AYSELİN UZUN - Konak Belediyesi tarafından 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla, İzmir Kadın Kuruluşları Birliği, Konak Kent Konseyi ve İzmir Kent Konseyi Kadın Meclisleri ile birlikte “6284-İzmir” adlı bir program düzenledi. Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinliğe Konak Nilüfer Çınarlı Mutlu'nun yanı sıra İzmir Kadın Kuruluşları Birliği Başkanı Gülsen Özkan, İzmir Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Canan Aydemir Özkara ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, Genel Sanat Yönetmeni Levent Üzümcü gibi isimler katılım gösterdi.
Kadına yönelik şiddetin cins kırım olarak nitelendirilecek boyutlara ulaştığına dikkat çeken Başkan Mutlu, “Etkin uygulanmayan yasalar ve cezasızlık kültürünün etkisiyle son yıllarda en büyük toplumsal sorun olarak karşımıza çıkan kadına yönelik şiddete karşı mücadelemizi yalnızca bir gün ile sınırlı tutmuyor, bunun her günün sorumluluğu olduğuna inanıyoruz. Kadınların daha görünür olduğu, eşit ve şiddetten uzak bir yaşam hedefiyle çıktığımız bu yolda şiddetin eşitlikle önlenebileceğine olan inancımızla toplumsal cinsiyet eşitliği çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz. Kadınların özgürce var olabildiği, adil ve şiddetten uzak bir yaşamı hep birlikte inşa edeceğiz. Hayatlarımızdan da haklarımızdan da asla vazgeçmeyeceğiz ”dedi.
Onlarca yıldır dünyada ve ülkemizde kadına, çocuğa ve hayvana olan şiddetin bitmediğini aksine çoğaldığını belirten Başkan Canan Aydemir, "Bundan tam 64 yıl önce, 1960 yılında Mirabal Kardeşler, sürücü örgütlerine karşı özgürlük mücadelesini sürdürdüler. Bu mücadelenin sonunda katledildiler. 39 yıl sonra 1999 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 25 Kasım Gününü Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma günü ilan etti. 64 yıl sonra kız kardeşlerin katledilmesinin üzerinden onlarca yıl geçmiş olmasına rağmen dünyada ve ülkemizde şiddet artıyor. 1 Ocak 2018 Kasım ile 2024 tarihleri arasında erkekler 4179 kadın öldürdüler 7221 kadını ise yaraladılar. 2024 yılı itibariyle sadece 322 günde en az 263 kadının ölümü basına şüpheli olarak yansıdı. Yıl olmuş 2024 biz hala kadına yönelik şiddeti konuşuyoruz. Kadına yönelik şiddet bir insan hakları ihlalidir. Ve toplumun sorunudur. Kadına yönelik şiddet ile mücadele, koruyucu ve önleyici hizmetlerin hayata geçirilmesi, yasaların korunması ve etkin uygulanması gerekiyor. Ancak karar alıcıların dili ve tutumları bu sorunun normalleşmesine ve cezasızlaştırılmasına zemin hazırlıyor. Şiddet olayları sıklıkla, aile içi meseleler olarak tanımlanmakta ve durum şiddetin normalleşmesine yol açmaktadır. Cezasızlık faillerin yargılanmaması veya hapis cezalarla yetiştirilmesi ile pekişmektedir. Bu durum kadınların şiddet karşısında şeflerin çıkarmalarını engellemekte ve toplumsal bir korku iklimi yaratmaktadır. Bu nedenle şiddet verilerinin değil. Yakın zamandaki mücadele örneklerini hatırlayalım. Hatırlayalım ki geçmişteki mücadelelerinin kahramanları aramızda. Pandeminin tam başında kadına yönelik şiddetin artışı ve artışı istinaden barınma ihtiyacının artacağı öngörüşüyle İzmir Büyükşehir öncülüğünde kadına yönelik şiddete karşı mücadele veren kurumlar ve çocuk odaları ve sivil toplum örgütleri ve temsilcileriyle bu döneme özel önlemleri belirlemek ve yol haritası oluşturmak için toplantı yaptık. Bu toplantının çıkışı olarak valinin İzmir Büyükşehir Belediyesi aracılığıyla can güvenliği riski olmayan kadınların barınma ihtiyacının ilçe belediyelerinin de karşılamasına yönelik yazı göndermesini sağladık. Şiddet haklarının yedi yirmi dört çalışmasını sağladık. İzmir Valiliği bünyesinde oluşturulan kadın evi şiddet ile mücadele kurul kadın meclisi olarak yer alıyoruz. Hazırlanan kadına yönelik şiddet ile mücadele il eylem planının izleme, değerlendirme, vaka ve eğitim komisyonlarında yer alıyoruz. İzleme ve değerlendirme komisyonunun kolaylaştırıcılığını yapıyoruz. İstanbul Sözleşmesi'nden iptali için Danıştay’daki mahkemeye Ankara'ya gidiş, kadınların içeriye girme mücadelesi, orada yapılan sözlü itirazlar tarihe geçti. Bugüne kadar birçok dava kadınların sosyal medyadaki örgütlü tepkisi sayesinde açıldı ya da alınan kararlardan geri alınmalı. Tüm bunlar kadın dayanışması ve mücadelenin eseridir. Bugün sizlerle kadına yönelik şiddete karşı uluslararası mücadele ve dayanışma gününde İzmir 6284’ü konuşalım” dedi.
Etkinlikte konuşan Levent Üzümcü, kadına yönelik şiddetin temelinde aile içi eğitimin eksikliğine dikkat çekerek, "Şiddet, kaba kuvvet üzerine kurulmuş bir anlayıştır. Önce kendi evimizden başlayarak bu algıyı yıkmalıyız. Biz eğitimi sadece okullarda veriyor sanarak yanılıyoruz” diyerek farkındalığın önemine vurgu yaptı.
Kadın cinayetlerinin artışına dikkat çekerek, “6284 sayılı yasaya güveniyoruz ancak neden yetersiz kaldığını sorgulamalıyız. Eleştiriden çok çözüm odaklı bir yaklaşım benimsemeliyiz" diye konuştu.