‘Aday Öğretmenlik’ ve ‘Öğretmenlik Mesleği Kariyer Basamakları Yönetmeliği’ yayımlanarak yürürlüğe girdi. Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş), uzun süredir itiraz ettikleri ‘Öğretmenlik Mesleği Kanunu’nun sorunlu yapısının, bu yönetmelikle birlikte daha somut bir şekilde ortaya çıktığını kaydetti.
Konuya ilişkin yazılı açıklama yapan Eğitim-İş, “Unvan ayrıştırması olmaksızın eğitim emekçilerinin kıdem yılı esas alınarak ücretlerinin belirlenmesi doğrultusundaki mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
EMEKLİLER YİNE AÇLIĞA MAHKUM EDİLMEKTEYönetmeliğin getirdiği sorunlara dikkat çeken Eğitim-İş, şunları sıraladı: “Öğretmenlik mesleği, toplumun en önemli yapı taşlarından biridir ve tek bir bütünlük içinde değerlendirilmelidir. Ancak bu yönetmelikle birlikte öğretmenler, ‘Öğretmen, Uzman Öğretmen ve Başöğretmen’ olarak ayrıştırılmaktadır. Bu unvanlar, öğretmenlerin arasında gereksiz bir rekabet ortamı yaratırken, öğretmenlerin mesleki onuruna zarar vermektedir. Uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik ödemelerinin emekliliğe yansımayacak olması, ekonomik koşulları sadece geçici olarak iyileştirmekte, emekliler yine açlığa mahkum edilmektedir. Kademe ilerleme cezası olmaması şartı, öğretmenlerin üzerindeki disiplin baskısını artırmaktadır. Öğretmenlerin mesleklerini özgürce yapmaları gereken bir ortamda, bu gibi uygulamalar mesleki özerkliği zedelemektedir. Ayrıca disiplin cezası alan öğretmenlerin, cezası silindikten sonra başvuru yapabilmesi, süreci daha da karmaşık hale getirmektedir.”
HANGİ SORUNLAR BOY GÖSTERECEK?Yaşanacak olası sorunları aktaramaya devam eden Eğitim-İş, “Sözleşmeli öğretmenlerin ve ücretli öğretmenlerin hizmet sürelerinin hesaba katılması olumlu gibi görünse de özellikle ücretli öğretmenlerin hak kayıpları bu yönetmelikle daha da belirginleşmiştir. Örneğin, ücretli öğretmenlikte yalnızca prim yatırılan günlerin sayılması, bu öğretmenlerin emeğinin büyük bir kısmını görmezden gelmektedir. Uzman ve başöğretmenlere ek tazminat ve derece verilmesi, kıdem esasına dayalı olmayan bir yaklaşımla yalnızca unvan sahiplerine ayrıcalık tanımaktadır. Bu durum, diğer öğretmenlerin mağduriyetini artırmaktadır. Tüm öğretmenlerin kıdem yılına göre eşit haklar alması gerektiğini savunuyoruz. Unvanlara bağlı bir mali hak düzenlemesi, öğretmenlerin emeği ve eşitlik ilkesiyle bağdaşmamaktadır” dedi.
BELİRSİZLİKLER DERHAL GİDERİLMELİSöz konusu yönetmeliğin pek çok açıdan revize edilmesi gerektiğini savunan Eğitim-İş, “Uzman veya başöğretmen unvanına bakılmaksızın, tüm öğretmenler için eşit mali haklar ve tazminatlar sağlanmalıdır. Prim gün sayısına dayalı hesaplamalar yerine, ücretli öğretmenlerin çalıştığı tüm sürelerin dikkate alınması sağlanmalıdır. Yeni yönetmelikte öğretmenlerin özlük haklarına dair sorunlar, mali haklara dair eşitsizlikler ve süreçteki belirsizlikler derhal giderilmelidir. Aralık ayı bitmeden sertifikalar düzenlenmeli ve 15 Ocak 2025’e kadar kılavuz yayımlanarak öğretmenlerin tüm hakları teslim edilmelidir. Eğitim-İş olarak, öğretmenlerin haklarını savunmaya ve meslektaşlarımızın mağduriyetini gidermek için mücadele etmeye devam edeceğiz. Öğretmenlik mesleğinin itibarını ve değerini yükseltmek için, ayrımcılığın değil eşitliğin esas alınması için her şartta ve her koşulda, öğretmenlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz” çağrısında bulundu.