Çocuk mahpuslar eğitim sorunu yaşıyor

Hapishanelerdeki mahpus çocukların eğitim ve psikolojik destek bakımdan birçok eksiği bulunduğunu vurgulayan Şekerci “Hapsedilerek okuldan koparılan çocuk, tahliye olduktan sonra mükerrer suç hareketleriyle sıklıkla karşılaşılıyor” dedi

Haber Giriş Tarihi: 26.09.2024 09:39
Haber Güncellenme Tarihi: 26.09.2024 09:39

Türkiye hapishanelerinde bulunan toplam 356 bin 865 mahpusun 3 bin 432’sini 12-18 yaş arasındaki çocuklardan oluştuğuna dikkat çeken Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği “Hapiste Çocuk” tematik alan temsilcisi Cansu Şekerci, bu çocukların eğitim, psikolojik destek ve fiziksel ihtiyaçlarının tam anlamıyla karşılanamadığını ve bu durumun beraberinde başka sorunları da getirdiğini vurguladı. Şekerci, “Bir çocuk hakkında alınacak tedbirler, çocuk ceza adaletine özgü yöntemlerle ve çocuğun risk ve ihtiyaçları gözetilerek bütüncül şekilde yapılandırılmalıdır” diye konuştu.

MAHPUS ÇOCUKLAR EĞİTİME ULAŞMAKTA ZORLANIYOR

Türkiye’de bulunan 3 bin 432 mahpus çocuğun eğitim görmesi için yeterli olanağın sağlanmadığını belirten Şekerci, bu çocukların birçoğunun eğitimden mahrum kaldığını söyleyerek, “Türkiye hapishanelerinde bulunan toplam 356 bin 865 mahpusun 3 bin 432’sini 12-18 yaş arasındaki çocuklar oluşturmaktadır. Bu çocukların 3 bin 274’ü oğlan, 158’i kız çocuktur. Bu çocukların en temel ihtiyaçlarından biri olan eğitim öğretim ihtiyaçlarının giderilmesi için ise Milli Eğitim Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı arasındaki bir protokolle ceza infaz kurumlarına bağlı olan adalet çok programlı Anadolu liseleri açılmıştır. Ancak liselerin bulunduğu illere baktığımızda İstanbul, Kayseri, Ankara, Mersin, Diyarbakır, İzmir’de olduğunu görüyoruz yani her çocuk hapishanesinin olduğu ilde bu liselerden yok. Dahası, her çocuk da çocuk hapishanesinde tutulmuyor. Özellikle kadın hapishanelerinin çocuk koğuşlarında tutulan kız çocukların bu haktan mahrum bırakıldığını söyleyebiliriz. Eğitimevlerinde tutulan hükümlü çocuklar ise eğitimevine yakın bir eğitim kurumuna gidip gelebiliyorlar. Dolayısıyla sadece eğitimevindeki çocuklar, dışarıdaki bir okula gitme imkanına sahipler. Tabi eğitimevindeki çocuklarının kaçının bu şekilde eğitimine devam ettiğine ilişkin bir veri de paylaşılmış değil” açılamasında bulundu.

MÜKERRER SUÇ HAREKETLERİYLE SIKLIKLA KARŞILAŞILIYOR

Eğitim için yeterli seviyede olanak sağlanması halinde, mahpus çocukların ilerleyen süreçlerde normal hayata daha kolay adapte olduğunu ve çocukları hapsetmek yerine Çocuk Koruma Kanunu’nda yer alan tedbirlerden biri olarak eğitimle desteklenmesi gerektiğini vurgulayan Şekerci, Bunun yerinin hapishaneler olmadığının da altını çizerek, “Bir çocuk hakkında alınacak tedbirler, çocuk ceza adaletine özgü yöntemlerle ve çocuğun risk ve ihtiyaçları gözetilerek bütüncül şekilde yapılandırılmalıdır. Bu gün baktığımızda zamanında çocuk mahpus olan milletvekili de var hapishanede üniversite kazanıp bitiren gençler de. Ancak çok uzun tutukluluk süreleri ile okulu unutup küsen çocuklar da oluyor tabi ki. Dolayısıyla çocukken hapishaneye girip de şimdi toplumsal algıda takdir toplayacak bir mesleği olan insanlar varsa da bu bize sistemin başarısını göstermiyor. Sistem, çocuğu aksine okuldan uzaklaştırıyor. Hapsedilerek okuldan daha çok koparılan ve kapalı kurumların şiddet kültürü içinde günlerini geçiren çocuk, tahliye olduktan sonra suç ortamından uzaklaşacak bir koruma sistemi içine sokulmadığı için mükerrer suç hareketleriyle sıklıkla karşılaşılıyor” dedi.

İHTİYAÇLAR YETERİ KADAR DESTEKLENMİYOR

Hapishanelerin içindeki psiko-sosyal servislerin her çocuk için ayrı bir plan oluşturması gerektiğini söyleyen Şekerci, “Eğer çocuğun ilaç desteği alması gerekiyorsa kurum dışındaki psikiyatrik servislere de yönlendirebiliyorlar. Ancak çocukların yüksek oranda kendine zarar verme eğilimi ya da bize aktardıkları psikososyal servis görüşmeleri ve psikiyatri sevklerine dair tecrübeleri, ne yazık ki risk ve ihtiyaçlarının yeteri kadar gözetilerek desteklenmediğini gösteriyor” diyerek hapishanelerdeki yetersiz psikolojik desteğe dikkat çekti. Şekerci, “Kapalılığın ürettiği, beslediği şiddet ile fiziksel ve moral açıdan gelişimlerini engelleyen diğer tüm hapishane şartları çocukları tahliye sonrasına hazırlamıyor, aksine cezalandırıcı adalet sisteminin etkisiyle bu çocuklar gözden çıkarılmış oluyor. İyi uygulamalardan söz edilebilecekse de bunlar münferittir. Hapishaneler, tutulma şartları dolayısıyla standarda sahip olmayan yerler. Sosyal hayata hazırlık ve iyi bir birey olabilme açısından önem arz eden bu konularda desteğin daha kapsamlı olması gerekir. Çünkü içeride gerekli eğitim ve psikolojik desteği almamış çocuk sonraki hayatında tekrar suç işlemeye meyilli oluyor. Ayrıca psiko-sosyal desteğe yetişkin hapishanesinde tutulan çocuklar ile çocuk hapishanesinde tutulan çocuklar da aynı kapsamda ulaşamıyor. 350 çocuk bulunan bir hapishanedeki 350 çocukla ilgilenen bir idare ile 350 yetişkin bulunan bir hapishanedeki 7 çocukla ilgilenen bir idare, aynı tecrübeye, bilince, eğitime, fiziksel imkana sahip değil. Ayrıca 0-6 yaş arasındaki çocuklar için psiko-sosyal serviste yaşlarına uygun bir uzman olması düzenlenmemiş. Yani bu çocukların ve yetişkin hapishanesinde tutulan çocukların aldıkları destek, tamamen tesadüf ettikleri uzmanın çalışma etiğine kalmış durumda. Diğer yandan 0-6 yaş arasındaki çocukların annelerinin de psiko-sosyal açıdan desteklenmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.