DİSK Genel İş İzmir Şube’lerinden gözaltılara sert tepki

DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Genel-İş sendika Genel Başkanı Remzi Çalışkan ile DİSK Çukurova Bölge Temsilcisi Kemal Göksoy’un tutuklanmasının ardından DİSK Genel İş İzmir Şubeleri tarafından basın açıklaması düzenlendi

Haber Giriş Tarihi: 27.11.2024 14:25
Haber Güncellenme Tarihi: 27.11.2024 14:25

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel İş İzmir Şubeleri, gözaltılara sesini yükseltmek amacıyla Konak’ta kitlesel bir basın açıklaması düzenledi. DİSK Genel Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı’nın önderliğinde gerçekleşen açıklamada, konfederasyonun Genel Başkan Yardımcısı Remzi Çalışkan ve Çukurova Bölge Temsilcisi Kemal Göksoy’un ev baskınıyla gözaltına alınmasına sert tepki gösterildi. Sarı, yapılan gözaltıların hiçbir hukuki gerekçeyle açıklanamayacağını belirterek, işçi sınıfına ve sendikal mücadeleye yönelik baskılara boyun eğmeyeceklerini vurguladı. 

GÖZALTINA ALINMALARI HİÇBİR HUKUKİ GEREKÇEYLE AÇIKLANAMAZ

DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Genel-İş sendika Genel Başkanı Remzi Çalışkan ile DİSK Çukurova Bölge Temsilcisi Kemal Göksoy’un dün sabaha karşı hukuksuzca evleri basılarak gözaltına alındığını dile getiren DİSK Genel Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, “Genel Başkan yardımcımız ve bölge temsilcimizin, adresi belliyken ve çağrıldıklarında rahatlıkla gidip ifade verebilecekken sabahın erken saatlerinde ev baskınlarıyla gözaltına alınmaları hiçbir hukuki gerekçeyle açıklanamaz. Ülkemiz gittikçe demokratik hukuk devleti ilkelerinden uzaklaşmakta, haksız ve hukuksuz uygulamalar artmakta. Remzi ve Kemal başkanların gözaltına alınması da işçi sınıfı mücadelesine yönelen bir müdahale ve toplumu sindirme, bölerek parçalayarak yönetme politikalarının bir uzantısıdır. Bu ve benzeri operasyonları yapanlar soyut bir ‘terör’ tanımının arkasına saklanarak her türlü itiraza karşı gözdağı vermeyi ve başta işçi sınıfını ve toplumu bölerek parçalayarak yönetmeyi hedeflemektedir” ifadelerine yer verdi. 

SENDİKAL FAALİYETLERDEN SUÇ ÜRETMEYE ÇALIŞACAKLAR

Sendikal faaliyetlerden suç üretmeye çalıştıklarını vurgulayan Sarı, “Tabii ki bu operasyonları yapanlar, milyonları açlık sınırının altında asgari ücrete mahkûm etmek, kıdem tazminatına el uzatmak, hızla artan gelir ve vergi adaletsizliğine karşı işyerlerinden meydanlara sesini yükseltenleri susturmak; işçilerin birliğini bölmek, parçalamak için yaptıklarını söylemeyecekler. Elbette ki, bu eylemlerini kendilerince ‘meşru’ göstermek için hikayeler uyduracaklar. Sendikal faaliyetlerden suç üretmeye çalışacaklar. Ama bilinmelidir ki biz bu masallara inanmıyoruz! İşçi sınıfının hakları ve insanca yaşam koşullarının sağlanması için mücadeleye adamış oldukları yaşamlarında demokrasi, adalet, eşitlik talebi dışında söz kurmamış; mücadelesini bu değerler etrafında sürdürmüş, onurlu yoldaşlarımızdan bizim zerre şüphemiz yok ve bu süreci hepimize yönelik bir saldırı olarak görüyoruz.  Ve daha da önemlisi neden saldırıya uğradığımızı çok iyi biliyoruz. Biz biliyoruz ki bu hukuksuz eylemin amacı asgari ücret sürecine girerken DİSK’in sesini kısmaktır. Biz biliyoruz ki bu adaletsizliğin amacı gelirde ve vergide adaletsizliğin sürmesi, yoksuldan alıp zengine kaynak aktaran bu düzenin çarklarının dönmesidir” diye belirtti.

REJİMİN DEĞİŞTİRİLMESİNİ SÖYLEDİĞİMİZ İÇİN HEDEF ALINDIK

Halkın iradesine sahip çıktıkları için hedef alındıklarının altını çizen Sarı, “Biz biliyoruz ki bu hukuksuzluğun nedeni bizlerin ‘demokrasi işçinin ekmeğidir’ diyerek demokrasiye sahip çıkmamızdır, Remzi Başkan’ın ifadesiyle emek mücadelesi ile demokrasi mücadelesinin birbirinden ayrılamayacağına dair ortak bilincimizdir. Bugün Remzi Başkan ve Kemal Başkan bir gece yarısı baskınıyla gözaltına alındı ise bunun sebebi Gelirde Adalet için, Vergide Adalet için ‘Ülkede Adalet’ olması gerektiğini işçilere anlatmamız ve işçi sınıfının hak, hukuk, adalet mücadelesini yükseltmemizdir.  Demokrasinin son kırıntılarını da ortadan kaldırmayı hedefleyen, tüm denge denetleme mekanizmalarını ve güçler ayrılığını yok eden, hukukun üstünlüğü ilkesini yok sayarak yargıyı siyasallaştıran Başkanlık rejiminin emeğe zararlı olduğunu ifade edip işçilerin bu rejime hayır demesi, bu rejimi değiştirmesi gerektiğini söylediğimiz için hedef alındık. Kayyumlara karşı sessiz kalmadığımız, sandıkla gelenin sandıkla gitmesi gerektiğini ifade ettiğimiz, halkın iradesinin üzerinde hiçbir irade tanımadığımız için hedef alındık. Kısacası bugün dört duvar arasında hapsedilmek istenen Başkanlarımız şahsında ‘Emeğin Türkiye’si’ mücadelemizdir” ifadelerini kullandı.

DİSK YOLUNA DEVAM ETTİ

Daha önceki mücadelelerinde boyun eğmediklerini ifade eden Sarı, “Haksızlıkla, hukuksuzlukla DİSK’i teslim alacağını sananları uyarıyoruz. Bu yol ve yöntemlerle DİSK’i susturmaya çalışanlar çok oldu. Hepsinin akıbeti ortada ama DİSK yoluna devam ediyor. Tarihten ders alırlar mı diye hatırlatalım.  Kurucu Genel Başkanımız Kemal Türkler ve 131 DİSK yöneticisi ve temsilcisi 15-16 Haziran büyük işçi direnişinden sonra gözaltına alındı, yargılandı ama DİSK yoluna devam etti.  DİSK yöneticileri ve işyeri temsilerimiz Eylül 1976’da DGM direnişi nedeniyle tekrar gözaltılar yargılamalar yaşadılar, DİSK yoluna devam etti. Yine büyük işçi önderi Abdullah Baştürk 1961’de işçileri kışkırttığı iddiası ile 61 gün tutuklu kaldı. DİSK Genel Başkanı Abdullah Baştürk ve DİSK yöneticilerinin bir bölümü 1 Mayıs 1979 öncesinde gözaltına alındılar. DİSK yoluna devam etti. 12 Eylül 1980 askeri darbesinde DİSK’in kapısına kilit vuruldu; Genel Başkanımız Abdullah Baştürk ve yüzlerce DİSK yöneticisi 106 gün gözaltında kaldılar. 78 DİSK yöneticisi idamla yargılandı. Yaklaşık 4 yıl hapis yattılar. Sonuç: DİSK yoluna devam etti” diye aktardı.