Yoksulluk çocukları okuldan uzaklaştırdı

MEB verilerine göre 15 yaş ve üzeri çocuklar okuldan uzaklaşıyor. Yoksulluğun çocukları okuldan uzaklaştırdığını belirten Eğitimci Danyeli, eğitime yeterince bütçe ayrılmamasını eleştirdi.

Haber Giriş Tarihi: 18.11.2024 08:52
Haber Güncellenme Tarihi: 18.11.2024 08:52

SEMİ TEKTAŞ-ÖZEL HABER - Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) verilerine göre 2023-2024’te eğitim dışındaki çocuk sayısı yüzde 38,4 artarak yaklaşık 612 bin 814’e yükseldi. Bu sayıyla eğitim dışındaki çocuk sayısı son üç yılın en yüksek seviyesine çıktı. 2023-24’te eğitim dışındaki çocukların yüzde 53,6’sı erkek, yüzde 46,4’ü kız çocukları oluşturdu. Geçtiğimiz yılda ise yüzde 49,9 erkek, yüzde 50,1’ni kız çocuğu olmak üzere 442 bin 643 çocuk eğitimin dışında kaldı. Eğitim dışında kalan çocuk sayısında görülen artış ve bu artışın ağırlıklı olarak erkek çocuklarda olması eğitimciler tarafından ekonomik krizin eğitimden kopuşta etkili olduğu belirtiliyor. Erkek çocuklarının eğitim yerine hane giderinde yardımcı olması, kız çocuklarının yine mali sıkıntılar nedeniyle eğitim alması yerine erken ve zorla evlilikler ile ev içi bakım yükü sırtlarına bindiriliyor. Yaş gruplarına göre bakıldığında ise 6-9 yaş grubunda yaklaşık 73 bin 872 çocuk, 10-13 yaş grubunda yaklaşık 86 bin 269 çocuk, 14-17 yaş grubunda yaklaşık 452 bin 672 çocuk eğitim dışında kaldı. 

EĞİTİMDEN UZAKLAŞILIYOR

İki eğitim-öğretim yılı arasında öğrenci sayısındaki değişim en fazla 2006 doğumlularda görülüyor. Bu gruptaki çocukların net okullaşma oranları son bir yılda yüzde 8,3 puan düştü. Bu grubunu yüzde 5,2 puan düşüşle 2007 doğumlular, yüzde 3,9 puan düşüşle 2006 doğumlular takip ediyor. Bu durum eğitimden erken ayrılmanın özellikle 15 yaştan itibaren arttığına işaret ediyor. Türkiye’de 15 yaşın resmî çalışmaya başlama yaşı olması bunu artıran sebeplerden biri olarak yorumlanıyor. Artan yoksulluk nedeniyle çocuklar aile yardım etmek, ailelerin eğitim masraflarını karşılayamaması yine çocukların eğitimden uzaklaşmasını sağlayan etkenlerin başından geliyor. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (EĞİTİM-SEN) İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Zeliha Danyeli, yoksullaşmaya vurgu yaptığı konuşmasında eğitime yeterince bütçe ayrılmamasını eleştirdi.

3 ÇOCUKTAN 1’İ OKULA GİDİYOR

Artan yoksulluk ve eğitim masraflarından dolayı dar gelirli ailelerin çocuklarını okula gönderemediğini söyleyen Danyeli, “Çocukların okuldan uzaklaşmasının en büyük sebeplerinden biri her geçen gün artan yoksulluktur. Ülkenin içinde yaşadığı ekonomik kriz halkı her geçen gün daha da yoksullaştırıyor. Bu yoksullaşma çocukların nitelikli bir eğitim ve öğretim görmelerini de engelliyor. Eğitim masrafları kayıt parası adı altına başlıyor ve bazı okullarda talep edilen kayıt parası velilerin ödeyemeyeceği miktarlarda oluyor. Çünkü Millî Eğitim Bakanlığı (MEB)’in okullara ayırdığı ödenek kurumlardaki masrafları karşılamıyor. Bu masraflarda velilerden alınan paralar ile karşılanmaya çalışılıyor. Özellikle de yoksul aileler bu paraları karşılanmakta zorlanıyorlar. Bununla birlikte aynı zamanda temel giderler olan okul kıyafetleri, kırtasiye giderleri yemek masrafları her yıl giderek artıyor. Geçen yıla oranla bu masraflar yüzde 70 oranında arttı. Ülkede yaşayan yoksul aileler çocuklarının temel eğitim giderlerini karşılamakta zorlanıyorlar. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’in belirlemiş olduğu açlık sınırının altında 36 milyon insan yaşıyor. Yaşanan bu ekonomik krizde ister istemez yoksul ailelerin çocuklarının nitelikli bir eğitim öğretim almalarının önünde engel oluyor. MEB’in tasarruf tedbirleri kapsamında okul servislerine mesafe sınırı getirmiş olması da çocukların eğitime erişimini engelledi. Özellikle dezavantajlı bölgelerde okuyan kesimlerin bu servis paralarını ödemeleri mümkün olmayınca kendi çocuklarını okula göndermeme gibi bir durum ortaya çıktı. Bazı velilerimizle konuştuğumuzda 2-3 çocuğu olan aileler bazen 2, bazen 1 çocuğunu okula gönderiyor, kalan çocuklarını okula gönderemiyor” diye konuştu.

ÇOCUKLAR UCUZ İŞ GÜCÜ 

Çocukların ucuz işgücü olarak kullanıldığını belirten Danyeli, anayasal olan eğitim hakkı için MEB’in yeterli bütçe ayırması gerektiğini ifade etti. Danyeli, “Yoksulluğun artmasıyla birlikte evin ihtiyaçları karşılanamıyor. Aileler de çocuklarını okuldan uzaklaştırılıp ve çalıştırmak zorunda kalıyor. Çocuklar ucuz iş gücü olarak sermayenin beklentisi yönünde çalıştırılıyor. EĞİTİM-SEN olarak MESEM’lere de karşıyız. MESEM uygulamasıyla öğrenciler bir gün okula ve dört gün de ucuz iş gücü olarak işletmelerde çalıştırılıyorlar. Aslında bu da çocuk işçiliğinin meşrulaştırılmış adıdır. MESEM lere yoksul ailelerin çocukları gidiyor. Çocuklar akranlarıyla birlikte nitelikli bir örgün eğitim görmekten uzaklaşıyorlar. Hem zihinsel gelişimleri hem de sosyolojik gelişimleri sekteye uğruyor. Özellikle de büyük kentlere göç eden yoksul aileler yoksullaşmanın ve aynı zamanda temel ihtiyaçlarını karşılayamadıklarından dolayı çocuklarını kayıt dışı olarak bazı işletmelerde çalıştırmak zorunda kalıyor. Kız çocuklarının eğitim-öğretimden uzaklaşmasıyla birlikte evdeki bakım yükü artıyor eve daha çok hapsediliyor. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yaşandığı bir ortamda yaşıyoruz. Bununla birlikte kız çocuklarının evdeki bakım yükü artıyor, erken evlendiriliyor ve çocuk yaşta anne oluyorlar. Bununla birlikte erkeklerin şiddetine, istismarına daha fazla maruz kalıyorlar. EĞİTİM-SEN olarak eğitimin her çocuğun temel anayasal hakkı ve devlet tarafından da bir kamusal sorumlulukla karşılanması gerektiğini söylüyoruz. Bu hakkın ihlal edilmemesi için eğitimin ticarileştirilmesi yerine mutlaka kamusal bir anlayışla tüm çocukların sağlıklı, güvenli, tam donanımlı, parasız, ulaşılabilir eğitim almasını sağlamak devletin temel görevlerinden bir tanesidir. Bundan dolayı devletin eğitim masraflarını üstlenerek her çocuğun eğitim hakkını koruma altına almalıdır” diyerek sözlerini tamamladı.