Yarışmalar gazeteciliğe olan inancı geri getiriyor

Erdal Erek ile Soru-Yorum programına katılan Seferihisar Gazeteciler Cemiyeti Başkanı İnanç Karabulut, Mustafa Karabulut Yarımada Gazetecilik Ödülleri’nin genç gazetecilere umut olduğunu dile getirdi.

Haber Giriş Tarihi: 13.12.2024 16:51
Haber Güncellenme Tarihi: 13.12.2024 16:51

AYSELİN UZUN / İLKES TV ekranlarında yayınlanan Erdal Erek ile Soru-Yorum programının bu haftaki konuğu Seferihisar Gazeteciler Cemiyeti Başkanı İnanç Karabulut oldu. Başkan Karabulut, programda babası ve Seferihisar Gazeteciler Cemiyeti’nin kurucusu olan, Mustafa Karabulut adına düzenlenen ‘Mustafa Karabulut Yarımada Gazetecilik Ödülleri’ hakkında konuştu. Ayrıca geçmişten bugüne Seferihisar’da gazetecilik yapan meslektaşlarının yaşadığı süreci ve dernekleşmeye giden yolu anlattı.

CEMİYET FARKLI İDEOLOJİLERDEN GAZETECİYİ BİR ARAYA GETİRDİ

Seferihisar’da çok köklü bir gazetecilik geçmişi olduğuna dikkat çeken Karabulut, Seferihisar’da örgütlenme süreçlerini şöyle anlattı: “Seferihisar, 1977’den beri basılı yayınların olduğu, birçok gazetecinin ve basın emekçisinin yer aldığı bir yer. Hikayesi olan her şey çok güzeldir. Seferihisar Gazeteciler Cemiyeti’nin de bir hikayesi var. Şöyle bir hikaye; biliyorsunuz gazetecilik bir değişim ve dönüşüm geçiriyor. Bunun yanı sıra da her geçen gün sayımız artıyor. Bu kapsamda 2019 yılında biz arkadaşlarımızla birlikte Seferihisar Gazeteciler Cemiyetini filizlendirirken bir gazetecilik manifestosu yayınlamaya karar verdik. Buna ihtiyaç duyduk çünkü aramıza yeni katılanlar vardı ve biliyorsunuz gazetecilik çok fazla etik kuralı bulunan ve kuralları olan bir meslek. Bu noktada da orada gazeteci olarak bulunan 30 kişiden 28’i manifestosunun altına imzamızı attı. Bu bizi dernekleşmeye götürdü. Tabi sadece gazetelerin imtiyaz sahipleri değil, köşe yazarları, siyasi partilerin basın danışmanları, kamu kurumlarının basın temsilcileri ile birlikte 30 kişiyi geçtik. Baktık ki aslında dünya görüşlerimiz ve ideolojilerimiz farklı olsa da bazı etikler ve gazetecilik bizi bir araya getirebiliyor. Derneğin kuruluş süreci aslında böyle başladı. Sonra rahmetli babam Mustafa Karabulut’un hep bir vizyonu vardı; hedefimizi ve odağımızı gençlere çevirmemizi söylerdi. Bu kapsamda projelerimiz de oldu. Örneğin Tarım Gazeteciliği Buluşması. Orada en değerli olan İletişim Fakültelerinden yeni mezun cıvıl cıvıl gençler, değerli üstatlarımız ile buluştu. Bir tecrübe aktarımı oldu. Bir taraftan da biliyorsunuz gazetecilikte branşlaşma çok önemli o yüzden Tarım Gazeteciliğiyle başladık. Sonrasında da İklim Gazeteciliği Buluşması yaptık. Daha sonra Türkiye’de yapay zeka alanında adını çok duyduğumuz Sinem Saka ile bir proje yaptık. Bu tip programlarla gördük ki gazetecilik bir taraftan da değişen ve dönüşen bir meslek. Dolayısıyla biz bu geçişi daha çok yumuşatmak ve meslektaşlarımıza birtakım yetkinlikler kazandırmak için bu tarz programlar düzenliyoruz.”

TOPLUMSAL OLAYLARDA ÖRĞÜTLÜ HAREKET EDİYORUZ

Cemiyet olarak toplumsal olaylara örgütlü bir duruşları olduğunu vurgulayan Karabulut, “Birçok toplumsal olayda örgütlü hareket ediyoruz. Örneğin çeteleşme gibi adli olaylara karşı da ‘Seferihisar’da çeteleşmeye izin vermeyeceğiz’ diyerek bir manifesto yayınladık ve Seferihisar halkı bu manifestonun arkasında durdu. İnanılmaz bir paylaşım aldı. Orada aslında hem toplumsal farkındalık sağladık hem de toplumun gücünü bu tip doğru meselelerle arkamıza aldığımız zaman neler yapabileceğimizi gördük” şeklinde konuştu.

HABERLERİMİZİN AYAKLARI YERE SAĞLAM BASMALI

Yerelde gazetecilik yapmanın bazı zorluklarına değinen Karabulut, “Bunun birtakım zorlukları var. Maalesef her zaman pozitif gündemlerle karşılaşmıyoruz. Zaman zaman karşı karşıya gelmemiz gereken insanlar oluyor ve o insanlarla ertesi gün aynı kaldırımlarda karşılaşabiliyorsunuz. Ancak bu işin dengesi şu; ayakları yere basan haberler yapmak zorundayız. Yaptığımız haberlerin ayakları yere basmazsa mahcubiyet yaratan durumlarla karşılaşırız” dedi.

ÖNCELİK TOPLUMSAL FAYDA

Söz konusu toplumsal fayda olduğunda örgüt ve cemiyet gözetilmemesi gerektiğini dile getiren Karabulut, “Biz İzmir bazında örgütlenen mesleki herhangi bir kuruluşun ikamesi değiliz. Çünkü biz onlara göre çok daha mikro düzeyde bir öğütlenmeyiz. Bu çoğu zaman bir tartışma konusu da oluyor. Bazıları İzmir’de birden fazla derneğe, cemiyete gerek var mı diye soruyor. Buna gelecek olursak; biz şu anda Türkiye Gazeteciler Sendikası ile dahi eğitim programları düzenliyoruz. Mesele toplumsal fayda olduğu zaman ‘ben, sen, buna ne gerek vardı’ noktasından çıkmak lazım diye düşünüyorum. Türkiye Gazeteciler Sendikası ile biz bir şeyler yapmaya çalışırken niye şu ana kadar İzmir Gazeteciler Cemiyeti ile ortak bir program yapmadık? Yaptığımız programlara çok değerli isimler geldi. Keşke bu katılımcı sayısını daha da arttırabilseydik. Mesele toplumsal fayda konusunda taş üstüne taş koyabilmek” diye konuştu.

YARIŞMA GENÇLERİN MOTİVASYONUNU ARTTIRIYOR

Babası Mustafa Karabulut adına düzenlenen gazetecilik yarışmasının genç gazeteciler üstünde yarattığı etkiye vurgu yapan Karabulut, “Mustafa Karabulut Yarımada Gazetecilik Ödülleri’nin bu yıl 2’ncisini düzenliyoruz. Haber, video fotoğraf ve yarımada olmak üzere tam 4 kategoride başvuru yapılabiliyor. Geçen yıl yarışmada ödül alan genç bir arkadaşımızın söylediği sözler de doğru bir iş yaptığımızı bize bir kez daha gösterdi. Kendisi meslekten soğuduğu bir dönemde o ödülü aldığını ve bu nedenle mesleğe karşı motivasyonunun tekrar arttığını söyledi.  Bu bizim için çok önemli” dedi.