TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi tarafından Çernobil nükleer santral kazası yıldönümü sebebiyle yapılan basın açıklamasında basın açıklamasında ülkemizde sıkça yaşanan yıkıcı depremler ve iklim ilişkili çeşitli afetler, yeni kurulacak bir nükleer tesiste kaza riskini önemli ölçüde artırdığı belirtilirken geçtiğimiz yıl yaşanan 6 Şubat depremlerinde, 2021’de yaşanan büyük orman yangınlarında, İliç’te yaşanan maden kazasında yöneticilerin ve sorumluların acil müdahalelerdeki ve kriz yönetimindeki yetersizliği sebebiyle Akkuyu’da yaşanacak bir nükleer kazanın bir felakete dönüşme ihtimalinin çok yüksek olduğu belirtildi.
Türkiye’de geçmiş dönemlerde yaşanan kazalar sonucunda alına acil müdahale önlemlerinin yetersizliği sebebiyle Akkuyu Nükleer Santralinde yaşanabilecek herhangi bir kazanın felakete dönüşme ihtimalinin çok yüksek olduğu belirtilen raporda şu ifadelere yer verildi ;
"Ülkemizde sıkça yaşanan yıkıcı depremler ve iklim ilişkili çeşitli afetler, yeni kurulacak bir nükleer tesiste kaza riskini önemli ölçüde artırmaktadır. Geçtiğimiz yıl yaşanan 6 Şubat depremlerinde, 2021’de yaşanan büyük orman yangınlarında, yakın zamanda İliç’te yaşanan maden kazasında ve örneklerini arttırmakta hiç zorlanmayacağımız sayısız benzeri olayda, yöneticilerin ve sorumluların acil müdahalelerdeki ve kriz yönetimindeki yetersizliği, 1986 Çernobil felaketi sonrası ülkemizde egemen olan anlayışın hiç değişmediğinin en önemli göstergeleri olmuştur. Yaklaşık 20 yıldır Gaziemir’de gömülü olan radyoaktif ve tehlikeli atıkların hala bertaraf edilememiş olması yine toplum ve çevre sağlığını arka plana atan bu anlayışın ürünüdür. Bu nedenle, Akkuyu’da yaşanacak bir nükleer kazanın bir felakete dönüşme ihtimali ne yazık ki çok yüksektir."
SANTRALLER SİYASİ TERCİH ÜRÜNÜDÜRKurumdan yapılan açıklamanın devamında nükleer santrallerin yüksek fiyatlı elektrik sattığı gerekçesiyle enerji ihtiyacına cevap verilmediği belirtilerek, “Diplomatik gelişmeler ve seçim süreçleriyle işletmeye alınma tarihi defalarca değişen Akkuyu Nükleer Güç Santrali, açıkça siyasi bir tercihin ürünüdür. Savaşlar, terör, afetler ve krizlerle dolu coğrafyamızda, doğayı ve yaşamı tehdit eden nükleer santrallerden vazgeçilmelidir. Hiçbir siyasi ‘kazanç’, yaşamın önüne geçmemelidir” ifadelerine yer verildi.