Mahalle bazında sorunların çözümü için vatandaşların kapısını çaldığı muhtarlıklar kendi yetki sınırları dahilinde vatandaşlara yardımcı olmaya çalışırken; vatandaşların muhtarlardan beklentisi ise onlardan daha fazla olabiliyor. Muhtarların yetki ve sorumluluklarının vatandaşlar tarafından iyi bilinmediğini söyleyen Karşıyaka Muhtarlar Derneği Başkanı ve Donanmacı Mahallesi Muhtarı Coşkun Zenginer, mahalle bazından sorunların çözümü için teknolojiyi ve eğitimi işaret etti. Bireylerin eğitilerek sorunların önüne geçilebileceğini aktaran Zenginer, teknolojiden faydalanarak yerel sorunlara hızlı çözümler üretilebileceğini dile getirdi.
Donanmacı Mahallesi’nde altyapı ve otopark sorunları olduğunu söyleyen Zenginer, 30 Ekim depreminde mahalledeki bazı binaların hasar aldığını söyledi. Kentsel dönüşüm sürecinin de durma noktasına geldiğini aktaran Zenginer, “En büyük ihtiyacımız alt yapı. Karşıyaka olarak baktığımız zaman yapılarımız eski. Göç alan bir yer nüfus sürekli artıyor. Cadde ve bulvarlarımız eski yenisi yapılmadı. Yeni diyebileceğimiz tek yer yalı bulvarı dediğimiz denizin doldurularak yapıldığı sahil şeridi. 30 Ekim Depreminden sonra bazı binalar orta hasar aldı ağır hasar aldı bunların itiraz süreçleri oldu. Neticede kararı veren çevre, şehircilik ve iklim değişikliği il müdürlüğü. 6306 sayılı kentsel dönüşüm yasayı ile başladı esas sorun. O dönem büyükşehir belediyesi meclis kararı ile hasar lan binalara kat artışı verdi. Daha sonradan iptal edildi bu kararlar. Ekonominin durumu belli bu konuda mağduriyetler oluştu ve kentsel dönüşüm süreci durağan hale geldi. Bu konuda bir de torba yasa var biliyorsunuz. Vatandaş sosyal medyadan ve haberlerden gördüğü kadarı ile biliyor ve bize soruyor. Bu yüzden diyoruz ki muhtarların mevzuat bilmesi önemli vatandaşlara cevap verebilmesi için oysa muhtarlar seçilirken aranan şart okur-yazar olması yeterli yönünde” dedi.
Vatandaşların muhtarlardan beklentisinin fazla olduğundan bahseden Zenginer, insanların düşündüğü kadar yetkilerinin olmadığı belirtti. İnsanların da artık bu durumu bilmesi gerektiğini söyleyen Zenginer, “Biz yetkisiz yetkili gibi gözüküyoruz. Biz belediye fen işleri müdürü değiliz, kaymakam da değiliz, emniyet müdürü de değiliz. Biz arz ve rica makamıyız. Bunu bu ülkede 18 yaşını geçmiş herkesin öğrenmiş olması lazım. Diyorlar ki ‘biz sana oy verdik’ neye oy verdiğini biliyor mu peki bu insanlar? Her şeyi muhtarlardan bekliyorlar ancak bizim ne dozerimiz, kepçemiz var ne paramız pulumuz var. Bir yaptırım gücümüz de yok. 5490 sayılı kanun ile mekânsal adres değişim sistemi diye bir uygulama oluşturuldu. 10 yıllık saha çalışması ile bugün her adres her bina bu sisteme girdi. Mahallelerin bölünmesi ile beraber bunlara numarataj verildi. Biz kişileri sorguladığımız zaman ancak adı sanı belliyse adresi belliyse görebiliyoruz. Burada kaç kişi oturduğunu veya kaç kişi yaşadığını görebiliyoruz ama diğerlerini göremiyoruz. Kişi E-devletten görebilir ancak.” diye konuştu.
Mahallelerde yaşanan sorunların bireyler kaynaklı olabildiğine de işaret eden Zenginer, bireylerin eğitiminin önemine dikkat çekti. Bireylerden kaynaklı sorunlu sorunların çözümü için Avrupa’daki ceza sistemini örnek gösteren Zenginer, “Eğitim ailede başlar ailede gelişir ve topluma yayılır. Ebeveynlerin eğitimi çok önemli. Ebeveynler aile içerisinde öncelikle çocuklarına gerekli eğitimi verirlerse ve çocuğu özgürleştirirlerse çocuğun öz güveni gelişir. Bir ailenin çocuğu 6 yaşına kadar aileye aittir. 6 yaşından sonra okullara aittir. 18’inden sonra birey olduğu için topluma aittir. Bu bilinçle hareket edersek çevremizi temiz tutarız. Beslediğimiz can dostumuz dediğimiz evcil hayvanların temizliğine, beslenmesine özen gösterilmeli. Hepimiz hayvan seviyoruz ancak hayvanın da barınacağı yerler bellidir. Hepimiz apartmanlarda oturuyoruz ancak bırakın apartmanda can dostumuz dediğimiz türde hayvanları beslemeyi, koyun ve daha büyük hayvanlar besleyenler var. Bu uygun değil. O yüzden diyorum kişi bilinçlenirse toplum gelişir. Bugün kanunlar maalesef birisi yere bir şey attığı zaman size ona ‘niye attın’ deme yetkisi tanımıyor. Sana ne dediği zaman demoralize oluyoruz. Bugün bazı belediye başkanları bunlarla ilgili kabahatler kanunları uyarınca cezalar kesiyor. Avrupa’ya gittiğimiz zaman görüyoruz bunların hepsi kamera sistemi ile tespit ediliyor cezalarını ödemek zorunda kalıyorlar” şeklinde konuştu.
TEKNOLOJİ YAKALANMAK ZORUNDAYerel sorunların çözümünde teknolojinin önemine dikkat çeken Zenginer, ilçe belediyesi ile işletilen sistemin büyükşehir belediyesine de entegre edilmesinin faydalı olacağından bahsetti. Kamera sistemlerinin takılmasını istedikleri bazı noktaları paylaşan Zenginer, açıklamalarını şu sözler ile bitirdi: “Biz her ay Karşıyaka Muhtarları olarak Karşıyaka Belediyesi ile toplantı düzenliyoruz. Belki de İzmir’de tek olan ve her ay gerçekleşen bir belediye – muhtarlar dayanışması var. Muhtarlarımız zaman zaman yazılı zaman zaman ise sözlü sorunlarını dile getiriyorlar. Hüseyin Mutlu Akpınar zamanında bir Whatsapp grubu kurduk. Biz artık teknolojiyi yakalamak zorundayız. Burada belediyeyi ilgilendiren konularda muhtarlık işleri müdürlüğü grubunda sorunlarımızı dile getiriyoruz. Burada muhtarlık işleri müdürü veya başkan görsel olarak kim ne paylaşmış görebiliyor. Büyükşehir kanunu ile beraber cadde ve bulvarların sorumluluğu büyükşehirlere ait. Buralarda bir sorun olduğu zaman biz muhtarlık işleri müdürlüğüne aktarıyoruz, onlar da daire başkanlığına aktarıyorlar. İzmir’de 30 ilçe 1296 tane muhtar var keşke bu sistem büyükşehir belediyesine entegre edilebilse ki bunu Konya Büyükşehir Belediyesi yapmış. Burada bir şey yazıldığı zaman bu büyükşehirde ilgili teknik ekibin önüne düşmeli. Bunlar yazılımla çözülebilecek basit şeyler. Bu şekilde arızanın giderilmesi süreci daha çabuklaşır diye düşünüyorum. Geçen ay toplantıda her muhtar mahallesine kamera takılmasını istediği yerleri belirtti. Bizde Çarşı’ya, Kemalpaşa Caddesi’ne takılmasını istedik. Çarşıya 11 tane dik olarak bağlanan sokak var. İskeleden çarşının girişini gören bir kamera ve İZBAN’ın oradan arka tarafı gören bir kamera olursa ve bunlar zaman içinde diğer sokaklara da yayılırsa bazı sorunların önüne geçebiliriz diye düşünüyorum.”