Başkan Tugay’dan iklim krizi çıkışı: Amerikalı petrol şirketlerini kınıyorum

Büyükşehir Kasım Ayı 5. Birleşiminde konuşan Başkan Tugay, “İklim krizi ile ilgili elimizden geleni yapmalıyız ama onun bunun malını değil kendimiz üretmeliyiz. Amerika’yı o petrol şirketlerini kınıyorum. Onlar kendilerinden utanmalılar” dedi

Haber Giriş Tarihi: 22.11.2024 18:22
Haber Güncellenme Tarihi: 22.11.2024 18:22

İzmir Büyükşehir Belediyesi Kasım Ayı Olağan Toplantısı 5. Birleşimi Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay idaresinde gerçekleştirildi.  Buca, Bornova, Konak, Gaziemir, Kemalpaşa ilçelerinin bütçesi oy birliği ile kabul edildi.

KORDON’A YAPILAN SETLER

AK Partili Hüsnü Boztepe'nin Kordon'a çekilen setlere ilişkin eleştirisine yanıt veren Başkan Cemil Tugay, "Kordon'da biz daha kalıcı düzenleme yapmak istiyoruz. Ancak koruma kurulu onay vermedi. Geçici çözüm yöntemi olarak zemin seviyesinden 60 cm yukarıda olan sete izin verdi. Bu kaldırılabilir. Amacımız kalıcı düzenlemeyi yaparken onu da kaldırmak olacak. Ama kimseye zararı olmayacak peyzaj düzenlemesiyle insanların kullanımı açısından avantajları olan bir uygulama. Tekrar söylüyorum bu geçici bir uygulama" dedi.

KAFANIZA GÖRE YAPAMAZSINIZ

Boztepe’nin Kordon’a çekirdek çöplerini atanlara ceza verilmesi önerisi hakkında konuşan Tugay, “Bir belediye başkanı ‘sigara izmaritlerine para cezası vereceğiz’ demiş. Kafanıza göre böyle hukuki olarak ceza verilemiyor. Bizim de yetkimiz sınırlı, haklısınız. Ama bunu eğitim ile aşabiliriz. Arkasında aidiyet hissi var. Bu şehir hepimizin ortak değeri. İzmirliler buraların sahibi. Nasıl evinizin ortasına çöp atmıyorsanız sokağa da atmamanız gerekiyor. Bunu bilinç olarak yaymamız lazım. Ama bunu alışkanlık edilenler var. Kanuni olarak cezalar verilebilir, ama cezalar yüksek değil” değerlendirmesinde bulundu.

KOMİSYON KURULSUN

Gaziemir Belediye Başkanı Ünal Işık, İzmir'in Çernobil’i olarak bilinen Kurşun Fabrikasına dikkat çekmek için meclis salonunda kısa bir video gösterimi gerçekleştirdi. Ünal açıklamasında, "Bu konuşmayı yaparken kimseyi hedef almak ya da küçük düşürmek istemiyorum. Ancak bu zamana kadar duyulmayan sorunu daha güçlü duyurmak istiyorum. Parti ayrımı yapmadan tüm meclis üyelerimizle çalışma yapmak istiyoruz. Firma 1940'lı yıllarda kurulmuştur. Kurşun Fabrikası olarak anılan bu yerin 70 dönümden fazla yeri var. Burada nükleer atıklar var. Fabrika 2010 yılında üretimini durdurdu. Fabrika zehirli atıkların bir kısmını da tek bir firmaya gönderdi. O firma atıklarda radyasyon tespit etti. Türkiye Atom Enerjisi Kurumuna bildirildi. Kurum radyoaktif malzemeleri tespit etti. 2008'de bakanlık fabrikayı denetlemiş. Fabrikaya o zaman yüklü bir ceza kesildi. Bu atıklarla ilgili bir rapor düzenlendi. Raporda gömülü radyasyonlu atıkların da paketlendiği rapor edildi. Türkiye Atom Enerji Kurumu ve İl Müdürlüğü yetkilileri ise alanda 70 dönüm arazide radyo atık tespit etti. Fabrikaya kesilen cezalar çok düşük kaldı. Fabrika atıkları bu alanda bırakarak Torbalı'da faaliyete yeniden başladı. Biz bu atıkları yıllardır takip ettik. 'Duran Adam' eylemleriyle biz gündeme taşıdık. Bu eylemin tüm kurumlara aktarılması gerekiyor. 17 yıldır bilinen ve bir şey yapılmayan atık var. Bu atık tüm İzmir'in sorunu. Çeşitli yollarla şehre dağılan kimyasal bir atık var. Bu atık nasıl geldi sorusuna cevap bulunamıyor. Ben başkan olduktan sonra bu konuyu gündeme taşıdım. Biz konuyu enine boyuna inceledik. O tarihlerde belediyeye bir yazı geldi. Alanda yetkilendirilmiş bir firmanın temizlik yapacağı bilgisi ulaştı. Biz de sevindik. 8 Temmuz'dan itibaren alanı gözetlemeye başladık. 23 Temmuz'da bir toz ihbarı geldi. Alan gittiğimde 'temizlik yapıyoruz' diyen birkaç çalışana denk geldim. Kaymakam Bey ile görüştüm. Onun da bilgisi yoktu. Yaklaşık 10 kişiyle görüştükten sonra birisi 'evet biz görevlendirdik' dediler. Daha sonra firma yetkilisi bir randevu aldı. Hepimiz bu toplantıya gittik. Beyefendi, bize bilgi aktaracağını söyledi. Biz nasıl bir firmasınız diye sorduğumuzda, 'geri dönüşüm' firması olduğunu söyledi. Nükleer bir kaynağı temizlemesi için geri dönüşüm firmasına böyle bir atığın temizletiliyor olması bizi üzdü. Sermayesini sorduk ancak şirket sırrı dediler. Bu iş kolay bir iş değil. Büyük sermayeler gerekiyor. Bu firma daha sonra konkordato başvurusu yaptı. Burayı temizleyecek finansmana sahip değil. Nasıl temizleyeceklerini sorduk, işçilerin temizlik yapılacağını söylediler. Uluslararası normlar radyasyon salınımına 'sığınmaya gidin' emri veriyor. Devletin kurumlarıyla iş birliği dahi yok. 'AFAD'ın haberi var mı, mahalleli biliyor mu nasıl boşaltacaksınız' dedik ancak sorularımız yanıtsız kaldı. Alandan malzeme taşındığını gördük. Nereye gidileceğini sorduk Soma'ya dediler. Alandaki atıkları çimento fabrikasında yakacaklardı. Buradaki tehlikeyi başka şehirlere taşıyarak tehlike boyutu arttırılıyor. Biz bilim insanları tarafından bir komisyon kurulmasını istiyoruz. Bu alan bilime dayalı ve huzur içinde yaşayacakları bir alana dönüşmeli" dedi.

KOORDİNASYON İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPACAĞIZ

AK Parti Grup Başkan Vekili Hakan Yıldız ise Ünal Işık'a yanıt olarak, "Bize o alanda ölçüm yaptıklarını ve radyoaktif maddelerin altta olduğunu ve üst toprağın temizlenip çimento fabrikasında yakıldığı söylendi. Ben başkanın taleplerini not aldım. Bu tesis 1940'larda oluşmuş. Uzun yıllar önce taşınan atıklardan bahsediliyor. O gün mevcut iktidar ve yerel yönetimlerin de özensiz oluştuğu günlerdi. Çevre, Şehircilik Müdürlüğümüz de hassasiyetle yaklaştı. O süreç için istenilen koordinasyonda yürümesi için elimizden gelen gayretini göstereceğiz" ifadelerine yer verdi.

CHP Grup Başkan Vekili Zafer Levent Yıldır ise, "Bizi batı menşeli ülkeleri bir çöplük olarak kullanmasın. Asbestli gemi sökümleri, plastik atıkların gelmesi ve nükleer atıklar insanlarımızın yaşam standartları için önemli konular. Uzun zamandır yürüyen merdivenler konusu var. Özellikle şunu söylemek isterim. Çalışan, çalışmayan miktar belirlenmeye çalışıldığında belli bir günün belli bir zaman dilimi içerisinde yapılması gerekiyor.

Yürüyen merdivenlerin arızaları oluyor ancak anında müdahale ediliyor ve düzeliyor. 98 yılı imalatlı 53 tane yürüyen merdiven var. Bu merdivenler yapılalı 26 yıl. Zaten 25-30 yıl ömrü olan merdivenler. Toplam 194 yürüyen merdiven var. Makina Mühendisleri ile yapılan bir protokol var. Bu protokole yürüyen merdivenleri de ekledik. Üçyol'da çalışmayan merdivenimiz var. O merdivenin fotoğrafı çekilip atılıyor. O merdiven tamir edilmiyor. Yenisinin siparişi verildi. Süresi ise 90 gün" diye konuştu.

İKLİM KRİZİNİ DURDURACAK HİÇBİR ŞEY YOK

Son olarak söz alan Başkan Tugay Bakü’de katıldığı İklim Zirvesi hakkındaki izlenimlerini şöyle aktardı;

Bakü’de iklim zirvesine katıldım. İki tane oturumda konuşma yaptım. Biri sağlıklı kentler birliği başkanı olarak. Diğeri de Türkiye Belediyeler Birliği’nin bir oturumuydu. Bilgilendirmek için söylüyorum. ESİAD’ta da bununla ilgili bir şeyler söyledim. Benim için tam bir hayal kırklığıydı. İçi boşaltılmış. Green Washing bir kavram var, iklim konusunda bir şey yapıyormuş gibi görünme. Bu toplantı bence öyle bir toplantı. Ben bir Türk vatandaşı olarak gerçekten orada konuşulanla ilgili dünyadaki iklim krizini durduracak hiçbir şey yok. Bir şeyler vardı; bir tanesi bizler gibi ülkeler diyoruz ki karbon emülsiyonumuzu düşürelim. Karbon emülsiyonumuzu sıfırlasak düzelmemiz kimisi 50 kimisi 100 yıl düzelmemiz sürer diyor. CHP’li bir belediye başkanının yönettiği kendi aşırı yağışlardan su basında Cumhur İttifakı kanadı ayağa kalkıyor. Ama tam tersi onarlın belediyelerinde olunca… Bu konu siyasi istismardan kurtulmalı. Bu altyapı çalışmaları yaptı yapmadı değil felaket yaşıyoruz. Özellikle bizim bölgemiz çok ciddi tehdit altında. Yılın ortalama sıcaklık seviyesi ve kuraklıkla ilgili hızla artan problemler var. İzmir’de de çok ciddi kuraklık yaşadığımızı biliyoruz. Genel olarak kuraklık Türkiye’nin ciddi bir sorunu, bazı bölgeler bizim iki üç katımız daha kötü durumda. Anormal hareketler de sayısal olarak çok artmış durumda. Biz de İzmir olarak elimizden gelen yapmalı karbon emülsiyonumuzu düşürmeliyiz. Ama şöyle bir durum var dünyada karbon emülsiyonumuzu, sera gazlarından bu duruma gelmemizi sağlayan ülkeler dünyanın zengin ülkeleri. Aslında öncelikli olarak bu arkadaşlar önlem almalı. Ama onlar ne yapıyorlar? Bize nasıl bununla ilgili finans kaynağı alacaklarını anlatıyorlar. Bize ürün pazarlamaya, teknoloji pazarlamaya çalışıyorlar. Bundan da para kazanmaya çalışıyorlar. Sebep olan kendileri bir de bizim gibi ülkeler üzerinden bununla ilgili para kazanmaya çalışıyorlar. Milletimiz Allah aşkına kendisine gelsin. Siyasetçilerimiz, ülkeyi yönetenler kendisine gelsin. Biz ne zaman onun bunun araba fabrikasını ülkemize yatırında göbek atmayacağız. Ne oldu bu ülkeye? Bu ülke kendi fabrikalarını ona buna sattı, şimdi… Kesin olmayan bilgiler üzerinden konuşmak istemiyorum. Ama çok fazla buna benzer şey var. Türkiye kendi malını mülkünü üç kuruşa verdi, milli ekonominin dışına çıktık. Bundan vazgeçmemiz lazım. Yoksa sefaletten kurtulamayız. Bunun partisi yok. Kimse bana yabancıların ülkeye yapacağı yatırımların bizi kurtaracağını söylemesin. Türkiye önce ona buna bağımlı olmayacak, bizim insanlarımız bunu yapar. Kendimize dair bu inancımızı kaybetmemiz lazım. İklim krizi ile ilgili elimizden gelen yapmalıyız ama onun bunun malını değil kendimiz üretmeliyiz. Amerika’yı o petrol şirketlerini kınıyorum. Onlar kendilerinden utanmalılar.