İl Başkanı Saygılı’dan İzBB’ye salvo: İzmir Körfezi'ni adeta bir zehir çukuruna çevirdiler

‘Gündem İzmir’ programında konuşan AK Parti İl Başkanı Bilal Saygılı, “CHP'li belediyenin başarısız çevre yönetimi İzmir Körfezi'ni adeta bir zehir çukuruna çevirdi” ifadelerini kullandı

Haber Giriş Tarihi: 09.10.2024 11:54
Haber Güncellenme Tarihi: 09.10.2024 11:54

SEMİ TEKTAŞ / AK Parti İzmir İl Başkanlığı’nın gündemi değerlendirmek üzere gerçekleştirdiği ‘Gündem İzmir’ basın toplantısı AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı’nın idaresinde yapıldı. Programa Saygılı’nın yanı sıra AK Parti İzmir Büyükşehir Grup Başkanvekili Hakan Yıldız da katılım sağladı. Saygılı, açıklamalarında gündemi değerlendirirken Körfez’in temizliği için toplanan Bilim Kurulu’nun açıkladığı 15 maddenin 13’ünün Büyükşehir’i ilgilendirdiğini ifade ederek bundan sonraki süreci yakından takip edeceklerini söyledi. İZBETON üzerinden vatandaşın mağdur edildiğini dile getiren Saygılı, İzBB’nin 30 bin konut vaadine karşılık sadece bin 150 adet yaptığını söyledi.

BELEDİYE SESSİZ KALDI

Çiğli Arıtma Tesisi’nde 4. Fazın yapımı için çağrıda bulunmalarına rağmen İzBB’nin sessiz kaldığını ifade eden Saygılı, “Körfez’deki çevre felaketini, taşıdığı riskleri hep birlikte değerlendirdik, tartıştık. Bakınız; her yerde eylem yapan birçok hayvansever, körfezdeki toplu balık ölümlerine ses çıkardı mı? Bunu, iki sokak köpeğini sahiplenmiş bir gerçek hayvansever olarak soruyorum. İzmir’in doğası, denizi, deniz canlıları İzBB’nin bu vurdumduymazlığı, iş bilmezliği, sorumsuzluğu ve ihmalkarlığı yüzünden katlolurken hayvanseverler ne yapıyordu? Neden bir eylem, bir farkındalık protestosu yapmadılar? Biz ise, bu felaket geliyor diyerek bu konuyla ilgili önceki İzBB yönetimini sayısız kere uyardık. ‘Çiğli Arıtma Tesisi’nin 4. Fazını devreye sokun’ diye diye dilimizde tüy bitti. Çiğli Atık Su Arıtma Tesisi'ndeki 4. Fazın 9 yıldır bitirilememiş olmasının İzmir Körfezi'ni her geçen gün daha da kirlettiğini defalarca söyledik.  Körfeze akan ve temizlenmeyen derelerin Körfezi kirlettiğini defalarca dile getirdik. Ancak bu uyarılar karşısında belediyeden gelen tek yanıt, sessizlik oldu. Bilim insanlarının dahi ‘son 25 yılın en kirli dönemi’ olarak nitelendirdiği bu süreçte, CHP'li belediyenin başarısız çevre yönetimi İzmir Körfezi'ni adeta bir zehir çukuruna çevirdi.  Ama önceki İzmir Büyükşehir Belediye yönetimi ipe un sere sere, ayağını sürüye sürüye İzmir’i bugünkü felaketle karşı karşıya bıraktı. Bunun üzerine İzmir için ‘hayra motor, şerre fren olacağız’ diyerek; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız İzmir’e geldi, yerinde inceledi. Bakanımız buradayken, Körfez’e kıyısı olan İlçe Belediye Başkanları davet edildi. Ancak sadece 2 tane Belediye Başkanı katıldı, diğerleri katılmadı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız ile görüşme talebinde bulunan, ‘uzattığım eli tutana kadar bekleyeceğim’ diyen İzBB Başkanı Sayın Cemil Tugay’ı Sayın Bakanımızla bir araya getirdik. Bilim insanları ile oluşturulan Bilim Kurulu çalışma yaptı ve bir rapor ortaya çıktı. Bilimin ışığında, Körfez kirliliğinin karasal olduğu ortaya kondu. Körfez’e temiz suyun girmesi gerektiği belirlendi.  2016’da imzalanmış protokol noktasında, Bakanlık bugüne kadar 600 bin metreküp temizlik yaptı. Navigasyon kanalını hızlandırıyoruz. Şu an kapasiteyi arttırdık, bakanlık acil bir şekilde ÇED ile birlikte kasım ya da aralık ayında, navigasyon kanalı ile ilgili taramaya başlıyor” diye konuştu.

STK, İŞ DÜNYASI VE SİYASİLERE ÇAĞRI

Bilim Kurulu’nun açıkladığı 15 madde hakkında konuşan Saygılı, bundan sonraki süreçte bakanlığın sorumlu olduğu alanları da takibe başlayacaklarını duyurdu. Saygılı, “Biz siyaset üstü yaklaştık, yaklaşmaya devam edeceğiz. Biz üzerimizi düşeni yapıyoruz. Bilim Kurulu’nun hazırladığı 15 maddeyi tek tek inceledim. 15 maddelik bir raporda, 13 tanesi Büyükşehir’in sorumluluğu ile ilgili.  Bugünden itibaren bakanlıkların sorumlusu olduğu alanları takibe başlıyorum. Ama bugünden itibaren İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin de sorumlusu olduğu alanların geçmişte olduğu gibi yapılıp yapılmadığını takip etmeye devam edeceğim. Körfez kirliliğinin temizlenmesi konusunda İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bugüne kadar koyduğu iradenin bir işe yaramadığı ortada ve hepimiz gördük.  Körfezin ana kirliliğinin karasal olduğunu, evsel atık olduğunu ve bununla ilgili Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi’nin kapasitesinin yetersiz olduğunu bir kez daha Bilim Kurulu ortaya koymuştur. Bundan da kimsenin kaçma şansı yoktur. Bunun da en temel örneği birinci madde. Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi’nin yetersizliği! Bu tesisin şu an çevre faaliyet belgesi bile yok. Yılda 102 milyon TL elektrik tasarrufu alması gerekirken, devletten teşvik almasına engel oluyor.  Yani enerji teşviği bile alamıyor.  Oradaki Sürekli Atıksu İzleme Sistemleri’ni (SAİS) her gün düzenli, standartlara uygun deşarj ettiğini belgelemesi lazım, belgeleyemediği için sistem kapalı. Bundan dolayı da ceza yemiş durumdalar. 15. maddeye dikkat çekmek istiyorum. Ne diyor 15. madde; “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı koordinesinde kamu kurum ve kuruluşları üniversite ve STK’lar, İzmir Körfezi’nin korunması, su verimliliği, deniz çöpleri vb. konularda farkındalığın artırılması amacıyla sürekli eğitim programları yürütecek.’’ Körfez 25 yıldır o kadar kötü yönetildi ki çöplük haline geldi.  Vatandaşlarımız artık buraya çöp atmayı normal görür hale geldi.  O yüzden 15. maddeyi önemsiyoruz.  Bir taraftan belediye bir taraftan kamu kurumları görevler üstlenirken ben de dahil tüm İzmirliler bu Körfezi çöp olarak görmekten çıkarıp koruyalım. Tüm İzmirli hemşehrilerimden bu hassasiyeti bekliyorum. Herkesin görevini yapma günü gelmiştir. Sivil toplum kuruluşları, İş dünyası, siyaset kurumları, bakanlıklar… Ümit ediyorum ki başta İzBB olmak üzere tüm paydaşlar görevlerini en iyi şekilde yapar ve İzmir Körfezi artık eski mavi günlerine döner” değerlendirmesinde bulundu.

İZMİRLİNİN PARASI CEBİNDEN ÇALINDI

2019’daki depremden sonra kooperatifler aracığıyla yapılacak olan evlerin yeteri kadar yapılmadığını dile getiren Saygılı, kooperatifler aracılığıyla İzmirlilerin parasının cebinden alındığını iddia etti. Saygılı, “Ülkemiz ve şehrimiz bir deprem kuşağının içinde. Peki İzmir’de İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından bu konuyla ilgili ne yapılıyor? Çok üzülerek ve büyük bir hayal kırıklığıyla ifade ediyorum ki hiçbir şey yapılmıyor. Bakınız, kooperatifler üzerinden bu şehirde bir vurgun yapıldı. İzmirlinin parası ceplerinden çalındı. Kooperatiflerin başında o dönem kimin olduğunu hepimiz biliyoruz. İzmir’de CHP siyaseti şaibenin gölgesinde kalırken, İzmirli de deprem korkusunun gölgesinde kaldı. Binlerce vatandaşımız helal alın terlerini, paralarını verdi ama ne bir ev gördüler ne de tapuları teslim edildi. İzmir’de kentsel dönüşüm, rantsal bölüşüme döndü. Soruyorum; her mecrada sık sık dile getiriyoruz, ülkemiz ve şehrimiz bir deprem kuşağının içinde. İzmir Büyükşehir Belediyesi bu konuda ne yapıyor?  Tek tek bir daha anlatalım! Kooperatif oyunları ile mağdur edilenlerin başlangıcı ilk önce arsa sahipleri.  İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne güvenen arsa sahibi bin 430 kişi, kat karşılığı daire almak için tapularını Büyükşehir’e devretti.  İzmir Büyükşehir Belediyesi ise gitti yetkiyi İZBETON’a verdi. CHP’nin siyasi elitleri o dönemde kooperatiflerini kurdu. İZBETON da kooperatiflere devretti.  Arsa sahipleri evlerinden çıkıp kiraya geçerken, bu 1430 kişiye konut vermek adına, bin 500 kooperatif üyesi buldular.  Bunlardan aldıkları para ile 4 bin 500 tane konut yapacaklardı.  Kooperatiflere bin 500 kişinin üye olduğu kayıtlarda var.  Üyelerden yaklaşık 1,5 milyon ile 2 milyon TL arasında para alındığı söyleniyor.  Bunu çarptığında herkes 2 aşağı, 3 yukarı toplanan parayı bulabilir.  Günün sonunda da belediyenin tespitlerine göre şu an inşaat seviyeleri toplamda yüzde 10’ları bulmuş durumda.  Bunun da bugünkü değer ile harcanan para, maalesef toplanan paraların 3’te biri! Ortada milyarları bulan bir kayıp var!  Bu da savcılığa intikal etmiştir. Bunu da savcılık inceleyecektir.  İzmir Büyükşehir Belediyesi eliyle CHP’nin siyasal elitlerinin oluşturduğu mağduriyette; 1500 kişiden para toplanırken, yaklaşık 1500 kişi tapusunu belediyeye devretti. Toplam 3 bin kişilik bir mağdur ordusu söz konusu!” şeklinde konuştu.

30 BİN VAAT EDİLDİ,  BİN 150 TANE YAPILDI

 İzBB’nin 30 bin konut vadedip sadece bin 150 konut yaptığını söyleyen Saygılı, “Örnekköy’de arsa sahipleri eylem yaptı. Yine İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kurumsal kimliğine güvenip para veren kooperatif üyeleri de eylem yaptı. Baştan beri karşı çıktığımız bu hukuksuz kooperatif yönetimi, İzmirli hemşehrilerimizi mağdur etmiştir. Halkın güvenliğiyle oynayan, kentsel dönüşümü rant kapısı haline getiren CHP yönetimi, şehrimizi adeta bir felakete sürüklüyor. Bu beceriksizlik kabul edilemez. Yani anlam veremediğimiz konu şu; CHP’li birçok ismin bulaştığı böyle bir meselede, bu denli büyük bir kaos karşısında CHP Genel Merkezi neden bir aksiyon almıyor? CHP Genel Merkezi eylem yapan İzmirlileri, mağduriyet yaşayan insanları neden bir kez olsun dinleyip olayın sorumlularını belirlemek için en azından bir iç soruşturma yürütmüyor? Aynı şekilde İzBB neden bir tatmin edici açıklama yapıp bu işin sorumlularını kamuoyuna deklare etmiyor? Bakınız! Kentsel dönüşümde yokları ortaya koyan İzmir Büyükşehir Belediyesi, CHP yönetimindeki 25 yıllık süre içerisinde yani Cemil Tugay’a kadar, toplamda 30 bin konut vaat etti.  Yapa yapa bin 150 tane konut yaptılar. Bir de bunun üzerine vatandaştan tapularını aldılar. Kooperatif rezaleti ile para topladılar, 3 bine yakın vatandaşı mağdur ettiler. Bunun karşısında bitirmeleri gereken 4 bin 500 konut! Bunu da yapamadılar. Bu geçmişin karnesi. Bunların üzerine Cemil Tugay 25 bin konut yapmayı vaat ediyor.  Bunu nasıl yapacağını merak ediyoruz?” dedi.

AK PARTİ’DE KONGRE SÜREÇLERİ

Saygılı, “AK Parti Türk demokrasisinin kalesi, ilkeli ve nitelikli siyasetin en güçlü çatısıdır. Geçtiğimiz günlerde icra ettiğimiz İl Danışma Meclisimiz bu gerçeği net bir şekilde ortaya koydu. Tüm teşkilatlarımızın yoğun katılımı ve coşkusuyla geleceğe matuf enerjimizi tazeledik. Hemen ardından Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Cevdet Yılmaz’ın katılımlarıyla Türkiye Buluşmaları programımızı gerçekleştirdik. Her daim sahada ve İzmirlinin yanındayız. Vatandaşımızın taleplerini dinliyor, sorunlarını not alıyor ve çözüme kavuşturuyoruz. Bu minvalde yenilenecek ya da güven tazeleyerek yoluna devam edecek kadrolarla yürüyüşümüzü sürdüreceğiz. Kongre süreçlerine ilerlerken, şehrimizin ve ilçelerimizin meydanlarına şeffaf sandıklar kuracağız. Hemşehrilerimiz özel iletişim alanları olarak tasarlanan bu noktalarda bizzat partimize ve Cumhurbaşkanımıza; görüş, öneri, talep ve gerekirse eleştirilerini yazıp bu sandıklara atacaklar. Hiçbir surette ilçe ya da il sınırları içinde açılmayacak olan bu sandıklar Genel Merkezimize iletilecek. Cumhurbaşkanımız bu mektuplarla bizzat ilgilenecek. Ve vatandaşlarımıza yazdıklarıyla alakalı dönüşler ivedilikle yapılacak. Bu Türkiye’nin siyasi tarihinde interaktif siyasal iletişim çalışması olarak bir ilk olacak. Yaklaşan kongre süreçlerimiz için ilk işaret fişeği olan delege seçimlerini tamamladık. Son zamanların şahit olduğu en büyük katılımla demokrasi şölenimizi noktaladık. Önümüzde ilçe kongrelerimiz ve ardından il kongremiz var. Genel Merkez Teşkilat Başkanlığımız, milletvekillerimiz ve İzmir’in AK Kadrolarıyla bir bütün olarak kongrelerimizi tamamlayacak ve İzmir’e AK Parti’nin mührünü vuracağız” ifadelerini kullandı.

TUGAY'A SERT YANIT: KURNAZLIK YAPARSANIZ KABUL EDİLMEZ!

Başkan Cemil Tugay'ın, eylem planına ilişkin sitemine yönelik açıklamalarda bulunan Saygılı, "Körfez ile ilgili hiçbir temizlik yapılmadı. Acil eylem planının ne olduğunu başkanın bilmesi gerekiyor. Orta ve uzun vadeli çözümler için zemin hazırlanması gerekiyor. 9 yıldır beklettikleri 4. fazı yapmış olmaları gerekiyordu. 15 maddede hangi konu hatalı ki 'hayır' diyor. Acil eylem planları ortaya konulmuştur. Bakanlığın da Büyükşehir’in de yapacakları var. Tıpış tıpış yapmak zorundalardır. Kredi konusunda da bakanımız İller Bankasını arayıp talimat verdi. Acil eylem planı dediğimiz konu ve 4. faz için kredinin onaylanması farklı şeyler. Ticari kurnazlık yaparsanız kabul edilmez. Bakanımız bu konuda kararı verdi” dedi.

Bakanlık ve Büyükşehir arasında yaşanan sürtüşmeye dikkat çeken Saygılı, "Bakanımız Büyükşehir'in işlerini takip etmek zorunda değil. Bakanımızdan randevu aldığımız gün Avrupa'da toplantıdaydı. Avrupa'da olmaktansa Körfez için yapılan toplantıya katılması elzemdi. Kıyıya yeri olan 8 ilçemizin başkanları hazır bulunsaydı da açık kapansaydı. Demek ki sorunları yok. Birbirinden kopuk belediye ilişkileri var. Cemil Bey'in bakanımız ile birebir görüşme arzusunda bir nezaket ziyareti yapmak istemesi sonucunda bakanımız kabul etti. Keşke zaman kaybetmeseydi. Bakan Yardımcımız Varank'ı İzmir'e gönderdi. Aslında 4 kere ciddi bir aksiyon almak için toplantılar yapıldı. Tugay'ın bakanlığa İzmir için yardımcı olmasını istiyoruz. Tugay geçtiğimiz günlerde yapılan toplantının yarısında ayrıldı. O toplantıda her madde görüşüldü" diye konuştu.

OKUL TEMİZLİĞİNDE TOPU TACA ATTI: ÖNCE CADDELERİ TEMİZLEYİN!

Okullarda temizlik sorunu nedeniyle CHP’li Buca Belediyesi’nin okulları temizlemesi üzerine Başkan Duman İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nce engellendiğini iddia etmişti. Basından gelen soruyu yanıtlayan Saygılı, “Belediye başkanının yaptığı siyasi şovla değil de önce belediyelerin ilçe sınırları içindeki çöplerini çukurlarını temizleyen belediyecilik anlayışı içinde olmaları gerektiğini düşünüyorum. Bu bir Sorun değil bakanlığımız bunların kayıtlarını tek tek tutuyor. Sokakları caddeler ve körfezi kirli olan bir dünyada kala kala bakanlığın takip ettiği binlerce temizlik elemanının çalıştığı yerde boşluk arayabilir miyim anlayışı ile yaklaşılıyor. Sen siyasi şov yapacağına cadde sokakları temizle körfez için yol haritası çizin. Böyle siyasi şovlar yapacağına körfezi temizleyin” dedi.