İLKSES TV ekranlarında yayınlanan Vedat Araz ile İzmir Masası programına İzmir Barosu Başkanı Av. Sefa Yılmaz konuk oldu. 19-20 Ekim 2024 tarihinde gerçekleşecek olan İzmir Barosu Olağan Genel Kurulu’na ilişkin konuşan Yılmaz, bir dönem daha devam etmek istediğini belirterek Çağdaş Avukatlar Grubu’ndan aday olacağını söyledi.
Oy kullanacak olan meslektaşlarına seslenen Başkan Yılmaz, “Biz, kavgasız, gürültüsüz, barış içerisinde yaşayacağımız bir dünya istiyoruz. Biz özgürce söyleyebileceğimiz, düşünebildiğimiz, düşündüğümüzü ifade edebildiğimiz bir dünya istiyoruz. Biz, avukatın duruşma salonlarından yaka paça atılmadığı bir sürecin yaşanmasını istiyoruz” dedi.
Yılmaz’ın yayın esnasında aktardığı sözler şöyle: “2 yıllık süreyi doldurmak üzereyiz. Mesleğimi yapmaktan hiçbir zaman vazgeçmedim. Adliyeye gitmekten, duruşmalara gitmekten elbette vazgeçmedim. Başkanlık süremiz dolsa dahi avukatlık baki. Bu dönem de adayız. Adliyenin, hayatın içinden olmayan bir başkan olamaz.”
İzmir Barosu’nun, 14 bine yaklaşan üyesiyle Türkiye’nin üçüncü büyük barosu olduğunu dile getiren Yılmaz, “Bunu hiçbir zaman unutmamak lazım. Biz sayısal olarak büyük bir barodan bahsediyoruz ama bunu sadece sayısala indirgemek doğru olmaz. İzmir Barosu ilklerin barosudur. Birçok konuda ilk sözü söyleyen, ilk harekete geçen, ilk hayata geçiren barolardan biridir. Bu nedenle sorumluluğumuz da artıyor. Tabii ki başardığımız ya da başaramadığımız, eksik bıraktığımız çalışmalar olacaktır. Bunlar eleştirilebilir de… Ama biz her zaman şunu yaptık, avukatın sorununu bu ülkenin sorunundan ayrı tutmadık. Bu ülke ne kadar fakirleşiyorsa avukat da o kadar fakirleşiyor. Bu ülkede sözel, fiziksel şiddet ne kadar artıyorsa avukata karşı da o kadar artıyor. Hatta daha fazla… Çünkü biz hak savunuculuğu yapıyoruz. Avukatlar ekonomik şiddetten en çok etkilenen meslek grubudur” dedi.
AVUKATIN DURUŞMA SALONLARINDAN YAKA PAÇA ATILMADIĞI…“Hayat hepimizden çalıyor ya… Avukatlardan daha çok çalıyor” diyen Başkan Yılmaz, “Son 20 yılda 500’den fazla avukat öldürüldü! Bu şartlar altında mesleği sürdürüyoruz. Birçoğu yaralandı, hakarete uğradı, duruşma salonlarından atıldı, cezaevlerine atıldı, tutsak edildi. Şimdi tüm bunlar yaşanırken meslektaşlarımızın biraz değil, baya sosyalleşmesi gerekecek. İzmir Barosu bu yönüyle de oldukça kıymetli. Çok büyük ekonomik katkılar sunmayabiliriz ama sembolikte değil. Bunlar önemli, yapmaya da devam edeceğiz” mesajını verdi.
Yılmaz, konuşmasına şunları da ekledi: “Çağdaş Avukatlar Grubu’nun hiçbir zaman koltuk sevdası olmadı. Biz bütün kurullarda iki yıldan fazla bulunmayız. Yani 4 yıl. Bir dönem daha yapmak ve bu süreçte tamamlamamız gereken projeleri hayata geçirmek istiyoruz. Her şeyden önemlisi Çağdaş Avukatlar Grubu’nun 50 yıla yakın bir tarihi var. 70’li yıllarda kurulan bir grup. O tarihte ilerici, demokrat, aydın meslektaşlarımız bir araya gelerek yaşanan haksızlıkların, adaletsizliklerin karşısında durmak istedi. Hepsini saygıyla anıyorum. Bugünlere bizleri hazırlayanlar onlar. Biz, kavgasız, gürültüsüz, barış içerisinde yaşayacağımız bir dünya istiyoruz. Biz özgürce söyleyebileceğimiz, düşünebildiğimiz, düşündüğümüzü ifade edebildiğimiz bir dünya istiyoruz. Biz, avukatın duruşma salonlarından yaka paça atılmadığı bir sürecin yaşanmasını istiyoruz.”
BİRLİKTE ÜRETELİM, BİRLİKTE YÖNETELİMNefret dilini tercih etmeyeceklerini ve hukukun üstünlüğünü savunmaya devam edeceklerini belirten Başkan Yılmaz, son olarak ise “Bu bir siyaset yarışı değil! Biz, bütün avukatları kapsayan, hepimizin içinde olduğu zorlukları iyi bilen, çözüm odaklı bir yapıyı zaten oluşturduk. Biz sorunları bildiğimiz kadar çözüm noktalarını da biliyoruz. Yapmamız gerekenleri yapmak için İzmir Barosu’na kayıtlı tüm meslektaşlarımızdan yetki istiyoruz. Biz çözüm odaklıyız, popülist bir yaklaşımla ilerlemiyoruz. Tutamayacağımız, hayata geçiremeyeceğimiz bir sözü vermeyiz. Çünkü karşımızdaki insanlar meslektaşlarımız. Bu yüzden doğru sözlerle, doğru çözümler üretip, doğru cümleler kurmalıyız ki bu işleri tam anlamıyla yapabilelim. Birlikte yönetmek için birlikte üretmek lazım. Birlikte üretelim, birlikte yönetelim” çağrısında bulundu.