İLKSES TV’de yayınlanan Kentin Sesi programında Gönül Morsünbül’ün konuğu olan İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis Başkanvekili ve Güzelbahçe Belediye Meclis Üyesi Altan İnanç, ülke ve İzmir gündemine dair önemli açıklamalarda bulundu. İzmir’i yönetirken muhalefet üyeleri ile uyum içerisinde çalıştıklarını dile getiren İnanç, sosyal belediyecilik vurgusu yaptı. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) prim borçları ve Körfez kirliliği gibi sorunları iktidarın kendi çıkarları için kullanmaması gerektiğini söyleyen İnanç, bu tarz girişimleri siyasi cehalet olarak yorumladı.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) İzmir’de uzun yıllardır seçim kazanıyor olmasını parti ve İzmirli uyumuna bağlayan İnanç, “Seçimlerdeki başarının temel nedeni İzmirli. Çağdaş, Atatürkçü kimliğini önde tutan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) olarak biz İzmir’de seçim kazanıyoruz. Rahmetli Piriştina’dan sonra kesintisiz. Daha önce İhsan Alyanak gibi Yüksel Çakmur gibi efsane belediye başkanlarımız var İzmir’de. Bu bütünüyle İzmirli kimliğinin bizim siyasi görüşlerimiz ile uyuşmasıdır. Bu başarı İzmirli’nin kararıdır. Bu başarı sayın Dr. Cemil Tugay’ın seçilmesiyle birlikte kesintisiz 30 yıldır devam ediyor” dedi.
MECLİS’TEN KİMSE AYRILMAMALIBüyükşehir Meclisi'nde muhalefet üyeleri ile uyum içerisinde çalıştıklarını aktaran İnanç, Meclis'in uzamasından ötürü üyelerin oturumdan ayrılmasını yanlış bulduğunu belirterek; “Meclis’te 184 kişiyiz 140 CHP’li var, AK Parti 37 ve 6 da Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) üyesi var. 3 siyasi partiden oluşan bir Meclis'i yönetiyorum. Genç bir Meclisimiz var. Kürsüden Meclis'e bakınca çok genç ve iyi eğitim almış arkadaşlarımız var. Hem muhalefet hem de bizim partimiz açısında Meclis'te İzmir’in sorunlarını çözmek için ortak anlayışla hareket ettiğimizi söyleyebilirim. Komisyonlardan gelen raporlardan oy birliği ile geçmeyen rapor sayısı 2-3t’tür. Bu, Meclis'in uyum içerisinde çalıştığını gösterir. Muhalefetin eleştirilerini dikkatle dinliyoruz ve cevaplar veriyoruz. Kararlarımızın yüzde 90’ı oy birliği ile alınıyor desem yanlış olmaz. Siz hangi davranışı görmek istiyorsanız öyle hareket etmelisiniz. Hakan Bey’e ve Bahadır Bey’e gittim odalarını ziyaret ettim. Bu onlara da yansıdı, bir uyum yakaladığımızı düşünüyorum. Görüşlerimizde farklılık olabilir siyasetin doğası gereği. Nezaket içerisinde yönetiyoruz Meclis'i. Yönetmeliği dikkate alarak yönetmeye çalışıyorum. Söz isteyene söz veriyoruz çünkü orası tartışma yeri. Sorunları da tartışarak, konuşarak çözeriz diye düşünüyorum. Meclisler uzuyor tabi ama uzamalı. Son meclis toplantısında AK Parti sözcüsü bence haklı bir eleştiri yaptı meclis üyeleri meclisin sonuna kadar alınan kararlara katkı sunmalı. Meclis uzuyor diye ayrılanlar oluyor onlar ayrılmamalı basın da ayrılmamalı çünkü meclisin sonuna kadar önemli kararlar çıkabilir” şeklinde açıklamalarda bulundu.
SOSYAL DEMOKRAT ANLAYIŞ ÇOĞUNLUĞU YÖNETİYOR31 Mart yerel seçimlerinin ardından CHP’nin bir çok belediyeyi kazandığına dikkat çeken İnanç, bu sayede sosyal belediyecilik anlayışının ülke nüfusunun çoğuna ulaştığını dile getirerek; “2019-2024 arası Ankara, İstanbul, Adana Mersin CHP’li başkanlar tarafından yönetildi. İzmir’de 30 yıldır sosyal demokrat bir anlayışla yönetiyoruz. Aziz Başkan’dan itibaren başlayan bir süt projesi var. İzmir Modeli diye bir tarımsal kalkınma modeli uyguluyoruz. O da bir sosyal proje sayılabilir çünkü 2014’te büyükşehir yasası ile birlikte Kiraz’ın en ucundan Bergama’nın en ucuna kadar Büyükşehir'in hizmet sınırları içerisine alındı. Böylece belediyelerin sosyal projeleri ön plana çıktı. Okullarda temizlik yapıyoruz. Güzelbahçe’de güzel bir uygulama başlattık her sabah okulların önünde çocuklara poğaça ve süt veriyoruz. Yaşlılar konusunda da hizmetler üretiyoruz. Ege Bölgesi'nin en büyük sosyal yaşam merkezi belediyemizin işletmesinde bu anlamda yaşlılara, çocuklara, dezavantajlı gruplara projeler yapıyoruz. Dernekler ile dayanışma içerisindeyiz. Son seçimlerden sonra Türkiye nüfusunun yüzde 60’nı yöneten sosyal demokrat belediyeler var. 31 Mart'ta uzun yıllardır yönetmediğimiz belediyeleri kazandık. Sosyal demokrat anlayış ülkenin önemli bir bölümüne yayılmış durumda. Anne kart var, emeklilere projelerimiz var. Torbalı’da Övünç Başkan hem kent lokantası hem de engelsiz kent lokantası açtı. Orada söyledim bu sosyal bir projedir. Esnafla rekabet anlayışında değiliz. Bize sıcak yemeğe ulaşamayan insanlar geliyorlar. Ben esnaf kardeşlerimizden böyle düşünmemelerini rica ediyorum. Biz yoksul ve dar gelirli vatandaşların sıcak yemeğe ulaşmasında aracı oluyoruz. Esnafın yaşadığı ekonomik zorluk belediyelerin kent lokantası açması ile ilgili değil. Enerji, kira maliyetleriyle ilgili enflasyon ile ilgili. Sattığınız ürünü rafa tekrar kaça koyacağınızı bilmiyorsunuz bence sorun bu” paylaşımında bulundu.
İNANÇ: BUNLAR ÇOCUKÇA TAVIRLARKörfez’de yaşanan sorunun belediye olarak önceliklendirdiklerini aktaran Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a da tepki gösterdi. Kurum’un Körfez'den doldurduğunu iddia ettiği pet şişeyi göstermesini “çocukça tavırlar” olarak yorumlayan İnanç, “Önceliğimiz Körfez sorunu. Bu konuda başlamış projemiz var; tarama yapıyoruz, çamur çıkartıyoruz. Diğer taraftan da İzmir’in Körfezi'ni kirleten nedenler var. Arıtmalardaki sorunu çözmek var. Önceliğimiz Körfez. Cemil Başkan da bunu söylüyor. Kaynaklarımızı en doğru şekilde kullanmaya çalışıyoruz. Personel giderlerini dengelemeye çalışıyoruz. Kamu kaynağını harcarken kendi kaynağını harcarken gösterilenden daha fazla özen gösterilmeli. Cemil Başkan böyle yapıyor. Kıt kanaat bütçemizi doğru kullanıp İzmir için iyi şeyler yapacağız. Körfez'deki sorunu kullanarak ne kadar siyasi kazanç sağlarız diye düşünmek doğru değil. AK Partililer bu anlayıştan vazgeçmeli. Devletin bakanı pet şişeye Körfez'den su koyduğunu iddia ederek televizyonda veya Meclis'te bunu yapmamalı. Bunlar çocukça tavırlar. Ben de Cemil Başkan gibi düşünüyorum, bundan vazgeçmeliler. Körfez sorunundan kendilerini bir nebze sorumlu hissediyorlarsa o zaman projelere destek versinler. Bakanlıkta bekleyen kredilere onay versinler. Kendi kaynaklarımız ile yaptığımız çalışmaları görsünler. 'Yapay zekaya sorduk böyle olacak' diyerek siyasi cahillik yapmasınlar” diye konuştu.
HACİZ KOYMAK HALKA HİZMETİ ENGELLERSGK prim borçları nedeniyle yerel yönetim hesaplarına konulacak hacizlerin, belediyenin halk için yaptığı hizmetlere engel olacağını dile getiren İnanç, “SGK primlerinin ödenmemiş olmasının nedenleri var. 'SGK’nın bu yılki prim tahsilatı ne kadardır, bundan belediyelerin ödemediği pay ne kadardır?' Bunu sormak lazım. Belediyelerin toplam borç rakamı toplam rakamın yüzde 2 buçuğudur. Durum buysa sistemi gözden geçirmek lazım. Bu sadece prim değil üzerinde vergiler de var. Asgari ücret ne kadar artıyorsa bu vergi de o kadar artıyor. Belediyeler devlet kurumudur. Hükümetler devlet değildir. Hükümetler geçicidir. Belediyelere haciz koyduğunuz zaman personele vereceklerine haciz koyuyorsunuz, sosyal politikalara koyuyorsunuz. Süt Kuzu projesine gidecek süte haciz koyuyorsun. Belediyenin hizmetine engel olmak halka yapılacak hizmete engel olmaktır. Bundan nasıl bir siyasi kazanç bekliyorlar anlamıyorum. Türkiye’nin kaynaklarını yanlış yönetip, asgari ücretliyi 17 bin 2 liraya emekliyi, 12 bin 500 liraya mahkum edip sonra SGK borçları demesinler. 30 yıldır Meryem Ana Parkı, Selçukluların bütçesine katkı sağlasın diye belediye orayı işletiyordu. Ne yaparlarsa yapsınlar biz hizmet yapacağız. Filiz Başkan otopark geliri olmadan da hizmet yapar. Ya o ufacık gelire de ihtiyacınız var ya da geliri kesmeyi düşünüyorlar. Bu ülkenin 2 katrilyona yakın faiz borcu var buna bakın. Eti ithal eder olduk buna bakın” ifadelerini aktardı.
İNANÇ: BARAJ İÇİN KAYNAK AYRILMIŞ MI?İzmir’de vatandaşların kullandığı suyun pahalı olmasının nedenlerinden birinin enerji maliyetleri olduğunu belirten İnanç, İzmir’in su kaynakları sorunu olduğunu söylediği açıklamasında, “Suyun pahalı olmasının nedenlerinin başında enerji maliyetleri geliyor. Tüketiciye ulaştırtırken oluşan maliyetleri düşürmek lazım. Suyu filtrelerken taşırken oluşan enerji maliyetleri düşürülürse su daha uygun olur. İzmir’in su kaynakları kısıtla, AK Partili yöneticiler bu sorunu nasıl çözeceklerini yeni baraj inşaatını konuşsunlar. Bize bu eleştiride bulunanlar bütçede İzmir’e su kaynağı oluşturmak için, baraj yapmak için kaynak ayrılmış mı ayrılmamış mı buna baksınlar” şeklinde cümleler kullandı.