İLKSES TV’de yayınlanan Gönül Morsünbül ile Kentin Sesi programının bu haftaki konuğu Zafer Partisi İzmir İl Başkanı Naşit Birgüvi oldu. Birgüvi, İzmir’in karşılaştığı temel sorunları, yerel yönetimlerin eksikliklerini ve şehrin geleceği için yapılması gereken yatırımları gündeme getirdi. İzmir’in gündeminden düşmeyen Basmane Çukuru’nun geleceği konusunda İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’a güvenmediklerini ifade eden Birgüvi, “Basmane Çukuru’nda belediyenin yüzde 30’luk hissesi bulunuyor. Biz bu konuda Cemil Tugay’a güvenmiyoruz. Çünkü Tugay, Karşıyaka Belediye Başkanı iken, belediyeye ait Mavişehir’deki değerli bir araziyi dörtte bir fiyatına Cengiz İnşaat’a satmıştı. Bu bölgenin de aynı şekilde peşkeş çekilmesine izin vermeyeceğiz” dedi.
Basmane Çukuru konusunda İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’a güvenmediklerini ifade eden Birgüvi, “Basmane Çukuru’nda belediyenin yüzde 30’luk hissesi bulunuyor. Ancak Cemil Tugay’a güvenmiyoruz. Onun yönetiminde bu tür değerli varlıkların peşkeş çekilerek satılabileceğinden endişe ediyoruz. Çünkü Tugay, Karşıyaka Belediye Başkanı iken, belediyeye ait Mavişehir’deki değerli bir araziyi dörtte bir fiyatına Cengiz İnşaat’a satmıştı. Seçim döneminde bu konu sorulduğunda, “Acemiliğime geldi” diyerek savunma yapmıştı. Son yerel seçimlerde, Kemal Kılıçdaroğlu’nun danışmanı Eren Erdem, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı için kulis çalışmalarını Cengiz İnşaat’ın yönlendirdiğini iddia etmişti. Nitekim Cemil Tugay, iddiaların odağındaki isimlerden biri olmasına rağmen, Büyükşehir Belediye Başkan adayı yapıldı. Şimdi TMSF’ye ait olan Basmane Çukuru’na talip olanların başında yine Cengiz İnşaat bulunuyor. Tugay, “Kim alırsa alsın, belediyenin yüzde 30’luk hissesini vermeye hazırız” dedi. Basmane, İzmir’in en merkezi ve kıymetli bölgelerinden biri. Bölgenin satılmasıyla bir AVM ya da gökdelen inşa edilmesi planlanıyor. Ancak bir AVM yapılması durumunda küçük esnafın ciddi zarar göreceği açık” diye belirtti.
SARAYIN BİR DAKİKALIK GİDERİ 22 BİN TLAsgari ücretle ilgili değerlendirmelerde bulunan Birgüvi, "Milleti açlık ve sefaletle bıraktıkları bir süreci yaşıyoruz. Memur, işçi, emekli artık açlıkla sınanır hale geldi. Cumhurbaşkanımızın eşinin ‘Öğünlerinizi azaltın’ telkinine uymak zorunda kaldığımız bir dönemden geçiyoruz. Sadece memur ve işçi değil, sanayici de dertli. Toplumun tüm kesimleri feryat figan içinde. Ev hanımları tenceresini kaynatamıyor, çocuklarını aç yatırıyor. Tok olanlar, açın halinden anlamıyor" dedi. Birgüvi, geçen hafta sarayda verilen bir yemek davetine de değinerek, "Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın dakikalık masrafı 22 bin TL, bu da açıklanan asgari ücretle aynı. Sarayın bu israfı, memura, işçiye, esnafa ve sanayiciye hiçbir şey bırakamıyor. Maaş alan kesimler, maaşlarını eskiden 15 gün yettiriyordu, şimdi 10 gün bile yetiremiyor. Bu rakamlarla insanların geçinmesi mümkün değil. Zaten yapılan zamlar, hafta içinde eriyor. Piyasa kontrolünü tamamen kaybettiler. Verilen bu ücret, ekonomik felaketin göstergesidir. Ara zam ihtiyacı daha erken gündeme gelebilir" ifadelerini kullandı.
İZMİR MEGA KÖY OLDUİzmir’in altyapı sorunları, kentsel hizmet eksiklikleri ve yerel yönetimlerin performansı hakkında eleştirilerde bulunarak kentin pek çok temel konuda geride kaldığını söyleyen Birgüvi, “İzmir, tam anlamıyla bir mega köy haline geldi. Trafik, altyapı eksiklikleri ve körfez kirliliği, şehrin çözülmesi gereken en büyük sorunlarından. Hizmet ya çok geç geliyor ya da hiç hak edilen seviyede değil. Plankton patlaması ve körfezdeki kirlilik, şehrin tarihinde daha önce görülmemiş seviyelere ulaştı. Deprem gibi kritik bir konuda ise hala bir ön hazırlık yapılmamış durumda. Bayraklı depreminin yaraları bile tam anlamıyla sarılamamışken yeni bir depreme karşı hazırlıksız olmak çok endişe verici. İzmir seçimden bugüne trafik, altyapı ve körfez gibi bütün sorunların yumak olduğu mega köy haline geldi” dedi.
İZMİR’E ÖKSÜZ EVLAT MUAMELESİ YAPILIYORİzmir'de vatandaşların gerekli hizmetleri alamamasının, kaynakların doğru kullanılmamasından kaynaklandığını belirten Birgüvi, “Kendi öz kaynaklarıyla ya da İller Bankası’ndan aldığı payla kendine yeten birçok ilimiz var. İzmirli ruhsat alırken, emlak, çöp ve park vergisi gibi çeşitli ödemeler yapıyor. Ayrıca İller Bankası’ndan belediyelere tahsis edilen ödenekler var. Ancak bu ödeneklerin yüzde 80’ini personel giderine harcar ve ihtiyaç fazlası personel çalıştırırsanız, yatırıma hiçbir şey kalmaz. İzmir, kendine yetmesi gereken bir şehirken yatırım yapılmıyor. Sadece yerel yönetim mi İzmir’e yatırım yapmıyor? Hayır. İzmir, 2023’te merkezi bütçeye 400 milyar lira gelir vergisi ödemiş. İzmirli, ödediği bu 400 milyarın en azından yüzde 40’ının yatırıma dönmesini istemez mi? Ama 2024 bütçesinde İzmir’e yalnızca 24 milyar lira ayrıldı ve bunun da sadece 16 milyar lirası ödenek olarak kullanıldı. 400 milyar verip 16 milyar almak, İzmir’e öksüz evlat muamelesi yapıldığını gösteriyor” diye konuştu.