“Çocuklara benden bir anı olsun”

İzmirli ödüllü öykücü Ahmet Büke, dokuz öykü kitabı, bir gençlik romanının ardından külliyatına bir de çocuk kitaplarını ekledi

Haber Giriş Tarihi: 12.06.49673 20:23
Haber Güncellenme Tarihi: 12.06.49673 20:23
https://www.ilksesgazetesi.com

E. ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER

Sait Faik Hikaye Armağanı ve Oğuz Atay Öykü̈ Ödülü̈ gibi önemli ödüllerin sahibi İzmirli yazar Ahmet Büke, bu kez çocuklar için yazdı. Büke’nin okumaya yeni başlayan çocuklara yazdığı iki kitaplık Zeyno Kitapları Dizisi, Günışığı Kitaplığı etiketiyle yayımlandı. İki kitaplık diziyi 4 yaşındaki kızı Zeyno’ya armağan eden Büke, çocuklar için yazmaya iki yıl önce karar verdiğini söyleyerek, “Üstelik yakınımda büyümelerine tanıklık ettiğim çocuklar vardı. Yürümeye, konuşmaya, dans etmeye başlamışlardı. Onlara da benden birer anı kalsın istedim” dedi.

YAZMAK HOŞUMA GİTTİ

“Edebiyat büyülü bir dünya idi ama orada yazar olarak da yaşayacağım hiç aklıma gelmemişti” diyen Büke, yazarlığa nasıl başladığına kısaca şöyle değindi: “Sevdiğim kitapları okşar dururdum daha çok. Yazmaya biraz arkadaş mavrası olarak başladım. Eski arkadaşlarla kurduğumuz bir mail grubu vardı. Yarı gerçek, yarı uydurma metinler yazıyordum. Hoşuma da gitti öykü yazmak. Arkadaşlarımın dışında beğenenler de oldu. Ama yazdıklarımdan birkaçı arka arkaya Adam Öykü’de yayımlanıncaya kadar pek ciddiye almamıştım. Sonra Necdet Şen, derkenar isimli sitesinde yer verdi yazdıklarıma. Bir polisiye öyküler yarışmasında (Xasiork) dereceye girdim (2002), öyle sürdü gitti. Sebat etmem sanırdım, kendimi de şaşırttım.”

ÇOCUKLARA ANI KALSIN İSTEDİM

Çocuklar için ilk kez bir kitap kaleme alan Büke, Zeyno Kitapları Dizisini yazmaya nasıl karar verdiğini şöyle anlattı: “Her yazar okumaya tutkundur; sanırım bu alışkanlık önce çocuklukta başlıyor. Doğal olarak ilk sevdiğiniz, aşık olduğunu kitaplar çocuk kitapları oluyor. İlk aşklar da hiç unutulmaz. Benim de unutamadığım kitapların bir kısmı çocukluk anılarımın arasından el sallayan çocuk kitapları, onların kahramanlarıydı. Bir yaştan sonra insan boyundan büyük işlere kalkma cesareti buluyor galiba. İki yıl önce karar verdim bir çocuk kitabı yazmaya. Üstelik yakınımda büyümelerine tanıklık ettiğim çocuklar vardı. Yürümeye, konuşmaya, dans etmeye başlamışlardı. Onlara da benden birer anı kalsın istedim. Bir hafta içinde ikisini de yazdım ama yayımlatma süreci hayatın koşturması içinde uzadı biraz.”

SICAK BİR AİLE ÖYKÜSÜ

İki kitaplık dizi ile çocuklara zengin bir hayal dünyası sunan Büke, “Küçük bir ailenin etrafında geçiyor. Anne, baba, bir de afacan kız çocuğu. Baba bulduğu işlerde çalışan, hafif komik birisi. Kötü de yazsa şiir yazmaya tutkun. Anne bilim insanı, uzay çalışmalarına katılıyor; sık sık evden hatta dünyadan uzakta çalışıyor. Ha, bir de Paspas var, evin yaramaz kedisi. Ufaklık da bütün bu etrafında dolanan hayatı gözlemleyen bir kız çocuğu” ifadelerini kullandı. Büke, “Bir yazar olarak çocukların dünyasını nasıl tanımlıyorsunuz” sorusunu ise şöyle yanıtladı: “Aslında birini içeriden ötekini de dışarıdan bildiğim iki çocukluk hali var. İlki benim çocukluğum. Acayip, sisler içinde, acı biber gibi: tadına hiç doyulmamış. İkincisi hemen yanımda, tanıklık ettiğim, çok şaşırdığım, hayran olduğum hatta zaman zaman kıskandığım çocukluklar. Tanıklık tanımlamaya biraz engel oluyor galiba. Biraz da bu yüzden, anlamak için yazıyorum” diyerek içeriğinden bahsetti.

ÇOCUKLUK KAHRAMANIMDI

Yakın zamanda kaybettiğimiz çocuk kitaplarının usta yazarı Muzaffer İzgü’nün kendisi üzerindeki etkisine değinen Büke, “Muzaffer Abi, benim çocukluk kahramanlarımdan biriydi. Babam da onun Akbaba’daki yazılarını anlatırdı; ‘Atom karınca’ derdi onun için. İzgü çocukların da, yetişkinlerin de dünyasında yer etmiş ender bir yazardı. Ama bence en büyük tarafı, güçsüzden, yoksuldan yana olması, bu kutbunu hiç yitirmemesiydi. Günümüzde bundan daha zor bulunan bir özellik yok” dedi. 4 kitabı 4 yaşındaki kızı Zeyno’ya armağan ettiğini belirten Büke, “Metin Altıok’un kızı Zeynep’e, ‘Babanı hep böyle güleç hatırla’ diye not düştüğü çok güzel bir fotoğrafı var. Ben de kızıma, ‘Babanı hep böyle muzip hatırla’, diye bir anı bırakmak istedim. Fakat tahmin ediyorum ki, çocuklara -hele bu zamanda- dikte ederek bir alışkanlık kazandırmak mümkün değil. Zeyno’nun kitaplara aşık olmasını isterim ama bunun için onları sevmesi gerekir. Belki kendinden ufak tefek detaylar bulacağı bu iki kitap buna yardım eder. Umut işte. Çocuk kitapları yazmaya devam edebilirim ama öncelikle çocuklar bu yazdıklarımı sevecek mi onu merak ediyorum” şeklinde konuştu.

SAĞ OLURSAK YAZARIM GENE

İstanbul’dan ‘geri dönüş’ün hikayesini İzmir’in sokaklarında anlatan ve 74. Venedik Film Festivali’nde dünya prömiyerini gerçekleştiren “Körfez” filminin senaryosunu Emre Yeksan ile birlikte kaleme alan Büke, yazarlığı açısından sinema tecrübesini şöyle anlattı: “İki senaryo çalışmasına katıldım. İkisi de çekildi ve vizyona girdi. Senaryo yazmak zor, filmin çekilmesi daha da zor artık. Bir daha fırsatım olur mu bilmiyorum ama zor işler de güzel oluyor gerçekten.” Önümüzdeki dönem yapmayı düşündüğü birkaç çalışma olduğunu dile getiren Büke, “Aklımda birkaç şey var ama daha çok toz ve gaz bulutu gibi. Bakalım sağ olursak yazarım yine galiba” dedi.

Ahmet Büke Kimdir?

1970’te Manisa’da doğdu. İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü’nden mezun oldu. 2008’de Alnı Mavide (2008) kitabıyla Oğuz Atay Öykü Ödülü’nü, 2011’de Kumru’nun Gördüğü (2010) ile Sait Faik Hikaye Armağanı’nı kazandı. Öykü kitaplarıyla dikkati çeken yazarın ON8 Blog’da tefrika etmeye başladığı öyküleri, Mevzumuz Derin (ON8, 2013) adıyla bir ilk romana dönüştü ve aynı yıl Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği’nin (ÇGYD) 2013 Yılın Gençlik Romanı Ödülü’nü kazandı. Aynı blogda “Sosyal Ayrıntılar Ansiklopedisi” adlı köşesinde her hafta paylaştığı öyküleriyse, Dünya Kitap 2015 Yılın Telif Kitabı Ödülü’ne değer görülen İnsan Kendine de İyi Gelir (ON8, 2015) ile Gizli Sevenler Cemiyeti (ON8, 2016) adlı kitaplarda toplandı. Eyvah, Babam Şiir Yazıyor ! ve Annemle Uzayda adlı resimli “Zeyno Kitapları”nda (2017) ilk kez çocuklara öyküler anlatan Büke, eşi ve kızı Zeynep’le birlikte İzmir’de yaşıyor.

Eyvah, Babam Şiir Yazıyor!

Dizinin bu ilk kitabı okurunu, şiirlerden gökyüzüne uzanan, sıcacık bir maceraya davet ediyor. Usta sanatçı Sedat Girgin’in desenleriyle bezeli Zeyno Kitapları, herkese ilham verecek. Zeyno, mutlu bir çocuktur. Annesi Sevinç, uzaybilimcidir. Babası Ahmet ise, belediyenin şikayet masasında çalışmaktadır; ayrıca, evde de “ünlü” bir şairdir! Anne uzun bir yolculuğa çıkınca, baba kız birlikte yine çok eğlenirler. Ama babası bir gün öyle ilginç bir fikirle çıkagelir ki, Zeyno bir sürü şiir dinlemek zorunda kalır…

Annemle Uzayda

Dizinin ikinci macerasında, eğlence ve heyecanın dozu artıyor, aile içindeki alışılmış roller değişiyor. Usta sanatçı Sedat Girgin’in desenleriyle bezeli bu renkli kitaplar, küçük büyük birlikte okumak için birebir. Zeyno’nun günleri, uzaya gidip gelen annesi Sevinç’e heyecanlanmak ve ev işlerini beceremeyen babası Ahmet’e gülmekle geçmektedir. Bir gün babası, işinden ayrıldığını, artık kağıt helvacıda çalışacağını söyler. Kağıt helvaların paketlerine şiirler yazıp satışı artırmayı hayal etmektedir! Annesiyse, Zeyno’nun ayaklarını yerden kesecek bir sürprizle çıkagelir!