Kırtasiye sektörü zincir marketlerin kıskacında

Esnaf için kırtasiye sezonunun beklenenden durgun geçtiğini belirten Hulusi Demir, “Yatırımını ve borcunu kırtasiye dönemini bekleyerek yapan esnaf, üç harfli zincir marketler yüzünden ayakta kalmakta zorlanıyor” dedi

Haber Giriş Tarihi: 24.09.2024 08:36
Haber Güncellenme Tarihi: 24.09.2024 08:36

KEMAL ÖZKURT – ÖZEL HABER  Türkiye genelinde 9 Eylül itibarıyla okullarda ders zilleri çaldı ve öğrenciler okul sıralarını doldurdu. Ancak, eğitim-öğretim yılına sorunlarla başlayan süreç, sadece öğrencileri değil, esnafı da olumsuz etkiliyor. Geçtiğimiz yıllarda okulların açılmasına yakın kırtasiyelerde yoğun bir hareketlilik yaşanırken, bu yıl durum farklı. Yeni eğitim-öğretim yılı öncesinde durgun bir sezonu geride bıraktıklarını belirten İzmir Kitap ve Kırtasiyeciler Odası Başkanı Hulusi Demir, “Geçtiğimiz yıllara oranla bu sezon kırtasiyeci esnafı için durgun geçti. İzmir merkezinde bize kayıtlı 30 kırtasiyeci esnafımız farklı sebeplerden kepenk kapattı. Sektörün en önemi sorunu haksız rekabettir. Büyük sermaye sahibi 3 harfli mağazalar ile elinde sadece emeği ve küçük sermayesi olan esnaf rekabet edemiyor. Sektördeki sorunların çözülmesi ve esnafımızın desteklenmesi için daha fazla adım atılmalı” dedi.

HAKSIZ REKABET ÇÖZÜLMELİ

Geçtiğimiz yıllara oranla sezonun durgun geçtiğini ve bunun da en büyük sebebinin büyük sermaye sahibi üç harfli zincir marketlerin daha çok kalitesiz kırtasiye ürünlerini düşük fiyatlarla satmasından kaynaklandığını ifade eden Demir, “Kırtasiye tüketiminin en yoğun olduğu dönem, okulların açılmasına kısa süre kala başlar. Öğrenciler bu süreçte yıllık alışverişlerinin büyük bir kısmını yaparlar. Ancak bu dönemlerde zincir marketler kırtasiye ürünlerini piyasanın altında fiyatlarla satıyor. Bir tarafta emeği ile küçük sermayesini birleştirip esnaflık yapmaya çalışan vatandaşımız var. Diğer tarafta ise büyük bir sermaye gücü olan asla rekabet edilemeyecek grup var. Kaldı ki üç harfli mağazalarda satılan kırtasiye ürünleri çok kalitesiz oluyor. Bu ürünleri getirip ucuz fiyata satıyor. Bizim üyelerimiz bu tür ürünleri kesinlikle iş yerlerine sokmazlar. Bu durum, küçük sermayeli kırtasiyecileri zora sokuyor. Bununla ilgili Rekabet Kurumu’na başvurularda bulunuyoruz fakat bir dönüş alamıyoruz. Bu yılda hazırlıklarımızı yaptık ve tekrar başvuruda bulunuyoruz. Bu haksız rekabetin bir an önce çözülmesini temenni ediyoruz” diye belirtti.

8 AYDA 30 ESNAF KEPENK KAPATTI

İzmir merkezde yeni yılın başından itibaren geçen 8 aylık süreçte 30 kırtasiyeci esnafının kepenk kapattığını söyleyen Demir, “Kapanan dükkan sayısı kadar olmasa da yeni açılan kırtasiye satışı yapan dükkanlarımız da var fakat asıl tablo yıl sonunda ortaya çıkacak. Çünkü esnaflar arasında büyük bir belirsizlik hakim. Nihai tüketicinin alım gücü tahmin edilenden çok daha fazla düştü. Birçok aile, ihtiyaçlarını belediyelerden aldıkları sosyal yardımlarla karşılamaya çalışıyor. Yıl sonunda, ayakta kalamayan esnaflarımız maalesef kepenk kapatmak zorunda kalacaktır” ifadelerini kullandı.

E TİCARET ETKİSİ

Üç harfli mağazaların yanı sıra, e-ticaretin de kırtasiye sektörünü zorlayan bir diğer etken olduğunu sözlerine ekleyen Demir, “Son dönemde e-ticaretin payı giderek artıyor. Özellikle büyük firmalar, internet üzerinden kırtasiye ürünleri satarak esnafların pazar payını daraltıyor. Her ne kadar e-ticarette ürün fiyatları çoğu zaman mağazalardan daha yüksek olsa da, birçok tüketici artık interneti tercih ediyor. Çünkü e-ticarette satış yapan firmalar satış fiyatının en az yüzde 35’ini komisyon ve kargo parası olarak ödüyor. E ticaret fiyat anlamında yüksek ama gelir durumu yüksek olan ve kaliteli ürünü başka yerde bulamayıp orada bulan tüketiciler var. Bunlar da pazar payını ciddi anlamda etkileyen unsurlardan birisi” dedi.

KORKULAN BİR FİYAT ARTIŞI OLMADI

Kırtasiye ürünlerinde fiyat artışlarının söylenildiği kadar fazla olmadığını belirten Demir, “Türkiye’nin makro ekonomik yapısı göz önüne alındığında makro ekonomik değerlerdeki fiyat artışları bütün sektörlere yansıdı. Dolayısıyla dövizin artması bizim sattığımız ithal ürünlerin fiyatına yansıdı. Enerjiden dolayı imalatçıya yansıdı. Ama defter fiyatlarında çok büyük bir artış olmadı. Kırtasiye ürünlerinin fiyatı satın alınan fiyata göre belirlenir. Satın alınan fiyatın üzerine kar marjı ve KDV konulur, stok maliyeti varsa o eklenir ve satış fiyatı ortaya çıkar. Geçtiğimiz günlerde ulusal bir firmanın fiyat listesine baktık 2 Şubat’ta ki fiyat listesi geçerli. Yani bizim sektörde korkulduğu kadar fiyat artışları olmadı. Velilerimiz de bunu takip edebiliyor zaten” diye konuştu.

DESTEKLER SEKTÖRE CAN SUYU OLDU

Kırtasiyecilerin karşı karşıya kaldığı bu zorluklara rağmen, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin sağladığı kartlı destekler, esnaf için ciddi bir can suyu oldu. İzmir Büyükşehir Belediyesi, kırtasiye esnafına yönelik 35 milyon liralık ciddi bir ödenek ayırdı. Bu eğitim-kart desteğinin esnaf için çok önemli olduğunu dile getiren Demir, “Yapılan bu sosyal yardımlardan 30 ilçemizde 15 bin öğrencimiz ve programa dahil olan kırtasiyeci esnafımız faydalandı. Bin TL olarak düşünülen bu destek bu yıl 2 bin 500 TL’ye yükseldi. Bu destekler esnafımıza can suyu oldu. Ayrıca, bu kart desteği sayesinde dar gelirli öğrencilerin okul ihtiyaçlarını karşılama imkânı buldu. Bunun yanı sıra geçtiğimiz 3 yıldır devam eden Karabağlar Belediyesi ile yaptığımız ve bu yıl da 3 bin öğrenciye destek verilecek olan 750’tl tutarındaki eğitim destek kartları önümüzdeki hafta devreye girecek. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız ve Karabağlar Belediye Başkanlarımıza ihtiyaç sahibi öğrencilerimize ve esnafımıza olan bu katkılarından dolayı çok teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.