İsmet İnönü 140’ıncı doğum gününde İzmir’de saygıyla anıldı

Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Başbakanı ve 2’nci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, 140’ıncı doğum gününde Konak’taki evinde törenle anıldı

Haber Giriş Tarihi: 24.09.2024 13:11
Haber Güncellenme Tarihi: 24.09.2024 13:11

Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Başbakanı ve 2’nci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, 140’ıncı doğum gününde İzmir Konak’taki evinde anlamlı bir törenle anıldı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ankara Milletvekili ve İsmet İnönü’nün torunu Ayşe Gülsün Bilgehan, İsmet İnönü'nün Konak'taki doğduğu evde düzenlenen anma programına katılarak saygı duruşunda bulundular. Törende, Cumhuriyet'in kurulmasında ve korunmasında büyük rol oynayan İnönü’nün hayatına, mücadelelerine ve bıraktığı mirası hatırlatarak gelecek nesillere taşımanın önemine vurgu yapıldı.

TUGAY: İSMET İNÖNÜ’YE AİT DEĞERLERİ ŞEHRİMİZE DAHA FAZLA TAŞIMALIYIZ

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Ben de bugün burada olmayı bir görev saydım. İsmet İnönü’nün bu evde doğduğunu biliyordum. Değerli büyüğümüzün torunuyla beraber bugün, burada onun doğum gününde, onu yad etmek hem görevimizdi hem de içimden gelen bir duyguydu. Bugün Türkiye Cumhuriyeti varsa, bu cumhuriyetin temel taşlarını koyan, bize gerçekten çok büyük bir miras bırakan insanlardan biri. Mustafa Kemal Atatürk’ün en yakın silah arkadaşı, Kurtuluş Savaşı’nın kahraman komutanı, Lozan’da ayrı bir destan yazan ve başbakanlığıyla sonraki cumhurbaşkanlığı dönemliyle, dönem boyunca partimizin genel başkanlığı göreviyle gerçekten Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli 2 kişisinden biri. İzmir için bir gurur ve onur, şehrimizde doğmuş, çocukluk ve gençlik çağlarını burada geçirmiş. Ne yazık ki az biliniyor. Belki Nilüfer başkanımızla beraber biraz daha fazla sahip çıkmamız gerekiyor bu dönemde. İsmet İnönü’ye ait değerleri, onu hatırlatan şeyleri şehrimize daha fazla taşımalıyız. Bu ev tabii ki en önemli mirası ama onun dışında da İzmir’de bulunduğu, var olduğu ve yaptıklarıyla çokça hatırlamamız gerekiyor. Şu anda cennete olduğunu düşünüyorum. İsmet İnönü’ye bu güzel ülke, bize bıraktıkları ve çok değerli ülke için teşekkür ediyoruz. Onunla beraber mücadele etmiş herkese de. Bizler bu çağın insanları ve yöneticileriyiz. Onlara layık olmalıyız. Onların verdiği mücadeleye yakışır bir başka mücadele içerisinde olmalıyız. Bu da bizim görevimiz. Kendisini saygıyla, minnetle ve özlemle anıyorum” ifadelerine yer verdi.

MUTLU: BİZE BIRAKTIĞI MİRAS BÜYÜK BİR GURUR

Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu, “Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk başbakanı, 2’nci cumhurbaşkanı, aydınlık, laik, çağdaş bir ülkenin mimarı İsmet İnönü’nün 140’ıncı doğum gününü anmak üzere buradayız. Bize bıraktığı miras büyük bir gurur. Konak’ta bizim sınırlarımız içinde 140 yıl önce hayata gözlerini açan sayın İsmet İnönü’nün ülkemiz için yaptıkları bizim için ve geleceğe çocuklarımıza miras olarak bıraktıkları gerçekten çok önemli. Bugün burada onu anıyoruz. Modern, çağdaş, laik bir Türkiye Cumhuriyeti içinde yaşıyor olmamızı özellikle borçlu olduğumuz 2 kişiden biri.  Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü. Onu anıyoruz ve bu anmada sevgili torunu Gülsüm hanımla birlikteyiz.  Türkiye Cumhuriyeti'nin rotası o günden bugüne hep bağımsızlık olarak belirlendi. Biz bu bağımsızlık rotasından hiç sapmadan Eski Genel Başkanımız İsmet İnönü'nün yolunda, Mustafa Kemal Atatürk'ün yolunda, yerel yönetimlerde ve ülkede iktidara giden yolda azimle ve istekle çalışmaya devam edeceğiz. Ben bu konuşmamı sevgili İsmet İnönü’nün şu sözleriyle anlatmak istiyorum, ‘Bu memlekette namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadıkça o memlekette kurtuluş yok’ Biz en az o namussuzlar kadar cesur olacağız ve ülkemizi yeniden güzel günlerine hep birlikte kavuşturacağız” dedi.

BİLGEHAN: BU EV SİZLERE EMANET

CHP Ankara Milletvekili ve İsmet İnönü’nün torunu Ayşe Gülsün Bilgehan, “İnönü'nün torunu olarak burada bulunuyorum ama hepiniz İnönü'nün, Atatürk'ün torunlarısınız. Başkanımız İnönü, şimdi Anıtkabir’de en yakın silah ve dava arkadaşı Atatürk’le birlikte. 24 Eylül 1884’te bu evde çok sevdiği şehirde İzmir’de doğuyor. İzmir'in ev sahipleriyle Cemil Başkanımla, Nilüfer Başkanımla ve sizlerle birlikte anıyoruz. Onun için hakikaten çok heyecanlıyım burada bulunmaktan. İnönü'nün hatıralarında bu evi anlatıyor. İzmir'i ne kadar sevdiğini anlatıyor. Aslında babası Bitlis kökenli, Malatya'ya yerleşmiş. Ancak annesi Deli Orman Türklerinden, Yozgatlı ailelerden bir tanesi. Yani başka birçok aile gibi hem doğudan hem batıdan bağlantıları var. İzmir’de bu evde dayısı oturuyor. Babasının görevi nedeniyle İzmir’de oldukları için burada doğuyor ve İzmir’i hiç unutmuyor. Hatıralarında, bütün tahsil hayatı boyunca, her yaz tatilinde İzmir’de bu eve geldiğini anlatıyor. Hatıralarında o zaman ‘İngiliz yokuşu bir evdi. Denizi gören bir yerdi. Mütevazi küçük bir evdi ama bana şahane bir köşk gibi görünürdü bu ev’ diye bahsediyor. Dayısı edebiyat meraklısıydı. Aslında kendisi burada bu evde yetişmiş. ‘O dönemde baskı kitaplar bulunmuyordu biz gençler İzmir’de aradığımız yasaklı kitapları yani dünya klasiği eserleri İzmir’de bulabilirdik’ diyor ve burada okuduğunu ekliyor. Ankara’da Çankaya Pembe Köşk’te İnönü’nün okuduğu kitaplarla ilgili bir sergi açtık. 8 bin kitabı var. Bu evde başladığı kitaplarla, zevkiyle, Atatürk’ün en yakın silah arkadaşı, Türkiye’nin ilk başbakanı ve Lozan’ı imzalayan kahraman diyebiliriz. Atatürk’ün en çok güvendiği arkadaşı. Onun kaybından sonra 2’nci Dünya Savaşı’nda Türkiye’yi 70 milyon insanın hayatını kaybettiği zamanda Türkiye’yi Dünya Savaşı’na sokmayan ve daha sonra hemen ardından çok partili demokrasiye geçen demokrat bir insan.  Ben dedem olduğu için şanslıyım da çok iyi tanıdım onu. Bütün bu söylediklerimi insan olarak da gerçekten hak eden, yaşayan bir insandı. Anneannem Mevhibe hanımı da burada anmak isterim. Bu ev sizlere emanet.  Hakikaten büyüklerimizi, kahramanlarımızı tanımamız bize ve çocuklarımıza güven veriyor. Onlar nasıl gelecek kuşaklara güvendilerse bizim de güvenmemiz gerekiyor. Onların doğrularını, tarihi olduğu gibi öğretmemiz gerekiyor.  Bu bakımdan İzmir Belediyesi'ne, görevlilere, burada emeği geçenlere, herkese çok çok teşekkür ediyorum. Ankara'daki Pembe Köşk kadar bu ev bizim için değerli. İkinci evimiz, belki de ilk evimiz diyebiliriz” sözlerine yer verdi.