İzmir Meclisi’nde İstanbul tartışması: İzmir İstanbul’un 40’ıncı ilçesi olma yolunda

İzBB ile İBB arasında kültürel miraslar korunması protokolü mecliste tartışmalara yol açtı. AK Parti Meclis Üyesi Hüsnü Boztepe, “İzmir İstanbul'un 40'ıncı ilçesi olma yolunda. Ben bu protokolü İzmir'e yakıştırmıyorum, bir hakaret olarak görüyorum” dedi

Haber Giriş Tarihi: 18.10.2024 22:17
Haber Güncellenme Tarihi: 18.10.2024 22:17

SEMİ TEKTAŞ/ İzmir Büyükşehir Belediyesi Ekim Ayı Olağan Meclis Toplantısı 3. Oturumu Başkanvekili Altan İnanç idaresinde gerçekleştirildi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi arasında kültürel mirasın korunması amacıyla iş birliği protokolü imzalanması için Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay'a yetki verilmesine ilişkin önerge komisyonlardan oyçokluğu ile geldi. AK Parti Gurubu protokolün İzmir’deki üniversiteler ve bilim insanları ile yapılması gerektiğini söyledi.

BOZTEPE'DEN TEPKİ: İZMİR'E HAKARET

AK Partili Hüsnü Boztepe önergeye tepki göstererek, "İzmir'deki 9 tane üniversiteye, bilim insanlarına, yıllarca kazı yapan hocalarımıza hakaret olarak görüyorum. Genel Başkan Yardımcımız Hamza Dağ'ın çok güzel bir sözü var. İzmir İstanbul'un 40. ilçesi olma yolunda. Ben bu protokolü İzmir'e yakıştırmıyorum, bir hakaret olarak görüyorum. Bu maddeyi lütfen iade edelim" dedi.

SİYASİ SÖYLEM!

CHP'li Ahmet Celil Balyeli ise Boztepe'ye yanıt olarak, "Bu önerge hukuk komisyonuna sevk edildi. Hüsnü Bey'in protokolü okumadığı çok açık. Sadece siyasi söylem için konuştu. İstanbul'un 40. ilçesi söylemi bu protokole haksızlık" dedi.

DENEYİM VURGUSU

CHP'li İpek Kul ise, "Kapıları yaklaşık 35 yıldır kapalı olan ve Osmanlı Devleti’nin ilk imzası olan Anadolu Hisarı İBB sayesinde kapıları açtı. İzmir'in de Ekrem Başkanımızın söylediği gibi, açık hava sahnesi olması söz konusu. Deneyim kazanan ekiplerden destek almak çok derece yerinde" ifadelerine yer verdi.

MEVZU İMAMOĞLU OLUNCA...

AK parti Grup Sözcüsü Nail Kocabaş ise CHP'li meclis üyelerine yanıt olarak "Bizim arkadaşlarımızın konuşmuş olmak için konuştuğunu ifade ettiler. İpek Hanım süslü cümleler kurdu ama hepsi boş cümlelerdi. 4 yıllık bir deneyimle Büyükşehir'de çalışan arkadaşlarımızın yetkinliği yok dediler. Mevzu Ekrem İmamoğlu olunca süslü cümlelerle anlatıyorlar. Fuar açılışında nasıl alkış kıyamet koptuğunu gördük. Buradaki hazirun bunları yemiyor" dedi.

NEDEN RAHATSIZ OLDUNUZ?

Meclis Başkan Vekili Altan İnanç önerge ile ilgili yaptığı konuşmasında, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir bütündür. Bu bütünlük içerisinde kazanılan deneyimler paylaşılabilir. Bundan neden rahatsız oldunuz. Bazı konular siyaset üstüdür. Burada üniversitelerimize bir hakaret yoktur. Edinilen deneyimler kentlerimizin lehine kullanılmıştır" dedi.

AYDEMİR 2 MECLİSE GELMEDİ!

Öte yandan, Ekim ayı olağan meclis toplantısının birinci birleşiminde katledilen kadınlara yönelik skandal açıklamalarda bulunan Latif Aydemir 2 toplantıya mazeret bildirmeden katılmadı. Konuya ilişkin açıklama yapan Altan İnanç, “Pazartesi mecliste kabul edilemez bir hadise yaşandı ve bu arkadaşımız 2 meclise mazeretsiz katılmadı” dedi.

Latif Aydemir’in mazeretsiz sayılması oylandı ve oybirliği ile kabul edildi.

CUMHUR İTTİFAKINA ÇAĞRI

CHP Grup Sözcüsü Elvin Sönmez Güler, 15 Ağustos’ta Yamanlar’da yanan alanın orman alanı dışına çıkartılmasına ilişkin süreci aktardı. Sönmez Güler, “5 Kasım 1995’te yaşanan sel felaketi ile olay başlıyor. Yamanlar Dağı’ndan gelen dere taşıyor ve evlerin birinci katları tavana kadar su doluyor, yanı su yolunu buluyor. 63 kişi boğularak ölüyor. 322 ev yıkıldı, bin civarında ev sular altında kaldı. Dönemin parası ile 50 milyon lira maddi kayı yaşandı. Kenti kuşatan sırtlara fidan dikiliyor, duvar çekiliyor ve dereler ıslah ediliyor. Laka Deresi havasına ise 23 bin fidan dikiliyor, 36 dereden 16 bin ton atık çıkartılıyor. Bu çabadan sonra, burada uzun süre sel görünmüyor. Sel ve taşkınların en önemli nedeni erozyondur. Sadece orman değil çalı ve ağaççıklar da sel taşkınlarını önlemek de çok önemli. Ülkemizde korkunç boyutlarda erozyon yaşanıyor. Aradan yıllar geçiyor aynı alanda çalışmalar devam ediyor, burada bitmeyen bir çalışma silsilesi var. 30 Ekim Depremi’ne gelirsek, pek çok vatandaşımız hayatını kaybetti ve binlercesi evsiz kaldı. Evlerini kaybeden yurttaşlara kalıcı ev yapılması için orman alanı dışına çıkartılıyor. Neresi burası? 63 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan Laka Deresi havzası. Tekrar bu alanın yapılaşmayla ilgili çalışmalara geçiliyor bir alanı şehir hastanesi bir alanı da deprem konutları için rezerv alanı oluyor. Kentsel alanlarda arazi stoku yapmayan iktidar çareyi yapılaşma için uygun olmayan alanlarda aramamalıdır” diye konuştu. ‘Burası yeşil alan bakımından İzmir için önemli bir alandır’ diyen Sönmez Güler, Orman alanı dışına çıkartılamaz, Anayasa’ya açıkça aykırıdır. Sonrasında orman dışına çıkartılan alan mahkeme kararı ile iptal ediliyor. Ancak burada yangın meydana geliyor ve tekrardan aynı alan orman alanı dışına çıkartılıyor. Kentlerimizi doğa olaylarına karşı dayanıklı hale getirmemiz gerekirken 30 Ağustos’ta bu alanın orman alanı dışına çıkartılıyor ki burada bir mahkeme kararı var… Davalar da devam ediyor. Bizler merkezi idarenin aldığı bu kararın yanlışlığını konuşmak zorunda kalmamalıyız ancak konuşmalıyız ki bu yanlıştan dönülsün” açıklamasını yaptı. Ardından CHP’li Sönmez Güler, Cumhur İttifakı Grubu’nu desteğe davet etti.

ÖNEMLİ OLAN İŞLERİN YAPILMASI

CHP Grup Başkan Vekili Levent Yıldır, “Genel sekreter yardımcımızın randevu verip görüştürmesi, bir takım sorunları tespit etmesi ve Büyükşehir’in plancılarımız ve mühendislerimizle ilgili yapabileceklerimizi konuşmak istemesi bizi kuşkuya düşürmez. İstanbul fobisi var. Bunun çeşitli nedenleri olabilir. Ancak iyi yapılan işlerin saptanması ve yapılan işlerle ilgili olarak gerektiğinde bilgi transferinin, uzmanların alınması, değerlendirilmesi normal. Bizim genel sekreterimizin İstanbul’dan geldiğini söyleyen var ama uzun yılar Ankara’da yaşamış biri. Burada önemli olan işlerin düzgün yapılmasını sağlamak. Bürokratlarımızın da farklı tutum içerisinde olduğunu düşünmüyorum” dedi.

BAŞKAN SENGEL’E SGK DAVETİ!

AK Parti Grup Başkanvekili Hakan Yıldız, Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel’in SGK borcu eleştirilerine yönelik konuştu. Borca yönelik SGK’nın borca karşılık yer aldığına ilişkin iddiayı Yıldız yalanladı. Talepte bulunan kurumların taleplerinin karşılandığını ancak Filiz Ceritoğlu Sengel’e ulaşılamadığını söyleyen Yıldız, “Kendisine pazartesi günü randevu alabiliriz. İlçe başkanımız orada… Neden ilçe başkanımızı gösteriyorum çünkü gittikleri isimler oldu. Demek ki ilçe başkanımız ve belediye başkanımız bu tür ziyaret yapmaktan rahatsız olmuyor. İlçe başkanı kendisine ulaşırsa pazartesi ya da Salı randevu alabiliriz ben de arzu ederlerle eşlik etmekten şeref duyarım” dedi. Vergi borçları noktasında hazineye vermek için alınan kararlar olduğunun altını çizen Yıldız, “Kendilerinin borçları 2023 yılına denk geliyor kendilerinin bir büyükşehir ve o olmazsa Konak ya da Karşıyaka hayali vardı. Ben zaten olmayacağım kalsın diye bir şey olabilir… SGK Genel Müdürü nasıl diğer belediye başkanlarıyla görüştüyse Filiz Hanım’ı da bekliyor” ifadelerini kullandı.

BAYRAKLI’DA ORMAN ELEŞTİRİSİNE ‘BALÇOVA’ YANITI’

Sönmez Güler’e Balçova’da orman alanını belediye tarafından orman vasfından çıkartılmak istenmesi ile yanıt veren AK Partili Hakan Yıldız, “Orman denilen yer…  Bölgede tek bir ağaç yok. Bunlar bütün analizi yapılarak gelen yerlerdir, devletimizin kurumu çalışma yapmış. Geçtiğimiz aylarda burada bir yer ile ilgili Balçova’da talep geldi, İmar Komisyonu’na. Bu konuda bürokratlarımızı ziyaret ettik, bize konuyu anlattılar. CHP’nin grup sözcüsü de not alsın ‘orman’ dediği tek bir ağaç olmayan bölgeyi anlattı ama bir de Balçova’ya baksın. Ağaçlar burada var, gidelim beraber piknik yapalım. 250 dönüm için Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan alanın orman vasfından çıkartılması için görüş vermiş. Size görüş verince oluyor da bakanlık tek bir ağaç olmadığı görünen alan için görüş verince mi olmuyor? Tamam öyle olsun. Depremzedeler için tek bir konut bitiremediniz, tek bir konut bitiremeyen belediye 6 bin konut bitiren bakanlığa bunu demesini üzülerek karşılıyorum. Balçova’daki yemyeşil alanda biz ne istiyoruz? Balçova arsa mağdurları ile ilgili zaiyat problemi var, planın içine atar ve genişleme konut lekesi koyarsak günün sonunda insanların zaiyatlarını karşılayacağız ve emsalimizle biraz oynayarak dönüşüm yapacağımız ve başkanın vadettiği 25 bin konut yapacağız dedik. Peki biz ne dedik? Evet dedik çünkü deprem sorunu yaşadık” dedi. Yıldız’ın konuşmasına Sönmez Güler’den ‘cahilce konuşmayın’ söylemleri ile tepki geldi. Salonda seslerin yükselmesinin ardından Sönmez Güler, Meclis salonunu terk etti.

Yıldız ardından sözlerine şöyle devam etti:

Ben kimseye cahil ya da yalancı demedim ama grup sözcüsü salondan çıkarken bana onları söyledi. Bir dahaki mecliste baksınlar ben özür dileyecek nezakete sahibim. 2 yıl önce Yeşildere’de Lale Mahallesi’ne, Vezirağa Mahallesi’ne baksın. O evlerin bazıları EXPO hayali ile yıkıldı, birçok insan nerede oturacağını bilmiyor. Ben yalan söylüyorum ama sorduğum bürokratlar ve meclis üyeleri de mi yalan söylüyor? Ben o yalanı iade ediyorum. Dersinizi çalışarak geliniz. Bu bakışla hiçbir yere gidemeyiz” diye konuştu.

CHP Grup Başkanvekili Levent Yıldır, “Sürekli bir ‘inkârcısınız, reddediyorsunuz, kabullenmiyorsunuz’ şeyi var. Yaklaşık 6 ay geçti, bir sürü şey yapıyoruz. Yaptığımız işlerde hatalar varsa elbette düzeltmekle yükümlüyüz. Yetersizliklerin mi buna neden olduğunu ya da ayrıca önceki süreçlerdeki yetersiz yönetimlerin var olduğu ayırdına varmak isteriz. Sadece nesnel olmazsa hepsi ayrıca değerlendirilmeli. Ben bugün ağırlıklı olarak Körfez ile ilgili konuşacaktım ama saat de 9.30’a geldi epey de eksildik. Arkadaşlarımız birçok defa duydu… ‘Kirlenme’ Kirliliği yaratan nedenler var bir de bu kirliliğe karşı kısa orta ve uzun vadede neler yapabileceği konuları var. Ağırlığımı Gediz’e vermek istiyorum. Gediz’in doğduğu yer Murat Dağı… Burası önce maden ruhsatı talebi yapılıyor, ÇED raporu isteniyor. O dönemde çevre hareketine mensup gruplar bu sürece müdahil oluyorlar ve orada ruhsat verilmiyor. Sonra birkaç sene geçiyor şirket tekrar maden ruhsatı için başvurduğunda Bakanlık tarafından hazırlanan ÇED raporu reddediliyor. Biz göreve geldiğimizde bunu fark ettik. Bunun üzerine de şirket ‘Daha önce kabul ettiğin ÇED raporunu neden bugün reddediyorsun’ diye dava açmış ve biz İzBB olarak bakanlığın yanında yer aldık. Bugün aldığımız bilgiye göre mahkeme aleyhimize karar vermiş. Tabi sonraki safhaları da var belki lehimize bir karar da çıkabilir bakanlıkta birlikte. 6 aydır sık sık ‘İyi olan şeylerde destek oluyoruz’ deniyor. Aynısını biz de yapıyor ilave olarak özeleştiri de yapıyoruz” dedi.