Kuraklık ve su krizi: İzmir'in geleceği tehlikede mi?

İzmir’deki yağışların azalması ve halkın suyu bilinçsiz tüketmesi barajlardaki doluluk oranlarında düşüşe neden oldu. Bu durumu değerlendiren Prof. Dr. Doğan Yaşar, su yönetimi ve tasarrufu konusunda atılması gereken adımların altını çizdi

Haber Giriş Tarihi: 01.08.2024 14:04
Haber Güncellenme Tarihi: 01.08.2024 14:04

Muhabir- Merve Ağrıç/ Son yıllarda İzmir'de yağışların beklenenin altında kalması ve baraj doluluk oranlarının düşmesi, su kaynaklarının bilinçli ve verimli kullanılmasının önemini bir kez daha gözler önüne serdi. İzmir Büyükşehir Belediyesi İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (İZSU), su tasarrufunun hayati önemine vurgu yaparak, mevcut su kaynaklarının sürdürülebilir şekilde kullanılması gerektiğini belirtti. Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar ise yer altı su kaynaklarının bilinçsizce tüketilmesinin tehlikelerine dikkat çekerek, halkın su kullanımı konusunda bilinçlenmesi gerektiğini ifade etti. Bu bağlamda Prof. Dr. Yaşar, İzmir'de su yönetimi ve tasarrufu konularında atılması gereken adımların altı çizdi.

DOĞAN YAŞAR: BU YIL İZMİR'DE YAĞIŞ BEKLENENİN ALTINDA

Geçen sene bu zamanlarda baraj doluluk oranlarının yüzde 39 olduğunu dile getiren Prof. Dr. Yaşar, “Ancak 2021 yılında yüzde 68, 2022’de yüzde 58, 2023’te yüzde 39 ve bu yıl ise yüzde 26 civarında. 2020, 2021 ve 2022 yılları dünya genelinde zaten kurak yıllardı. 2020 yılında yağış oranları yüzde 12, 2021 yılında yüzde 12 eksikti. Bizim bütün barajlarımız ve tesislerimiz ise boşalmıştı. Bu durumdan kullanma sularının bulunduğu barajlarımız ciddi anlamda etkilendi. Ancak geçen yıl 2023’te güzel yağış aldık. Fakat Güneybatı ve Ege yağış oranlarından etkilenemedi. Bu bölgelerde yağış yeteri kadar gerçekleşmediği için Denizli, Aydın, İzmir ve Muğla’da barajlarda su eksikliği oluştu. Geçen yıl mayıs ayında Ege’de 90 kilogram yağış gerçekleşti. Bu yıl ise 33 kilogram yağış gerçekleşti. Yani arada ciddi bir düşüş farkı var. Tahtalı Barajı çok olumsuz etkilendi. Kuraklık yıllarında 2008’de Tahtalı Barajı yüzde 2’ye düşmüştü. O yıldan bu yana yüzde 6 oranıyla ilk defa bu kadar düşük bir seviyeyle karşı karşıya kaldı” dedi.

YAŞAR: BARAJ DOLUYKEN YER ALTI SULARI RAHAT BIRAKILMALI

Baraj doluluk oranlarının meteorolojik nedenlerden kaynaklandığını ifade eden Prof. Dr. Yaşar, “Baraj doluluk oranları tamamen yağış eksikliğinden kaynaklanıyor. Ancak biz suyu yanlış kullanıyoruz. Örneğin kuraklık yıllarında 2020’de barajlarımız yüzde 68 doluyken, herhangi bir sorun yokken ısrarla suyun yüzde 55’i kuyulardan çekildi. İhtiyaç olmadığı halde çekilmeseydi şu an o su kullanılabilirdi. Barajdaki yüzde 70 su, en az 1 buçuk yıllık su demek. Yani İzmir, hiçbir kaynağa başvurmadan suyunu yalnızca Tahtalı Barajı’ndan alsa 1 buçuk yıl kadar giderdi. Ancak ilginç bir şekilde yer altından su çekiliyor. Barajlar doluyken barajdan su çekilir, yer altı suları ise rahat bırakılır. Ancak biz şu anda Gölmarmara’yı kuruttuk. Kuruma nedeni ise İzmir ve Manisa’nın kullanma suyunun oradan karşılanması. Her gün Gölmarmara’nın altından yaklaşık, 550 bin metreküp su çekiliyor. Yer altı suyunun olmasının en büyük sebebi Gölmarmara’ydı. Manisa Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamaya göre göl kuruyunca, 15 yılda sular bir anda 400 metre civarında indi. Biz suyu kullanmasını bilmiyoruz. Dikkat etmemiz gerekiyor. Baraj doluyken yer altı suları rahat bırakılmalı” diye belirtti. 

GÖLLER ÜLKESİ ÇÖLLER ÜLKESİNE DÖNDÜ

Yer altı sularının doğadaki en önemli varlık olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Yaşar, “Ne doğalgaz ne de petrol, yer altı suyu kadar önemli olamaz. Hiçbir doğal kaynak yer altı suyu kadar önemli değil. Dünyada 5-6 yıl hiç yağmurun yağmadığı zamanlar oldu. Bu nedenle gelişmiş ülkeler yer altı sularını çok dikkatli kullanırlar. Rastgele kuyu açılmasına izin vermezler. Geçtiğimiz yıl İspanya’da 250 adet kaçak kuyu açılmıştı. Bu kaçak kuyuları açanlar direkt ceza evine alındı. Yer altı suyunun şahsın kendi tarlasından çıkması önemli değil. Yer altı suyu ülkeye ait ve ortak bir kaynak. Türkiye’de her gün 250 adet kaçak kuyu açılıyor. Bu nedenle göller ülkesi çöller ülkesine döndü. Bunun tek sebebi yine bizim vatandaşımız. Yanlış alanlarda yanlış ürünler ekiliyor. Göllerin olduğu alanlarda elma ve benzeri ürünleri ekiliyor. Bu ürünler çok fazla su istiyor. Bu nedenle su tüketimi artıyor. 2020 yılında 4,3 milyon ton elma üretildi ve 180 milyon civarında ihracat gerçekleşti. Çok sevindik ancak burada suyun bedavaya ihraç edildiğinin farkında değiller. 4,3 milyon elmanın üretimi için harcanan su İzmir, İstanbul ve Ankara’nın günlük suyu. Ciddi miktarda su harcanıyor” ifadelerini kullandı.

SUDA TİCARİ SIR OLAMAZ

Yer altı su kaynaklarının bilinçsiz kullanımının obrukların oluşmasına neden olduğunu aktaran Prof. Dr. Yaşar, “İzmir Menderes’te yer altı sularının yanlış kullanılması obrukların oluşmasına neden oldu. Konya ovasında bu nedenle 2 bin 200’den fazla obruk oluştu. Gelişmiş ülkelerde geçen yıl bu nedenden dolayı çok su isteyen ürünler yetiştirilmedi. Ya da bitki kurumayacak kadar su verildi. Uzun yıllar yağış gerçekleşmezse diye önlemler alındı. Yağmur yağmadığı zaman bu yeraltı suları devreye sokulur. Türkiye’de ticari kaygı nedeniyle fabrikaların yer altından ne kadar su çekildiği bile bilinmiyor, ticari sır olduğu söyleniyor. Ancak suda ticari sır olamaz ve her vatandaşın bilmeye hakkı var” diye vurguladı.

İZMİR’DE SUYU ÇOK PAHALIYA KULLANIYORUZ

İzmir’deki su fiyatlarının yüksek olmasının sebebini dile getiren Prof. Dr. Yaşar, temel nedeninin yer altı sularının çekilmesi olduğunu söyledi. Zor bulunduğu ve riskli olduğu için su fiyatlarının fazla olduğunu belirten Prof. Dr. Yaşar, “Yer altından çıkarılınca maliyette artıyor. Doğal olarak su fiyatı da artıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesinin yaklaşık 4’te 1’i elektriğe gidiyor. Elektrikte genelde su çekilirken kullanılıyor. Kuyudan su çekiliyor, arıtma cihazlarından geçiyor ve şehire dağıtılıyor. Müthiş bir enerji bu. İzmir’de suyu çok pahalıya kullanıyoruz. Suyu kullanmasını öğreneceğiz. Suyun bittiği gün devlet biter. Barajlarımız yüzde 100 dolu olsa dahi suyu kullanırken oturup düşünmeliyiz. Belediye bu yıl yol kenarlarına çok fazla su isteyen çiçekler ekti. Fazla su istemeyen bitkiler tercih edilmeli. Farkındalık oluşturulmalı. Halk su kullanımı konusunda bilinçlendirilmeli” sözlerine yer verdi.