KEMAL ÖZKURT
Çeşme Projesi’nin önünü açan SİT değişikliğinin iptali için açılan davada da mahkeme kararının açıklanmasının ardından, bugün konuyla ilgili İzmir Mimarlar Merkezi’nde basın açıklaması düzenlendi. Basın açıklamasında yaptığı konuşmada Kültür ve Turizm Bakanı olan Mehmet Nuri Ersoy’a çağrıda bulunan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, "İzmir’in sizlerle yapmak istediği çok sayıda proje var. Gelin hep beraber onları yapalım" dedi.
Öte yandan düzenlenen basın açıklamasına; Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), İzmir Kent Konseyi, İzmir Tabip Odası, İzmir Barosu, Ege Çevre Platformu ve İzmir Yaşam Alanları Derneği üyeleri katılım gösterdi.
SOYER: İZMİR’İN SİZLERLE YAPMAK İSTEDİĞİ ÇOK SAYIDA PROJE VAR
Mimarlık Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısında "Biz baromuza ve avukatlarımıza güveniyoruz. İzmirliyi, İzmirlinin geleceğini koruyacaklarına inanıyoruz" diyerek konuşmasına başlayan Soyer, "Olayın 2 hukuki gerekçesi var. Çeşme Turizm bölgesi ile ilgili projenin devamıyla ilgili alınmış karar ile sit bölgeleri ile alınmış karar var. Birbiriyle çekişen iki karar. Hukuk gereğini yapacaktır diye düşünüyoruz. Biz baromuza ve avukatlarımıza güveniyoruz. İzmirliyi, İzmirlinin geleceğini koruyacaklarına inanıyoruz. Biz buradan Sayın Kültür ve Turizm Bakanı olan Mehmet Nuri Ersoy’a seslenmek istiyoruz. Daha doğrusu bir iş birliği. Bu proje birçok çevreciler tarafından farklı isimlerle anlatıldı. Sözün sonunda bu projeyi İzmirli istemiyor, İzmir’in kurumları istemiyor, meslek odaları istemiyor, kimse istemiyor. Neden istenmediğine dair birçok gerekçesi var. 15 turizm bölgesi var Çeşme’de. Bunların Çeşme’de kapasitesi yüzde 15’ler civarında dolu. Büyük bir ihtiyaç var da onun gereğini yerine getirecek tablo yok. O nedenle bu projeyi yapıyoruz denecek bir durum yok. 16 bin hektarlık dev bir alana bu proje yapılırsa yaratacağı tahribatı hepimiz biliyoruz. Benim çağrım şu; İzmir’in çok öncelikli projeleri var. Gelin bütün kaynaklarımızı hep beraber seferber edelim. Biz Bakanlığımızla iş birliği yapmak için hazırız. Çeşme Projesi gibi projelerden bundan vazgeçin Sayın Bakan ve değerli bürokratlar; İzmir’in sizlerle yapmak istediği çok sayıda proje var. Gelin hep beraber onları yapalım” ifadelerini kullandı.
BASIN AÇIKLAMSINI BARO BAŞKANI SEFA YILMAZ OKUDU
Düzenlenen toplantıda basın metnini okuyan İzmir Baro Başkanı Sefa Yılmaz, "Her derecede mahkemeler, davanın konusu, özel araştırma ve teknik bilgiyi içeren konularda, bilirkişi incelemesine başvururlar, bu davada bu yapılmış ve bilirkişi raporu alınmıştır. Ancak bu davada Danıştay Dairesi, her nedense hukuki gerekçesi ile elde edilen bu rapora uymadıklarını belirterek, Daire Başkan yardımcısının muhalif oyu ve oy çokluğu ile yürütmenin durdurulması talebimizi reddetmişti. Dairenin bu ret kararının kaldırılması ve yürütmenin durdurulması kararı verilmesi için başvurduğumuz, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu (DİDDK), bilirkişi raporunu da değerlendirmeye alarak, Danıştay 6. Dairenin ret kararını kaldırmış ve yürütmenin durdurulması kararı verilmiştir. Kurul kararında, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu, uygulanması halinde giderilmesi güç veya imkânsız zararlar doğmasına yol açacağı tespit edilmiştir. DİDDK’nin yürütmeyi durdurma kararındaki maddi ve hukuki koşullar hiç değişmediği halde, Danıştay 6. Dairesi, “hukuki belirlilik”, “hukuki istikrar” ve “hukuki öngörülebilirlik” ilkelerini de yok sayarak açıkça hukuka aykırı olan davanın reddi kararı vermiştir. Kararın ikiye karşı üç oyla oyçokluğuyla alındığını da vurgulamak isteriz. Karar gerekçesinde özetle, sınır belirleme kararında ileri sürülen gerekçelerin, daha sonraki plan gibi işlemler sırasında incelenebileceği, idarenin yönetmelikler gereği hazırladığı gerekçe raporunun yeterli olduğu, İzmir Büyükşehir belediyesinin ve yanında pek çok kurumun olumsuz görüşünün irdelenip ilişkilendirmeden, bir genel doğru kabulü ile davamızın reddine karar vermiş bulunmaktadır. Karar 24 Mayıs günü tarafımıza tebliğ edilmiş olup, seçim öncesi ve konunun kapsamlı olması sebebiyle ancak bugün açıklama fırsatı olmuştur. Kararı tüm müvekkillerimiz adına temyiz ediyoruz. Temyiz talebimiz, daha önceki yürütmenin durdurulması kararını veren Danıştay İdari Dava Daireler Kurulu tarafından incelenecektir. Kararın bozulması yönünde sağlam hukuki gerekçeler, yargılama aşamalarında elde edilmiştir. Umarız hukuka uygun karar verilir, hak ve adalet yerini bulur” diye belirtti.
DAHA ÖNCEKİ KARARLARDA UYGULANMADI
Yaptığı basın açıklamasında, Karaköy-Zeytineli Etabı SİT alanı için İzmir 2. İdare Mahkemesinde bakılan davadaki verilen karar uygulanmadığına dikkat çeken Yılmaz, "Çeşme KTKGB Kararı ile belirlenen alanda, Çeşme ve Urla İlçelerinin bir kısmını kapsayan 38.Grup (Karaköy-Zeytineli Etabı) Doğal SİT Alanında daha önce belirlenen alan için İzmir 2. İdare Mahkemesinde bakılan davadaki verilen karar uygulanmadan, Çeşme KTKGB kararına elverişli yeni bir karar alınmış ve örneğin Carufa Adası, iki ayrı SİT bölümünde sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım doğal SİT derecesine dönüştürülmüştür. Bu doğal SİT Derecelendirme kararının iptali için de yine İzmir 2. İdare Mahkemesinin 2012/2325 E numaralı dosyasına kayden bakılan davada yapılan keşif ve bilirkişi incelemesinde, N 1, N 2, N 3, N 4 ve N5 poligonları ile belirlenen alanlardaki nitelikli alan derecelendirilmesinin uygun olduğunu ancak, S 1, S 2, S 3 ve S 4 numaralı poligonlar ile belirlenen alanlardaki sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanının, bölgelerin niteliği, kullanımı ve sahip oldukları özel ekolojik değerleri yönünden “nitelikli Koruma alanı” özellikleri taşıdığı için, SİT derecelendirme kararının doğru olmadığını, aynı zamanda, poligonların SİT sınırlarının doğal veya yapay eşiklere göre belirlenmediğinin görüldüğü belirtilerek, “sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı” doğal SİT olarak tespit edilen alanların yapılaşmasına izin verilebileceği göz önüne alındığında, uygulanması halinde davacı nezdinde telafisi güç zararlara yol açabileceği ve dava konusu işlemin hukuka aykırılığının açık olması nedeniyle yürütmenin durdurulmasına karar verilmiştir” dedi.
"BÜYÜK ÖLÇÜDE KAMU ZARARI OLUŞMAMASI İÇİN PROJENİN DURDURULMASI GEREKİR"
“Her iki karar birlikte değerlendirildiğinde, ülkemizde, bu kadar büyük bir alan için yürütülen işlemlerin, mahkeme kararları ve bilirkişi raporları doğrultusunda, sorumluluk içinde hareket ederek, büyük ölçüde kamu zararının oluşmasına neden olunmaması için durdurulması gerekmektedir" diyerek konuşmasını sürdüren Yılmaz, Anayasanın 2577 Sayılı Yasanın 50/5.maddesine vurgu yaparak şöyle devam etti;
"Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulması zorunludur" Yasanın bu amir hükmü gereğince ve yürütmeyi durdurma kararını değiştirecek nitelikte maddi ve hukuki değişiklik olmadığından Danıştay 6. Dairesi kararının DİDDK tarafından bozulacağı bellidir. DİDDK’nin yürütmeyi durdurma kararı, Danıştay 6.Dairesi’nin davanın reddi kararı ile ortadan kalkmıştır. Bunun fırsat olarak görülüp, Yarımada’da telafisi olanaksız zararlara yol açacak oldubittiler yaratılmamalı, temyiz başvurumuz hakkında karar verilene kadar yeni işlem ve eylem yapılmamalıdır. Ülkemiz, İzmir, Çeşme ve Urla halkına, basına, kurumlara, devletin ilgili birimlerine, saygı ile duyururuz.”