KEMAL ÖZKURT – ÖZEL HABER / KESK’e bağlı Tüm Bel-Sen İzmir 1 No’lu Şube, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile imzalanan toplu iş sözleşmesinde sendika içinde çıkan anlaşmazlık nedeniyle olağanüstü genel kurula gitme kararı aldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi ile devam eden TİS görüşmeleri sırasında referandum yapılmış ve yapılan oylama sonucunda memurların çoğu teklife karşı çıkmıştı ancak sonuca rağmen şube yönetimi, sosyal denge tazminatını 16 bin 750 TL'den 17 bin TL'ye çıkaran sözleşmeyi imzalamıştı. Alınan bu kararın ardından, aralarında şube yöneticilerinin de bulunduğu Emek Hareketi, olağanüstü genel kurul için dilekçe topladı ve genel kurula gitme kararı aldı. Yarın gerçekleşecek olan olağanüstü genel kurul öncesi sürece ilişkin açıklamalarda bulunan Tüm Bel-Sen İzmir 1 No’lu Şube Sekreteri Salih Deniz Islakoğlu, atılan imzaların görevden uzaklaştırılan çalışanların göreve iadeleri yapılmadan ve soruşturmalar iptal edilmeden atıldığını ve sandıktan çıkan sonucun yok sayılarak emekçinin iradesinin göz ardı edildiğini belirtti. Genel kurulun ardından, özellikle Ocak ayındaki ek zam talebi ve enflasyon farkı için mücadele edeceklerini ifade eden Islakoğlu, emekçilerin sendikaya olan güvenini yeniden inşa etmek için genel kurulun önemine vurgu yaptı.
EMEKÇİNİN İRADESİ YOK SAYILDI
Kamu emekçilerinin kazanılmış toplu sözleşme haklarının ellerinden alınmasına ve dayatılan iki yıllık tek tip toplu sözleşme uygulamasına karşı yaz ayları boyunca verdikleri mücadelenin imzalanan sözleşmeyle yok sayıldığını söyleyen Islakoğlu, “Bu süreçte işveren baskısıyla bir referandum sürecine girdik. Referandumda hem halk tarafından hem de işveren tarafından 'evet' dayatması yaratıldı. Bizim açığa alındığımız süreçte referandum sonucunda 'hayır' çıktı. Biz, normalde referandumda toplu iş sözleşmelerini emekçilerin onayına sunuyorduk, kazanılmış aşamaya geldiği zaman götürüyorduk. Ama bu sefer kazanımsız ve dayatılmış bir sözleşme ile referanduma gidildi. Binlerce emekçinin sandıkta ortaya çıkan iradesi yok sayılarak, şube yürütme kurulunun çoğunluğu tarafından emekçilerin haberi olmadan atılan imzalar, sendika tarihine ve aylarca verilen mücadeleye yakışmamıştır. İşveren baskısıyla yapılan referandum sonucunun gereği yerine getirildi ve sendika içinde ilk ayrılık burada başladı” diye konuştu.
SANDIK DAYATILARAK KURULDU
Atılan imzaların görevden uzaklaştırılan çalışanların göreve iadeleri yapılmadan ve soruşturmalar iptal edilmeden atıldığını belirten Islakoğlu, “Bizler hâlâ açıktayız. Görev iadelerimiz yapılmadı ve işveren bunu bir unsur olarak kullanıyor. Bizim yürütme kurulunda aldığımız kararda sandık kurulmasına karşı çıktık. Buna rağmen o kararda bile; görevden uzaklaştırılan emekçilerin göreve iade edilmesi ve soruşturmanın iptal edilmesinin açıklanmasından sonra sandık kurulması yönünde bir madde vardı. Bu maddeye rağmen dayatılarak sandık kuruldu ve çıkan 'hayır' iradesine uyulmadı. Arkadaşlarımıza yönelik soruşturmalar hâlâ sürmekte, işverenin tehditleri ise devam etmektedir. Sendikal hak ve özgürlüklerin kullanılması ve toplu sözleşme hakkının korunması için bir sendikanın, dolayısıyla da bir sendika yöneticisinin öncelikle işverene karşı dik durması ve mücadeleyi esas alması gerekir. Bu temelde yürütülecek diplomasi, diyalog ve görüşmeler hak alma mücadelesinin bir parçası olup ona hizmet eden bir tutum olarak yerine getirilirse sınıf mücadelesini geliştirir. Diğer türlüsü bizi yandaş sendika haline düşürür” diye belirtti.
ÖNCELİK OCAK AYINDAKİ ENFLASYON FARKI
Emek Hareketi olarak olağanüstü genel kurulun ardından özellikle Ocak ayındaki ek zam talebi ve enflasyon farkı için mücadele edeceklerini ifade eden Islakoğlu, “Bizim mücadele ettiğimiz süreçte İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay bize enflasyon farkı sözü verdi. Ancak lafla verilen bir sözün karşılığı yok. Yazılı metne girmemiş bir şey doğrudan ek zamla enflasyon farkını veremez hale getirecektir. Çünkü imzalanan sözleşmeyle hep bir yıllık sözleşme kabul edilirken, iki yıllık bir sözleşme dayatması da kabul edilmiştir. Bu enflasyon farkı için muhakkak bir fiili mücadele gerekecektir. Genel kurulumuzun ardından en önemli gündem başta İzmir Büyükşehir Belediyesi ile ilçe belediyelerinde Ocak ayında mücadelesini vereceğimiz ek zam talebimiz olacaktır” dedi.
SENDİKAYA OLAN GÜVENİ YENİDEN KAZANACAĞIZ
Olağanüstü genel kurulun emekçilerin sadece yasal haklarını değil, sendikaya olan güveninin de geri kazanılması için çok önemli olduğuna dikkat çeken Islakoğlu, “Emekçiler de o dönemde iradenin yansımaması sonucunda yaşadıkları ‘biz mücadele edelim ama sendika biz arkamızda duracak mı? Mücadele edelim ama sendika sonucunu getirebilecek mi?’ korkularını aşmak istiyoruz. Bizim bu olağanüstü genel kuruldan bir beklentimiz de emekçilerin eleştirilerini dile getirerek ve sendikaya güvenlerini sağlayarak özelleştirilen işleyişi yeniden toparlamaktır. Emekçilerin ortaya koyacağı her türlü irade, sendika için olumludur. Olumlu veya olumsuz bir sonuçta sendika bunu tartışıp kendine bir yol belirlemesi gerekecektir. Emek Hareketi olarak bu genel kuruldan olumlu sonuç alacağımıza inanıyoruz” şeklinde konuştu.