelli bireylerin çeşitli zorluklara göğüs germek zorunda bırakıldığına vurgu yapan Dikmen, “Kasım ayında Niğde Engelsiz Yaşam ve Bakım Rehabilitasyon Merkezi'nde kalan 9 yaşında bir engelli çocuğun, bakım verenlerin kameraya yansıyan şiddeti nedeniyle yaşamını yitirdiği haberiyle sarsıldık. Bu kötü haber ne yazık ki bakım merkezlerinde gerçekleşen şiddet ve ölüme dair ilk haber değildi. 24 Aralık 2020’de Elazığ'da koronavirüsten korunması için özel bir bakım merkezine yerleştirilen ve 3 ayda 35 kilo kaybedip, çoklu organ yetmezliği ve geçirdiği kalp krizi nedeniyle hastanede yoğun bakımda tedaviye alınan otistik Murat Can Ayas kurtarılamayarak hayatını kaybetti. 8 Mayıs 2022’de eğitim görmek için gittikleri spor ve yaşam kulübünde adeta eziyet gören üç otistik çocuktan birisi olan Mustafa Recep Koç hayatını kaybetti. Ahmet Sürücü ve Barış Gödekoğlu ihmal ve kötü muameleden yaralanarak sağ kurtulmuşlardı. Bu şiddet ve ölüm listesini hazırlarken psikolojik açıdan bir hayli zorlandık. Okurken de sizlerin değerli zamanından çaldık. Ancak engellilerin ve ailelerinin hayatlarından çalınıyor. Gerekli önlemler alınmaz, düzenlemeler ve etkin denetimler yapılmazsa da ne yazık ki böyle sürüp gidecek” diye konuştu. 

EŞİT VE ADİL OLUNMALI

Engellilerin Türkiye’nin de imzacısı olduğu BM Engelli Bireylerin Hakları Sözleşmesi’nden doğan bazı haklarına dikkat çeken Dikmen, “Engelli bireylerin insan haklarının korunmasını, teşvik edilmesini ve geliştirilmesini sağlamak üzere devletlerin yükümlülüklerini açıklığa kavuşturan bu sözleşme, Türkiye’de 28 Ekim 2009 tarihinde yürürlüğe girdi. Yaşam hakkının, en temel engelli yani insan hakkı olmasına karşın bakım merkezlerindeki can kaybıyla sonuçlanan şiddet olayları başta olmak üzere, engellilerin toplum yaşamının her alanında karşılaştığı ayrımcı tutumlar ve zorbalığın önlenmemesi, sözleşmenin güvence altına aldığı haklarla uyumsuzluk gösteriyor. Devletimiz, sözleşmeyi imzalayarak, Türkiye’de yaşayan engellilerin işkence veya zalimane, insanlık dışı veya aşağılayıcı muameleye veya cezaya karşı diğer bireylerle eşit koşullar altında korunmasını sağlamak için etkin bir şekilde tüm yasal, idari, yargısal ve diğer tedbirleri almak; sağlık, istihdam, eğitim ve sosyal hizmetler alanlarında kapsamlı habilitasyon ve rehabilitasyon hizmetleri sunmak,  mevcut hizmetleri güçlendirmek ve genişletmek yükümlülüğü altına girmiştir” şeklinde konuştu. 

NE HÜKÜMET NE DE MUHALEFET GEREKENİ YAPMIYOR

“Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni, ölüme varan vakaların artık yaşanmaması, engellilerin insan onuruna yakışır, eşit yurttaşlık haklarını kullanabildiği bir hayat sürdürülebilmeleri için, BM Engelli Bireylerin Hakları Sözleşmesi’ne uygun bütün düzenlemeleri yaparak bir an önce hayata geçirmeye davet ediyoruz” diyerek sözlerine devam eden Dikmen, bu kapsamda yapılması gereken çalışmalarda ne hükümetin ne de muhalefet partilerin gereken adımı atmadığını belirterek, “Hükümet ya da muhalefet ayrımı yapmaksızın tüm partilerin hak temelli engelli politikalarının bulunmadığını üzülerek görüyor, bir an önce bu yanlıştan dönmelerini istiyor ve Engelliler Gününe iki gün kala kendilerine buradan sesleniyoruz:  Engelliliğe ait gün ve haftalarda, müsamereler ve  yemekli kutlama organizasyonları yapmaktan vazgeçin.  Karar ve yönetim birimlerinizde, meclis sıralarınızda, belediye başkanlıklarınızda engelli bireylere yer verin, engellileri engelliler adına yönetmeyin. Engellilerin kendilerini temsil etmesine fırsat yaratın.  Eşit ve adil olan budur."