Menemen Belediyesi’nde işten çıkarılan işçiler, 9 Eylül Kurtuluş Günü'nün coşkusunu yaşamak adına Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen etkinliklere katılmak istedi. Ancak görevli polisler tarafından alana alınmadılar
Muhabir- Merve Ağrıç/ İzmir Menemen Belediyesi'nde çıkarılan işçiler, 9 Eylül Kurtuluş Günü'nün coşkusunu yaşamak ve bu anlamlı günde seslerini duyurmak amacıyla Menemen Cumhuriyet Meydanı'nda bir araya geldi. Ancak 9 Eylül İzmir'in kurtuluşu kutlamalarına katılmak isteyen işçiler, görevli polisler tarafından alana alınmadı. İşçiler, bu haksızlığa boyun eğmediklerini ve mücadelelerinin devam edeceğini vurguladılar. Cumhuriyet'in kazanımlarını korumanın herkesin sorumluluğu olduğunu ifade eden işçiler, Menemen ve ülkenin, hiçbir siyasi grubun çıkarlarına hizmet edecek bir mülk olmadığını aktardı.
Belediye İş Sendikası İzmir Çevre Belediyeler Şube Başkanı Cumali Akay, “Bugün 9 Eylül İzmir'in kurtuluşunun yıldönümü Menemen Belediyesinden işten çıkarılan işçiler olarak bizler de Kurtuluş Töreni etkinliklerinde yer alabilmek için Menemen Cumhuriyet Meydanı'ndaki yerimizi almak istedik ancak önce meydana girişimize izin verilmedi. Daha sonrasında ise Kurtuluş etkinliklerini izleyen diğer vatandaşlarla yan yana durarak etkinlikleri izlememiz engellendi. Tabii ki de etkinlikleri izlemek tek amacımız değildi. Bizler Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan'ın uygun gördüğü siyasi tercihlere sahip olmadığımız için işten çıkarıldık. Dedeleri ülkesi için can vermiş bir nesli olarak haksızlıklara boyun eğmediğimizi bir kez daha göstermek istedik. Ne yazık ki bu ülkenin polisi bizleri bir çember içine aldı. Kurtuluş töreni etkinliklerinden diğer vatandaşlardan ve protokolden tecrit etti. Oysa biz biliyoruz ki bu vatan sadece savaşta kurtarılmadı. Savaşta can veren atalarımız yeni bir ülkeye sıfırdan kurdu. Fabrikalar açtı, yollar yaptı, eğitim seferberliği başlattı ve 100 yıldır atalarımızın kurduğu Cumhuriyet'te yaşıyoruz. Bunu korumak bizlerin sorumluluğu. Bu sebeple bir kez daha söylüyoruz ki ne Menemen ne de ülke bir siyasi grubun istediği gibi sömürebileceği mülkü, babasının çiftliği değildir” ifadelerine yer verildi.