AYSELİN UZUN-ÖZEL HABER - Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, 30 Ekim’de Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Meslek örgütlerinin ve hekimlerin tüm itirazlarına rağmen gidilen bu değişikliğin üzerine, tepki gösteren aile sağlığı merkezlerinde çalışan hekimler, hemşireler ve ebeler Türkiye genelinde üç günlük iş bırakma eylemine başlattı. ASM çalışanlarının ülkenin sağlık hizmetlerinin yüzde 40’lık gibi büyük bir kısmını karşıladığına dikkat çeken ve mücadelelerine 2 Aralıkta başlatacakları 5 günlük iş bırakma eylemiyle devam edeceklerini söyleyen İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Nuri Seha Yüksel ise “Türkiye’de sağlık hizmetlerinin büyük bir kısmı ASM’lerden sağlanıyor. Ancak Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğinde yapılan değişiklikle birlikte bu denli emek veren bir meslek grubu aşağılanıyor” diye konuştu.
Yönetmelikte yapılan son değişikliğin aslında Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın sonuçlarından biri olduğunu vurgulayan Yüksel, “Türkiye’de sağlık hizmetlerinin büyük bir kısmı ASM’lerden sağlanıyor. Ancak Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğinde yapılan değişiklikle birlikte bu denli emek veren bir meslek grubu aşağılanıyor. Gelinen bu durum aslında Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın bir ürünü. İnsanlar 22 yıl içerisinde sağlıkla ilgili olarak bir yönlendirmeye tabi tutuldular. Sağlığı hizmetten çok sektör olarak dayattılar. Sonuç olarak şuanda, yapılan kronik hasta gözlemleri üzerinden; kayıtlı hastalardan ve muayene edilen hastalar üzerinden bir performans sistemi uygulanmaya başlandı. Halbuki bu şekilde değerlendirilmemiz çok yanlış. Bir topluma sağlık hizmeti verirken böyle bir formülasyonun içine sürüklenmek ve bizim gelirimizin bu şekilde belirleniyor olması, bizim mesleği, onurumuzu zedeliyor. Bunu kabul edemiyoruz çünkü bizim hizmet anlayışımıza ters düşen bir durumla karşı karşıyayız. Hekimler olarak; insanca yaşayabileceğimiz tek kalemli bir gelirimizin olmasını istiyoruz. Ancak onlar bizi topladılar, çıkardılar, sövdüler, dövdüler. Böyle bir süreci uzun süredir yaşıyoruz” şeklinde konuştu.
Yapılan uygulamanın altında yatan olası nedenleri ve bunların sebep olabileceği götürülerini sıralayan Yüksel, “Öncelikle gelinen noktada, mesleki uygulamada bir sıkıntı var. Akılcı ilaç kullanımı adı altında yazılan reçetelerin sınırlandırılması gibi bir durum mevcut. Buna göre: belirli ilaçları ortalamanın üzerinde yazarsanız sizin maaşınızdan düşeceğiz diyorlar. Hekimin maaşı yazacağı ilaca bağlı oluyor. Bunun altında yatan mantık dışı birçok neden olabilir. Örneğin bizim yazamadığımız ilacı şehir hastanelerindeki doktorlar yazacaktır. Burada bir gizli yönlendirme var. Tüm bunlar Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın planlanmış sıralı aşamaları. Bizim reçetemize ve hasta ile aramızdaki ilişkiye müdahale ediliyor. Biz hastanın o ilaca ihtiyacı varsa biz tabii ki yazacağız. Hekimler mesleğinin gereklerini yerine getirirken ortalama kaygısı gütmek zorunda mı? Hekim hastayı muayene eder ve gereken neyse onu yapar. Öte yandan hastaların 6 ay ASM’ye gelmemesi durumunda ya da ASM yerine hastaneye gitmesi halinde yine bizim maaşımızdan kesinti oluyor. Maaşımızın buna göre belirlenmesi kesinlikle mantık dışı ve kabul edilebilir bir şey değil. Sağlıklı ve çalışan bir insanı 6 ayda bir ASM’ye getirmeye çalışmak hem vatandaşa hem bize haksızlık. Bu tam anlamıyla hastaya müşteri muamelesi yapmaktır. Bu beraberinde birçok sorun da getirir” açıklamasında bulundu.