Rıza Bey Apartmanı davasında yeni gelişme

İzmir depreminde en fazla can kaybının yaşandığı Rıza Bey Apartmanı'nın yıkılmasına ilişkin 20 sanığın yargılandığı davada, binaya epoksi yapan firmanın yetkilileri dinlendi. Mimarlık- mühendislik şirketi sahibi İskender Kızılkanat ile sanık fenni mesul müdürü mimar Ali Serdar Bayram, birbirini suçladı

Haber Giriş Tarihi: 17.01.2025 16:33
Haber Güncellenme Tarihi: 17.01.2025 16:33

Ege Denizi'nde Seferihisar açıklarında 30 Ekim 2020'de meydana gelen, 115 kişinin hayatını kaybettiği 6.6 büyüklüğündeki depremde; Bayraklı ilçesindeki 8 katlı Rıza Bey Apartmanı'nda 36 kişi yaşamını yitirdi, 17 kişi yaralandı. Depremin ardından başlatılan soruşturmada 4'ü tutuklu 9 kişi hakkında, İzmir 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak' suçundan 20 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Yargılama sırasında 2 sanık daha tahliye edildi. Sanık avukatlarının şikayetiyle açılan soruşturmanın ardından 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak' suçlamasıyla haklarında iddianame hazırlanan Rıza Bey Apartmanı'ndaki diş hekimi polikliniği sahipleri Arda Hacarlıoğlu ve Onur Yedikara ile daire sahipleri Selma ve Ender Ensari'nin dosyaları da mevcut davayla birleştirildi ve sanık sayısı 13'e çıktı.

SANIK SAYISI 15'E YÜKSELDİ

O dönem Bayraklı Belediyesi fen işleri müdür vekili sıfatıyla imzası bulunan Gamze E. (52) ve eski Bornova Belediyesi İmar Müdürü Mehmet Ali U. (69) hakkında 'Görevi kötüye kullanma' suçundan İzmir 13'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 23'üncü Ceza Dairesi, oy birliğiyle her iki dosyanın birleştirilmesine karar verdi. Böylelikle Rıza Bey Apartmanı davasında sanık sayısı, 15'e yükseldi. 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde geçen yıl ekim ayında görülen davanın duruşmasında; mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar müteahhit H.H.Ö'nün konutu terk etmeme, mimar Ali Serdar Bayram'ın ise yurt dışı çıkış yasağı adli kontrol şartlarıyla tahliyelerine karar verdi. Böylelikle davada tutuklu sanık kalmazken, aileler tepki gösterdi.

YENİ SORUŞTURMA İLE SANIK SAYISI ARTTI

Dava sürerken; müşteki avukatların binanın yapımında ihmali olduklarını iddia ettiği bazı şüpheliler hakkında suç duyurusunda bulunması sonrası mimarlık-mühendislik şirketi yetkilisi İskender Kızılkanat, epoksi enjeksiyon (yapılardaki çatlakların dolgu malzemesiyle onarılması) işlemi yapan yapı malzemeleri firması yetkilileri Caner Şeker ve Serhat Türkmen ile bu firmada çalışan ve işlemi yaptığı iddia edilen inşaat mühendisi M.Ü.Y. ve izinsiz tadilatın yapılmasına onay veren kat maliklerinden E.P.'nin savunmalarını alındı. Soruşturma sonunda, bu kişilerin de yargılanmasına karar verildi. Böylelikle davada yargılanan sanık sayısı, 20'ye yükseldi.

'SUÇLUDUR, SONUCUNA KATLANMALIDIR'

Tutuksuz sanıkların yargılanmalarına, 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün devam edildi. 18'inci duruşmaya bazı tutuksuz sanıklar, taraf avukatları ve müştekiler katıldı. Savunma yapan mimarlık- mühendislik şirketi sahibi İskender Kızılkanat, "Suçlamayı kabul etmiyorum. Yıkılan binayla ilgili herhangi bir projeye dahil olmadım. Herkes beni suçluyorsa da masumum. Projenin ne benimle ne de şirketimle bir bağlantısı yoktur. O dönem şirketinde çalışan ve bu projenin fenni mesul müdürü olarak imzası bulunan öimar Ali Serdar Bayram, şirketimizin antetli kağıdını haberimiz olmadan kullanmıştır. O dönem şirketimizin yüzde 20 ortağıydı. Ancak projeyi yaparken şirketimizde değil, dışarıdan kendi ekibiyle gerçekleştirmiştir. Projenin her aşamasında imzası vardır. Asılsız iddialarla kendini kurtarmaya çalışıyor. Projeyi kendisi yapmıştır, tüm aşamalarda imzası vardır ve suçludur. Sonucuna katlanmalıdır" dedi.

'ONDAN HABERSİZ BU İŞİ YAPMAM MÜMKÜN DEĞİL'

Duruşmada Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile savunma yapan tutuksuz sanık fenni mesul öüdürü Mimar Ali Serdar Bayram ise "İskender Kızılkanat'ın savunması beni suçlamak gibi oldu. Bu projeden haberi olmadığını söyledi. Ancak aynı katta çalışıyoruz. Bu katta sekreteri ve yakınları bulunuyor. Onları geçmeden kimse bizim yanımıza gelemez. Bu nedenle de görüşmelerimizden her zaman bilgisi vardır. Bana 'Ortağım' diyor ama Bağ-Kur primlerim de yatmadı. İskender Kızılkanat'a ait projede tescil belgesini kullandım. Haberi olmadan kullanmam, ondan habersiz bu işi yapmam mümkün değil" diye konuştu. Diğer sanık müteahhit Hasan Hüseyin Özkan da savunmasında, "İskender Kızılkanat, savunmasında baştan aşağı yalan söyledi. 3 kez onunla görüştüm. Projenin taslağını konuşup, para verdim. Kimseyi karalamasın" dedi.

'4 YILDIR SANIKLAR BİRBİRİNİ SUÇLUYOR'

Davada 5 yakınını kaybeden Emine Yücel de konuştu. Sanıklara tepki gösteren Yücel, "4 yıldır sanıklar birbirlerini suçluyor. İçimiz yanıyor. Suçluların cezalandırılmasını bekliyoruz. Herkes her şeyin ne olduğunu biliyor. Suçu birbirini atıp, kurtulmaya çalışıyorlar. Tüm sanıkların tutuklanmasını istiyorum. Çünkü delileri kararıyorlar. Buradaki tüm sanıklar sorumlu ve kusurlu. Depremden sonra evden 5 ceset çıkardım. Artık bu davanın karara varmasına istiyorum. Bugün ölsem sanıkların ne ceza aldığını göremeden göçüp gideceğim" diye konuştu.

TANIKLAR DİNLENECEK

Cumhuriyet savcısı, mütalaasında dosyadaki eksikliklerin giderilmesini istedi. Mahkeme başkanı da bazı tanıkların gelecek duruşma dinlenmesine, adli kontrol kararlarının sürmesine, sadece yaşlılık nedeniyle hastaneye gidemediğini belirtilen sanık Hasan Hüseyin Özkan'ın ev hapsi cezasının yurt dışı yasağıyla değiştirilmesine karar verdi. Duruşma, ertelendi.