KEMAL ÖZKURT – ÖZEL HABER - Suriye’de 2011 yılında başlayan ve yaklaşık 13 yıl süren iç savaş, Heyet Tahrir Eş-Şam liderliğindeki muhalif grupların Şam’a girmesiyle birlikte resmen sona erdi. Bu tarihi gelişme, sadece Suriye için değil, Türkiye açısından da önemli bir dönüm noktası olarak görülüyor. Türkiye’de geçici koruma statüsüyle bulunan 3 milyondan fazla Suriyeli, savaşın bitişiyle birlikte büyük bir sevinç yaşarken birçok Suriyeli ülkelerine dönme hazırlığı yapmaya başladı. Sınır bölgelerinde yoğun hareketlilik yaşanırken, bu dönüş sürecinin Türkiye üzerindeki sosyal, siyasi ve ekonomik etkileri de gündemin ana maddelerinden biri haline geldi. Suriyelilerin geri dönüşünün işgücü piyasasından konut sektörüne, kamu harcamalarından tüketim kalıplarına kadar geniş bir yelpazede etkiler yaratabileceğine dikkat çeken ekonomistler, iş gücü piyasasında daralma yaşanabileceğinin yanı sıra maliyet enflasyonunun artabileceğini belirtti. Öte yandan, Suriyeli vatandaşların ülkelerine dönmesi konut piyasasında çok büyük ölçekte olmasa bile fiyat düşüşleri ve kira düşüşlerine yol açabileceği vurgulandı.
Geri dönüşleri devlet bütçesine etkisi, konut ve işsizlik gibi 3 farklı başlıklarla değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Ekonomist İbrahim Atilla Acar, “İlk olarak devlet bütçesine yükü açısından bakacak olursak gelenler için yapılan bütçe harcamaları azalacağı için bu kaynaklar başka yerlerde kullanılabilir. İkinci olarak konut talebinde bir azalma meydana geleceği için, boşaltılan evlerden dolayı ev kiralarının kısa vadede düşmesi beklenebilir. Son olarak ise farklı sektörlerde çalışan işçilerin boşalttığı alanlar Türkiye'deki işsizlik konusunda da etkili olabilir. Türkiye'de konut sahibi olan iş sahibi olan işveren durumundaki Suriyelilerin almış oldukları çifte vatandaşlıkların sonucunda Türkiye ve yeni Suriye arasında iş köprüleri daha fazla olabilir ancak bütün bunların gerçekleşmesi Suriye’nin normalleşmesine ve oradaki ortamın ticarete ve yaşamaya elverişli olmasına bağlıdır” diye konuştu.
Her şey yolunda gitse bile Suriyelilerin geri dönüş süreci yavaş gelişeceğini ve Türkiye ekonomisi üzerinde ani bir şok etkisi oluşturmayacağını ifade eden Ekonomist Bülent Toptaş, “Esad rejiminin çöküşünün son sahnesi kontrollü, nispeten kansız ve Batı’nın yakın gözetimi altında gerçekleşmiş gözüküyor. Bu durum, ilk bakışta bundan sonrasının da kolay geçeceği hissi yaratabiliyor. Ürdün’den, Lübnan’dan, Türkiye’den Suriye’ye dönüş veya dönüş arzusu haberleri geliyor. Bununla birlikte, Suriye iç savaşla parçalanan, ciddi alt yapı sorunları yaşayan bir ülke. Bu nedenle her şey yolunda gitse bile geri dönüş süreci yavaş gelişecek ve Türkiye ekonomisi üzerinde ani ve şok şeklinde bir etki oluşturmayacaktır. Suriye iç savaşla tahrip olmadan önce bile Türkiye bu ülkeye göre daha cazip bir ülkeydi. Bu nedenle de Türkiye’ye gelen sığınmacılar genellikle geri dönüş konusunda fazla istekli olmayabilecektir. Özellikle, Türkiye’de iş kuranlar ve vasıflı olmayı gerektiren işlerde çalışanlar doktor, mühendis, avukat, teknisyen gibi vatandaşlar ülkelerine dönmek konusunda fazla istekli olmayabileceklerdir. Vasıfsız ucuz iş gücü de Suriye’ye dönmek konusunda aceleci olmayacaktır. Muhtemelen ucuz iş gücünün ülkeden ayrılması en azından kısa dönemde Türkiye’deki hükümetin işine gelmeyecek ve bu yönde zorlayıcı olmayacaktır” dedi.
Türkiye’ye gelen Suriyelileri parası, serveti olanlar ve olmayanlar olarak iki grupta değerlendiren Ekonomist Mahfi Eğilmez, “Suriyelilerin bir bölümünün ülkelerine dönmesinin ekonomimize üç farklı etkisi olabilir diye düşünüyorum. Birincisi parası olmayan grupta yer alan Suriyeli emekçilerin bir bölümünün ülkelerine dönmeleriyle yerli üreticiler ucuz emek gücünün önemli bir kaynağını kaybedeceklerdir. Bu durumda daha pahalı emek istihdamına gitmek zorunda kalacakları için maliyetleri artacaktır. Talepte daralma ortaya çıkmasaydı bu artışı kolayca fiyatlarına yansıtabilirlerdi ama talep düştüğü için bu yansıtma sınırlı olabilecek, kârları düşecektir. Maliyet artışının fiyatlara yansıması sınırlı kalsa bile bu durum maliyet enflasyonunda artışa yol açabilecektir. İkincisi ise parası olan grupta olup da buradaki işlerini tasfiye edip ülkelerine dönecek olanların GSYH’ye katkısı ortadan kalkacaktır. Bunun etkisinin çok sınırlı olacağını düşünüyorum. Son olarak ise her iki gruptan çok sayıda kişinin ülkelerine kesin dönüş yapmaya karar vermesi halinde bunlardan bir bölümü burada vatandaşlık elde etmek için satın aldıkları konutlardan süresi dolmuş olanları satacaklardır. Bu eğilim konut piyasasında çok büyük ölçekte olmasa bile fiyat düşüşleri ve kira düşüşlerine yol açabilir. Ülkelerine dönecek olanların sayısına bağlı olarak GSYH’de ortaya çıkabilecek düşüş kişi başına gelirde daha sınırlı bir düşüşe yol açacağını tahmin ediyorum. Çünkü bilindiği gibi bu kişilerden vatandaşlık almamış olanlar kişi başına gelir hesabı yapılırken nüfus içinde sayılmamaktadır” ifadelerini kullandı.