SEMİ TEKTAŞ - İzmir-Gaziemir’in Emrez Mahallesi, bir zamanlar kurşun işleyen bir fabrikanın bulunduğu yerdi. 1940’lı yıllardan itibaren faaliyet gösteren bu fabrika, yıllarca hurda kurşunları işledi ve toksik atıkları bahçesine depoladı. Fabrika, 2010 yılında kapanmasına rağmen, bölgedeki nükleer atıklar orada kaldı. Yıllardır çözülmeyen nükleer atık sorunu, halk sağlığını tehdit etmeye devam ediyor. İzmir Barosu da konuyu uluslararası alana taşıdı. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'na gönderilen mektupta şu ifadelere yer verildi:
İzmir Gaziemir’deki terk edilmiş bir hurda metal ve kurşun geri kazanım tesisinde yasadışı olarak büyük miktarda gizli hassas radyoaktif malzeme ortaya çıkmasıyla ilgili son gelişmeleri IAEA yetkililerine aktardık ve tarafımıza Kent ve Çevre Komisyonumuz aracılığıyla iletilen konunun detaylarını içeren “Gaziemir-İzmir’de “Önemli Bir Nükleer Güvenlik Olayı: Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’na Açık Mektup” başlıklı makaleyi ekleyerek, 2006 yılından bu yana Türk hükümeti ve Türkiye Nükleer Düzenleyici Kurumunun (NRA), Gaziemir’de ortaya çıkan hassas nükleer materyallerin kökenleri hakkında resmi bir soruşturma başlatmada başarısız olduğunu, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın, Aslan Tesisinden alınan numunelere yönelik nükleer spektroskopi analizine dair tüm detaylı belgelerin Türkiye NRA tarafından açıklanmasını talep etmesi gerektiğini, sözleşmenin onaylayan tarafı olarak Türkiye’nin çalınan yasadışı nükleer materyallerin kurtarılması ve korunması konusunda iş birliği yapma ve ticarete karışanları cezalandırma sorumluluğuna sahip olduğunu düşündüğümüzü ilettik. Ülkemizi nükleer santral girdabına sokmaya çalışan siyasal iktidarı bir kez daha uyararak 15 yıldan beri nükleer atıklarla ilgili çözümün sağlanamadığı Gaziemir vakası sürecinin takipçisi olduğumuzu duyuruyoruz.