SEMİ TEKTAŞ-ÖZEL HABER - Türkiye’de çocuk yaşta doğum sayısı alarm veriyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye’de 2023 yılında 15 yaşından küçük 130 çocuk doğum yaparak çocuk anne oldu. Daha da içler acısı olan ise çocuklardan 4’ü ikinci doğumunu gerçekleştirdi. 15-17 yaş grubunda ise 6 bin 505 çocuk “anne” oldu. CHP Genel Başkan Yardımcısı, TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanvekili ve Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer, Meclis’te 2023 yılında çocuklara yönelik cinsel istismar nedeniyle 92 bin 103 suç kaydı oluşturulduğunu ve bu suçlarla ilgili 69 bin 773 şüpheli hakkında işlem yapıldığını açıklamıştı. Her Yer Çocuk Derneği Başkanı Sedanur Uğur, yasal olarak caydırıcı yasaların olmadığından dolayı çocuk annelerin sayısının arttığını söyledi. Uğur, çocukların aile içindeki yapılan bazı hareketlerin normalleştirildiğini bundan dolayı da çocuğun ilk etapta taciz ve tecavüzü anlamadığı için kendini suçlu hissettiğini belirtti.
Çocukların, taciz, tecavüz ve erken evlendirmelerden dolayı ‘çocuk anne’ sayısının arttığını dile getiren Uğur, çocukların kendilerini suçlu hissetmemesi için her türlü desteğin sağlanması gerektiğini söyledi. Uğur, “Bu konudaki yasalar aslında çok muğlakta. Yalnızca ‘16 yaşından itibaren çocuklar evlendirilebiliyor’u biliyoruz, duyuyoruz. Çocuk hamile kalıyor ve çocuk, çocuk doğuruyor aslında. Bunu yasaklayabilmeleri için önüne geçmeleri gerekiyor. Sadece evlendirmekle değil, tecavüze maruz kalıyor ve doğum yapmak zorunda kalıyor. Yaşanılan bir olayda, bir çocuk 14 yaşında hamile kalıyor. Annesine söyleyemiyor ve karnında bebek büyüyor. Doğum yapmak zorunda kalıyor. En nihayetinde tecavüzü önlemek ve çocukları bu konuda bilinçlendirmek gerekiyor ama bakıldığında 14 yaşındaki bir çocuğu da doğum kontrol eğitimi nasıl vereceksin. Bu konuda yasaların çıkması gerekiyor. Caydırıcı cezalar verilmeli. Dernek olarak çocuklarla çalışıyoruz. Birçok çocuk kendini güvensiz hissediyor. Yaşanan bu durum Şirin’den, Narin’den ya da tecavüz edilen kadınlardan ayrı değil. Kendini güvensiz hissediyor çünkü nasıl bir ülkede yaşadığını, nasıl bir gerçeklikte yaşadığını biliyor ve bu nedenle de güvensiz hissediyor. Önleyici bir olgunun olmamasıyla birlikte de aslında bu suç katmerlenerek artıyor. Çocuk işçiliğinde de böyle, doğum yapan kız çocuklarında da böyle. Çocukların doğum yapmasını engellemek için tacizi, tecavüzü ve çocuk yaşta evlendirmeyi engellemek gerekiyor. Hiçbiri yasal değil. Çocuklara nasıl yaklaşılmalı konusunda ve kendini suçlu hissetmemesi için elimizden geleni yapmalıyız” diye konuştu.
KENDİNİ SUÇLU HİSSEDİYORAile içinde yapılan bazı hareketlerin çocuk tarafından normalleştirdiğini söyleyen Uğur, bu durumda çocuğun taciz ve tecavüzü ilk etap anlamadığının altını çizdi. Uğur, “Aile içerisinde çocuk tacize maruz kaldığında hızlıca bu durumu açıklayamıyor. Çocuklarla çalışırken hafif bir güven ortamı oluşturulduğunda taciz veya tecavüz sinyalleri veren çocuklar var maalesef. Çocukların güvendikleri veya sorunlarına cevap alabildikleri bir ortam yok. Bu nedenle de çocuk sessiz kalıyor, kendini suçlu hissediyor. Kendinden yaşça büyük biri ona zarar verdiği için kendini inanılmaz suçlu hissediyor. Kız çocuğu bazı dokunmaları normalleştirilebiliyor. Çocuk oldukları için farklılıkları ayırt edemiyorlar. Bu nedenle de kız çocuğu o dokunmaları normal algılıyor ama başka boyutlara ilerlediğinde bunun normal olmadığını fark ediyor. Bu nedenle çocuklarla bedenime dokunma eğitimleri gerçekleştiriyoruz. Bedenini koruma veya özel alanına sahip çıkma gibi önleyici eğitimler veriyoruz. Ancak çocuklara yapılanların önüne sadece eğitimle geçemeyiz. Bu korkunç olayları önleyecek bu doğumların önüne geçecek cezaların verilmesi gerekiyor. Bu konuda her türlü adım ivedilikle atılması gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.
Çocuk yaşta yaşanan travmatik olayların ömür boyu kişilerin üzerinde kalıcı hasarlar bıraktığını belirten Uğur, “Çocukluk kavramı diye bir olgu var. Bu da 0-18 yaştır. Çocuğun çocukluğunu yaşayabilmesi, gelişim hakkının getirdiği sorumlulukların yetişkinler tarafından karşılanması gerekiyor. Ama karşılanmadığında 14 yaşında işçileştirilebiliyor, 16 yaşında evlendirilebiliyor bu çocuklar. O yüzden de çok hızlıca çocukluk döneminden çıkıyorlar. Ve bu doğum meselesi de aslında çok büyük bir travma olarak çocukta kalıyor. Çocuk direkt olarak yetişkin sorumluluğu aldığı bir biçimde büyüyor. Çocuk hamile kalıyor ve bunu kimseye söyleyemiyor. Çünkü kimseye güvenemiyor. Ve eminin ki aldırma mevzusu gündeme geldiğinde izin verilmeyecektir. Ancak ne yaşarsa yaşansın çocuğun üstün yararının gözetilmesi gerekiyor” dedi.