Ege’de I. Ulusal Yerel ve Sözlü Tarih Araştırmaları Öğrenci Sempozyumu

Ege Üniversitesi Eğitim (EÜ) Fakültesi’nde 'I. Ulusal Yerel ve Sözlü Tarih Araştırmaları Öğrenci Sempozyumu, açılış konuşmaları ve katılımcılarla başladı

Haber Giriş Tarihi: 10.01.2025 16:05
Haber Güncellenme Tarihi: 10.01.2025 16:05

Ege Üniversitesi Eğitim Fakültesi tarafından düzenlenen ‘I. Ulusal Yerel ve Sözlü Tarih Araştırmaları Öğrenci Sempozyumu’ programı Düzenleme Kurulu Başkanı EÜ Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Dr. Öğretim Üyesi Hülya Gölgesiz’in açılış konuşması ile başladı. Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yasin Doğan çağrılı konuşmacı olarak katıldı. Ayrıca 103 yaşındaki Lozan mübadili Şaban Yaylalı da sempozyumda yer aldı.

YEREL VE SÖZLÜ TARİH ARAŞTIRMACILARI BİR ARADA

Etkinliğin açılışın konuşan Dr. Öğretim Üyesi Hülya Gölgesiz, “Etkinliğimizde, yerel ve sözlü tarih araştırmacılarını ve öğrencileri bir araya getirmekten mutluluk duyduğunu belirterek, “Biz, 3 ay önce bu etkinliği gerçekleştirmek adına küçük ama inançlı bir kadroyla yola çıktık. Öğrencilerimizin ve katılımcılarımızın yoğun ilgisi sayesinde etkinliğimizi gerçekleştiriyoruz” diye konuştu.

KÜLTÜREL KİMLİK İNŞASINDA YEREL TARİH

Konuşmasının devamında yerel ve sözlü tarihin önemine değinen Gölgesiz şöyle konuştu;

“Günümüz dünyasını tanımlarken öne çıkan kavramlara bakıldığında küreselleşme, dünya insanı olmak gibi kavramlar karşımıza çıkıyor. Bütün insanları birbirine yakınlaştıran gelişmeler ve birçok nedene bağlı olarak gerçekleşen göçler ile birlikte günümüzde kentler büyüdü ve kimlikleri değişti. Bu gelişmeler köklerimize olan bağımızı da koparttı. Bizler için kültürel kimlik inşasında yerel tarih çok önemli çünkü bizi biz yapan ve besleyen kaynağımız yerel tarihtir. Sözlü tarih çalışmalarıyla kuşaklar arasında bir bağ kurmanın yolunu da bulmuş oluyoruz”

YEREL TARİH NEDİR?

Etkinlik kapsamında Prof. Dr. Yasin Doğan, ‘Geçmiş Dünya’dan Dijital Dünya’ya: Geçmişimizin Dijital Yansımaları’ başlıklı bir sunum yaptı. Doğan şöyle konuştu;

“Yerel tarih nedir? Ne değildir? bu ayrımı net yapmakta fayda var. Yerel tarih, tarih dediğimiz bilim dalının esaslarının birebir uygulanması gereken bir alan. Yani yerel tarihte de tarihte olduğu gibi kanıt, olgular, objektiflik gibi sorgulama süreçlerinin izlenmesi lazım. Tarihimizi makro tarih ve mikro tarih ölçeğinde ele aldığımız zaman yerel tarih mikro tarihe girer”

TARİHİN DİJİTALLEŞMESİ

Tarihsel bilginin dijitalleşmesinin rağbet gördüğünü aktaran Doğan, “Dijitalleşme, hayatın her alanında kaçınılmaz son, sosyal medya gibi dijital alanlarda çok farklı atılımlar yapıldı. E-Devlet’te 2018 yılında soy ağacı görüntüleme ile ilgili hizmet devreye girdi ve bir saat içinde 35 bin adet belge indirildi. Neticede dijital geçmiş bir odak noktası oldu. Türkiye’de verilerin dijitale aktarımında çalışmalar yapılıyor fakat veriler dağınık durumda. Tarihin dijitalleşmesinde en önemli nokta ana bir platformda birleştirmek” ifadelerini kullandı.

Dijitalleşme ve kişiselleşme arasındaki ilişkiye değinen Doğan, “Artık grup, toplum, büyük kitle, toplumsal hafıza gibi kavramlar aşılıyor yerini bireyin tarihine bırakıyor. E-mail, paylaşımlar, blog, beğeni ve yorumlar gibi çok uzun süreli olmayan dijital ayak izleriyle, sanal dünyada geçmiş hafızamız birikiyor” diye konuştu.

Şaban Yaylalı, Lozan Antlaşması kapsamında gerçekleştirilen Yunanistan Türkiye Nüfus mübadelesi nedeniyle bebekliğinde maruz kaldığı göçü ve Türkiye’ye geldiklerinde yaşadıkları zorlukları ayrıntılarıyla anlattı. İzleyiciler ve öğrenciler kendisine çok ilgi göstererek hatıra fotoğrafı çektirdiler.

Üç gün boyunca sürecek sempozyum kapsamında çevrimiçi ve yüz yüze oturumların yanı sıra atölye çalışmaları ve geziler de gerçekleştirilecektir.