Gaziantep'te sıcakların 40 dereceyi aştığı bir ortamda, Bakırcılar Çarşısı'nda çalışan ustalar, 100 dereceye varan ateş ocağında bakır kalaylama işlemlerine devam ediyorlar. Bu meşakkatli iş hem geçim kaynağı sağlıyor hem de geleneksel bir zanaatın sürdürülmesine katkıda bulunuyor
Cahit Çalı gibi uzun yıllardır bu mesleği sürdüren ustalar, yaz-kış demeden çalışarak geçimlerini sağlıyorlar. Çalı, 60 yıldır bu işi yaparak ekmek parasını kazandığını belirtiyor. Özellikle yaz aylarında, 40 derece ve üzerindeki sıcaklıklarda, ocakların 100 dereceye kadar çıkabilen ateşleriyle çalışmak oldukça zorlayıcı olabiliyor. Ancak bu durum, kalaylama işinin emek isteyen ve sabır gerektiren bir iş olduğunu gösteriyor.
Çalı, kadınların bakır kullanımını tercih etmemesinin sebebini, bakırın emek istemesine bağlıyor. Bakırın, yiyeceklerin pişirilmesinde kullanıldığında dibi sarıya boyaması nedeniyle tercih edilmediğini belirtiyor. Ancak bakırın sağlığa zararlı olduğu algısının yanlış olduğunu vurguluyor. Çelik kapların yaygınlaşmasıyla birlikte, bakırın insan sağlığına zararlı olduğu düşüncesi oluşmuş, ancak gerçekte bakırın doğru kullanıldığında sağlıklı olduğunu ifade ediyor.
Çalı, müşterilerin kalay işinin zaman alıcı ve emek isteyen bir süreç olduğunu bilmesine rağmen, hızlı sonuç beklediklerini belirtiyor. Bu durum, ustaların sıcaklık ve yoğunluk içinde dahi vatandaşların taleplerini karşılamak için çaba göstermesini gerektiriyor. Ürünlere göre değişen fiyatlarla çalışan ustalar, ekonomik olarak da sıkıntı yaşamadan mesleklerini sürdürmeye çalışıyorlar.
Gaziantep'teki bakır ustaları, geleneksel zanaatlarını yaşatırken, aynı zamanda şehrin kültürel dokusuna ve ekonomisine katkıda bulunuyorlar. Bu meslek, ustaların özverili çalışmaları sayesinde gelecek nesillere aktarılmaya devam ediyor.