İzmir Tabip Odası, Seçimli Genel Kurulu, çoğunluk aranmaksızın Ahmet Priştina Kent Arşivi ve Müzesi’nde bugün başladı. Seçimler ise yarın.
Saat 09:00- 17:00 saatleri arasında Namık Kemal Anadolu Lisesi’nde (Fuar 26 Ağustos Kapısı Karşısı) gerçekleşecek. Seçimde yönetime aday olan Demokratik Katılımcı Hekimler adına bir konuşma yapan Doç.Dr. Zeynep Altın: ‘Bürokratik engeller olmadan, şeffaf bir yönetim anlayışıyla çalışan, hekimlerin aidiyet duygusunu artıran, katılımı güçlendiren, İzmir’e yakışır bir şekilde genç ve kadın hekimlerin de yönetim kademelerinde yer aldığı bir oda için EMEK BİZİM SÖZ BİZİM diyerek yönetime aday olduk.’ dedi.
Doç. Dr. Zeynep Altın’ın İzmir Tabip Odası Genel Kurulu’nda yaptığı konuşma şu şekilde:
Tabipleri Colombia Üniv’den Yale’e, New York Üniv’den Harward’a yayılan Filistin’e destek protestolarında gözaltına alınan akademisyenleri ve Filistin hastanelerinde canları pahasına sağlık hizmeti vermeye devam eden meslekdaşlarımızı İTO Genel Kurul’undan selamlıyoruz.
Demokratik Katılımcı Hekimler (DKH) Bir okul, bir ekol: Kendisini yeni olarak tanımlayan tüm gruplar burada yeşerdi, başkanlık dahil tüm kademelerde görev alıp deneyimlendi. Şimdi gençleşerek devam ediyoruz.
Demokratik ve Dayanışmacıyız biz DKH’ler. İsmiyle değil yaşam pratiği ile. Seksenli yılların sonunda kirada bir oda iken, Orhan Süren başkanlığındaki DKH’ler, şimdiki oda binasını çimentosundan sandalyesine, cumbasından tuğlasına tek tek hekimlerin katılım ve dayanışmasını örgütleyerek inşa etti.
99 depreminde tüm uzaklığına rağmen Adapazarı’na ilk ulaşan heyetti. Hatay’da da Adıyamanda da ilk gidenlerdendi.
DKH’ler: Sağlığı doğru tanımlayan gruptur.
Sağlıklı toplum, sağlıklı birey için hekimlik diyen, eyleyen bir gelenek. Bu bağlamda insan hakları savunusunu koruyucu sağlık hizmetlerinin bir parçası olarak görür.
DKH ekolojiyi toplumun sağlık hakkı bağlamında ele alır. Türkiye’de köylülerin ve akademik meslek odalarının birlikte yer aldığı ilk çevre hareketi, Bergama Elele Hareketi, bu grubun yönetiminde tabip odası salonunda kuruldu.
DKH: Bilimin, hekimlik sanatının geliştirici öznesidir. Neonatal resüsitasyon kurs ve sertifikaları doksanlı yıllardan başlayarak tüm Türkiye’de onlarca yıl DKH yönetimindeki odamız tarafından başlatıldı ve sürdürüldü.
DKH: Emek bizim, söz bizim diyerek, kamu sendikacılığının yasaklı yıllarında sendikal refleks ile tabip odalarını yöneten bir gelenekten geliyor. Bugün de tüm hekim ve sağlık işkolu sendikaları ile omuz omuza bir emek mücadelesinin özgücüyüz.
Mevcut iktidar kapitalist sistemin kar hırsı ile sağlık sistemine yaklaşmakta ve her geçen gün daha fazla nasıl kâr edeceğinin hesabını yapmaktadır. DKH OLARAK, herkese eşit, nitelikli, ulaşılabilir, ücretsiz sağlık hakkını savunurken; yurttaşın vergileri ile yapılan şehir hastanelerinin yabancı şirketlere peşkeş çekilmesinden bir an önce vazgeçilmesi, Sağlık Bakanlığı’na devredilerek toplum sağlığına hizmet eden kurumlar haline getirilmesi gerektiğini vurguluyoruz.
DKH: OLARAK çalışma ortamlarımızdaki şiddet sorununun çözümü için her alanda, her düzeyde emeğimizi ortaya koyduk. Sağlıkta şiddet nedeniyle kaybettiklerimizin anılarını “Şiddet Sona Ersin” diyerek; yaşattık, yaşatacağız. Çağdaş, laik, demokratik bir ülkede şiddetsiz bir ortamda ‘’iyi hekimlik’’ yapana kadar mücadeleden vazgeçmeyeceğiz!
DKH OLARAK, serbest cerrahi hekimlerin muayenehanelerinde bağımsız olarak çalışmasını kısıtlayan 6 ekim yönetmeliğinin tamamen kaldırılması ve muayenehane hekimlerinin reçetelerinin SGK tarafından karşılanması için tüm yolları sonuna kadar kullanacağız. Özel hekimlerin avukatlar gibi yeşil pasaport hakkının sağlanması için çabalarımızı yoğunlaştıracağız.
DKH OLARAK, İşveren insiyatifinden çıkarılmış, standart kamu denetiminde olan, ücretin çalışma bakanlığı tarafından tahsil edilerek, işyeri hekimlerine ödendiği, hekimlerin tüm işyerlerinde standart hizmet şartlarını verebileceği, ve hizmeti karşılığı standart ücret alabildiği, çalışanın iş-sağlık takibinin yasal düzenlemeyle korunması için meslekdaşlarımızın yanında olacağız.
DKH OLARAK: Ücretlerden ve tükettiklerimizden değil, kârdan ve ranttan daha fazla vergi alınan, az kazananın az, çok kazanın çok vergi ödediği bir vergi düzeni için; mücadelemiz sürecektir. Vergide adalet olmadan gelirde adalet olmaz.
Aile hekimlerinin kesintisiz bir şekilde vergide adalet için yaktığı çoban ateşlerini, tüm hekimlik alanlarında birlikte büyütmeye çağırıyoruz.
Vergide adaleti, gelirde adaleti, ülkede adaleti kazanacağız!
Direne direne kazanacağız!
Hayatlarını uzun bir eğitim ve çalışma dönemi ile geçiren hekimlerin emeklilik sonrasında bu çabalarının karşılığını almaları gerekirken, bugün derin bir yoksullaştırma politikasıyla karşı karşıya kalmaktadırlar. Emekli hekim maaşlarının çoğu yoksulluk, azımsanmayacak bir kısmı ise açlık sınırının altındadır. Emekli hekimler çalışmak zorunda bırakılıyor. Emekli hekimler mutsuz, umutsuz. Bizim bu durumu kabul edebilmemiz mümkün değil. DKH OLARAK; emekli hekimlerin hak ettiği bir gelir düzeyinin ve yaşam standardının sağlanması için çabalamak en önemli görevimizdir.
DKH’ler, gelenek ile gençliği emek emek harmanlayanlardır. Bu seçimde en genç aday profili ile genç hekimlerin ve asistan hekimlerin, hak arayışında yanlarında olmaya devam edeceğiz. Genç meslekdaşlarımızı hekim göçüne zorlayan çalışma koşullarına karşı; “ Bu memleket bizim; Susmuyoruz, korkmuyoruz, hiçbir yere gitmiyoruz’’ diyoruz. Genç hekimlerin dayanağı bir oda için sözde değil listemizde de seferber olduk, olmaya devam edeceğiz.
DKH OLARAK: Akademik kadroların bilimsel ölçütlere ve liyakata dayalı oluşturulduğu, ‘’toplum için bilim’’ üretilen bir üniversite mücadelesini birlikte büyüteceğiz.
Kadın hekimler olarak gebelikte uzun nöbetlerimiz devam ediyor, riskli ortamlarda çalışabiliyor, özellikle asistanlık döneminde yasal izinlerimizi zamanında kullanmakta zorlanıyoruz. Cinsiyet ayrımcılığına karşı, adaletli bir iş ortamı için birlikte mücadele ediyoruz.
İzmir tabip odası seçimlerinde kadınların sesini yükseltiyoruz! TCE ‘ni her alanda sağlamak için kadın hekimlerin yanında olacağız, DKH’ler OLARAK cam tavanı birlikte kıracağız.
Kışkırtılmış sağlık talebi ile beraber hekimlerin değersizleştirildiği, mesleğimizin itibarsızlaştırıldığı koşullarda; biz halkın sağlık hakkı için emek vermeye, haklarımız için tüm meslektaşlarımız ve çalışma arkadaşlarımız ile birlikte mücadele etmeye söz verdik.
Sözümüz bakidir. Şiddetsiz, güvenli, güvenceli bir sağlık ortamında çalışabilme koşullarımızı oluşturmak için mücadeleyi sürdüreceğiz.
1 Mayıs’a giderken; yok sayıldığımız, tüketim nesnesine dönüştürülen sağlığın araçları olarak tepe tepe kullanıldığımız, ölümüne çalıştırıldığımız, emeğimizin değersizleştirildiği koşullarda,
Emekçilerin ‘’Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü’’ olan 1 Mayıs’ta dünyanın dört bir yanındaki sınıf kardeşlerimizle beraber demokrasiye, adalete, özgürlüğe, eşitliğe, barışa ve kardeşliğe dair umutlarımızı ve taleplerimizi haykıracağız. DKH olarak, meydanlarda buluşacak, ekmeğimizin her gün küçülmesine, adaletin terazisinin daha bozulmasına, en temel hak ve özgürlüklerimizin gasp edilmesine karşı hep bir ağızdan dur diyeceğiz.